Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2018/5159 E. 2018/14752 K. 20.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/5159
KARAR NO : 2018/14752
KARAR TARİHİ : 20.12.2018

Başkasına ait banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama suçundan şüpheli … hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda … Cumhuriyet Başsavcılığının 16.10.2017 tarihli ve 2017/22200 soruşturma 2017/18296 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii … 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 28.11.2017 tarihli ve 2017/4697 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosyası ile ilgili olarak;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Somut olayda müşteki vekilinin müvekkilinden izinsiz ve habersiz olarak muhtelif tarihlerde sigorta poliçeleri düzenlenerek kredi kartından ödemelerinin yapıldığını belirterek şikâyetçi olması üzerine yalnızca şüphelilerden …’nın ifadesi alınıp başkaca herhangi bir soruşturma yapılmadan, tarafların arasındaki iş ilişkisinin bulunduğu ve şüpheli hakkında kamu davası açılmasına yeterli delil elde edilemediğinden bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, suça konu sigorta poliçelerinin getirtilerek üzerlerinde imza ve iletişim bilgilerine yönelik inceleme yaptırılması ve sonucuna göre, şüphelilerin hukukî durumlarının değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 06.03.2018 gün ve 2018/1179 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 16.03.2018 gün ve KYB/2018…21671 sayılı ihbarnamesi ile Dairemize tevdii kılınmakla incelendi.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Müşteki… vekili 27.07.2017 tarihinde … Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat ederek müvekkili olan müştekinin reklamcılık işi ile uğrastığını, şüphelinin sigorta acentesi aracılığıyla daha önce araçlarına kasko ve sigorta işlemleri yaptırdığını ancak e…devlet üzerinden kontrole ettiğinde bilgisi ve rızası haricinde çok sayıda sigorta poliçesi olduğunu tespit ederek bu poliçelerin … Sigorta … Emeklilik ve Hayat şirketinin … temsilcisi olan şüpheli tarafından gerçekleştirildiğini belirterek şikayetçi olduğu; … Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında ifadesi alınan şüphelinin müşteki ile iş ilişkisinin bulunduğu, müştekinin talebi doğrultusunda sigorta ve kasko poliçeleri ile bireysel emeklilik poliçeleri düzenlediğini, hatta müştekinin kredi kartı bilgileri değiştiğinde kredi kartı bilgilerini kendisine söyleyerek poliçe tahsilatlarının bu kredi kartları üzerinden gerçekleştirildiğini ifade ettiği; … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “müşteki ile şüpheli arasında ki önceye dayalı iş ilişkisi birlikte değerlendirildiğinde şüpheli hakkında müsnet suçtan kamu davası açılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, verilen bu karara karşı yapılan itirazın, mercii tarafından reddedilmesi üzerine kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Ceza Muhakemeleri Kanununda;
“Madde 160 – (1) Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar.
(2) Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.
Madde 170 – (1) Kamu davasını açma görevi, Cumhuriyet savcısı tarafından yerine getirilir.
(2) Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.
Madde 172 – (1) Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir. Bu karar, suçtan zarar gören ile önceden ifadesi alınmış veya sorguya çekilmiş şüpheliye bildirilir. Kararda itiraz hakkı, süresi ve mercii gösterilir.
Madde 173 – (1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir.
(2) İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir.
(3) (Değişik fıkra: 18/06/2014…6545 S.K./71. md) Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, O yer Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet Savcısına gönderir. Cumhuriyet Savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
(4) (Değişik fıkra: 25/05/2005…5353 S.K./26.mad) Sulh Ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet Savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.
(5) Cumhuriyet Savcısının kamu davasının açılmaması hususunda takdir yetkisini kullandığı hâllerde bu madde hükmü uygulanmaz.” şeklinde yer verilen düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere; Cumhuriyet Savcısı kendisine yapılan suç duyurusu veya şikayet üzerine suçun gerçekten işlenip işlenmediğinin tespiti için hemen işin gerçeğini araştırmaya başlamalı ve maddi gerçeğin ortaya çıkmasına yarayan tüm yasal yöntemlere başvurmalıdır. Toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açması, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vermesi gerekmektedir.
Soruşturmaya konu olayda , şikayete konu poliçe asılları ve kredi kartları ekstrelerinin getirtilmesi, müştekinin usulüne uygun davet edilip, poliçeler üzerinde bulunan yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması; kendisine ait olmadığını söylemesi halinde,müşteki ve şüphelinin yazı ve imza örnekleri temin edilerek, poliçerdeki yazı ve imzaların müşteki veya şüpheliye ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması ve gerektiğinde bahsi geçen diğer acenta yetkililerinin dinlenmesi gerekirken,şüphelinin ifadesinin alınması haricinde hiç bir inceleme ve araştırma yapılmadan kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olması nedeniyle itirazın bu yönden kabul edilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesi,
Yasaya aykırı ve Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ihbarname içeriği bu itibarla yerinde görüldüğünden, … 2. Sulh Ceza Hakimliği’nin 28.11.2017 gün ve 2017/4697 değişik iş sayılı itirazın reddine ilişkin kararının CMK.nun 309.maddesi gereğince BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın Adalet Bakanlığı’na gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE, 20.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.