Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2018/5444 E. 2018/14542 K. 18.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/5444
KARAR NO : 2018/14542
KARAR TARİHİ : 18.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : İnfaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokma
HÜKÜM : Mahkumiyet

Gereği görüşülüp düşünüldü:
Mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanıklar … vasisi ve …’in suçun sübutuna yönelik temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 18.12.2018 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI DÜŞÜNCE
… hükümlüsü olan sanıkların 19.04.2013 günü saat 23:45 sıralarında, kapalı ceza infaz kurumu tarafına geçtikleri ve etrafı tel örgü ile çevrili bahçede bir seyler aradıklarının görülmesi üzerine sanıkların üzerilerinde arama yapıldığı ancak bir şey bulunamadığı, geliş istikametlerinde yapılan aramada ağzı bağlı, içerisinde bir miktar esrara benzer madde ve 7 adet hap bulunan poşetin ele geçirildiği, poşetin yakınında yumurta büyüklüğünde bir taş bulunduğu, yapılan incelemede poşet içerisindekilerin 2 gram esrar ve 7 adet ekstazi tabir edilen uyuşturucu hap olduğunun tespit edildiği, sanıklardan alınan kan ve idrar örneklerinin incelenmesinde uyuşturucu
maddeye rastlanmadığı, sanıkların kapalı kurum tarafına geçmek için gösterdikleri gerekçenin tutarsız olduğu gerekçesiyle TCK.nun 297/1, 37 maddeleri gereğince cezalandırılmaları istemi ile kamu davası açılmış, mahkemece sanıkların firar etmek amacıyla poşetin bulunduğu alana geçiş gerekçelerinin inandırıcı bulunmadığı, sanıkların söz konusu yerde bir şey arar vaziyette görüldükleri gerekçeleriyle sanıkların ceza infaz kurumuna uyuşturucu madde soktukları kabul edilerek sanıkların cezalandırılmalarına karar verilmiştir.
Amacı somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden birisi de, insan haklarına dayalı, demokratik rejimle yönetilen ülkelerin hukuk sistemlerinde bulunması gereken, öğreti ve uygulamada; “suçsuzluk” ya da “masimiyet karinesi” şeklinde, Latincede ise “in dubio pro reo” olarak ifade edilen “şüpheden sanık yararlanır” ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkumiyetine karar verilebilmesi açısından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlak surette sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kurul, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği ya da gerçekleştiriliş şekli hususunda herhangi bir şüphe belirlenmesi halinde uygulanabileceği gibi, suç niteliğinin belirlenmesi bakımından da geçerlidir. Ceza mahkumiyeti, toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer kısmı göz ardı edilerek ulaşılan kanaate veya herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkan vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, sanıkların cezaevine uyuşturucu madde soktuklarını gören herhangi bir tanığın bulunmadığı, olay mahallinde ele geçirilen maddelerin kim tarafından oraya atıldığının tespit edilemediği, mahkemenin kabulüne göre olay mahallinde suç konusu başka madde bulunsa bunların da sanıklara ait olduğunun kabulü gerektiği, bu durumun ise muhakemesinin aradığı adalete uygun olmadığından sanıklara ait mahkumiyet kararının onaylanması yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne iştirak edilmemiştir.18.12.2018