Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2018/3983 E. 2018/13999 K. 10.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/3983
KARAR NO : 2018/13999
KARAR TARİHİ : 10.12.2018

Hakkı olmayan yere tecavüz etme suçundan şüpheliler …ve … haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda Ceyhan Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 28.03.2016 tarihli ve 2016/215 soruşturma, 2016/966 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Ceyhan Sulh Ceza Hâkimliğinin 12.04.2016 tarihli ve 2016/1319 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosyası ile ilgili olarak;
Dosya kapsamına göre, şüphelilerin … ili Ceyhan ilçesi Büyük Burhaniye mahallesi 152 parsel sayılı taşınmaz üzerinde hakkı olmayan yere tecavüz suçunu işledikleri iddiasına ilişkin olarak taşınmaz üzerinde pay sahibi olmalarından dolayı payları oranında bahse konu taşınmaz üzerinde tasarrufta bulunabileceklerinden bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, dosyada mevcut taşınmaza dair tapu kaydının incelenmesinde, taşınmazın iştirak halinde mülkiyete konu olduğu, şüphelilerden …’in anılan taşınmaz üzerinde 1/18 oranında pay sahibi olduğu, diğer şüpheli … ise herhangi bir hissesinin olmadığı ve şüphelilerin anılan taşınmazı uzun zamandır kullandıklarını ikrar ettikleri, her bir paydaşın taşınmaz üzerinde kendi payı oranında kullanım hakkına da sahip olması gözetildiğinde, şüphelilerin üzerlerine atılı bulunan suçun unsurlarının oluşup oluşmadığının, dellilerin takdir ve değerlendirmesinin mahkemesince incelenmesi gerektiği gözetilmeksizin, kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 16.02.2018 gün ve 2017/8637 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 26.02.2018 gün ve KYB/2018…15220 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Hakkı olmayan yere tecavüz suçundan şüpheliler hakkında yapılan şikayet üzerine Ceyhan Cumhuriyet Başsavcılığınca; şüphelilerden …’in alınan savunmasında; suça konu 152 parsel nolu taşınmazın mirasçısı olduğunu, kendisinin de burada hakkı olduğunu, bu nedenle kızı olan … ile birlikte burayı işlediğini, atılı suçlamayı kabul etmediğini beyan ettiği, şüpheli …’nın alınan savunmasında suça konu taşınmazda babası …’in mirasçı olması nedeniyle hakkının olduğunu ve babası ile birlikte taşınmazı işlediklerini beyan ederek suçlamayı reddettiği, suça konu taşınmazın tapu kayıtlarının Ceyhan Tapu Müdürlüğünden celbedilerek dosya arasına alındığı, tapu kaydının incelenmesinde; 152 parsel nolu taşınmazda birden fazla mirasçının olduğunun, mirasçılardan birinin de şüpheli … olduğunun, şüphelinin tapu kaydına göre 75000 metrekare yüzölçümü olan alanın 1/18 oranında pay sahibi olduğunun, buna tekabül eden pay miktarının da 4,166.67 m2 olduğunun, hangi alanın kim tarafından kullanıldığına dair fiili yazılı taksimin yapılmadığının anlaşıldığı, bu doğrultuda her mirasçının payı oranında taşınmaz üzerinde tasarrufta bulunabileceği, kullanım şekli ve taşınmaz yönetiminin Türk Medeni Kanunu hükümleri çerçevesinde çözüme bağlanması gerektiği, kiraya verme, bakım, kullanım gibi izin ve kararların bu Kanun hükümlerine göre alınması gerektiği, ceza soruşturması yönünden suç teşkil eden bir durumun bulunmadığı, ihtilafın hukuk mahkemeleri nezdinde çözüme kavulturulması gerektiği, kaldı ki buna dair Ceyhan 2.Asliye Hukuk Mahkemesinde devam eden 2014/489 Esas sayılı dosyanın bulunduğu, bu itibarla şüphelilere atfedilen suçun yasal unsurlarının oluşmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, şikayetçi vekilinin karara itirazı üzerine, Ceyhan Sulh Ceza Hakimliği’nin 12.04.2016 tarih, 2016/1319 değişik iş sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği, kesin olan bu karara karşı kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
Ceza Muhakemeleri Kanununda;
“Madde 160 – (1) Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar.
(2) Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.
Madde 170 – (1) Kamu davasını açma görevi, Cumhuriyet savcısı tarafından yerine getirilir.
(2) Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.
Madde 172 – (1) Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir. Bu karar, suçtan zarar gören ile önceden ifadesi alınmış veya sorguya çekilmiş şüpheliye bildirilir. Kararda itiraz hakkı, süresi ve mercii gösterilir.
Madde 173 – (1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir.
(2) İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir.
(3) (Değişik fıkra: 18/06/2014…6545 S.K./71. md) Sulh Ceza Hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet Başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder;
itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet Savcısına gönderir. Cumhuriyet Savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
(4) (Değişik fıkra: 25/05/2005…5353 S.K./26.mad) Sulh Ceza Hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet Savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.
Cumhuriyet Savcısının kamu davasının açılmaması hususunda takdir yetkisini kullandığı hâllerde bu madde hükmü uygulanmaz.” şeklinde yer verilen düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere; Cumhuriyet Savcısı kendisine yapılan suç duyurusu veya şikayet üzerine suçun gerçekten işlenip işlenmediğinin tespiti için hemen işin gerçeğini araştırmaya başlamalı ve maddi gerçeğin ortaya çıkmasına yarayan tüm yasal yöntemlere başvurmalıdır. Toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açması, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vermesi gerekmektedir.
Soruşturmaya konu olayda; yukarıda belirtilen gerekçelerle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; dosya kapsamına göre, taşınmazın iştirak halinde mülkiyete konu olduğu, şüphelilerden …’in anılan taşınmaz üzerinde 1/18 oranında pay sahibi olduğu, diğer şüpheli …’nın ise …’in kızı olduğu ve taşınmaz üzerinde herhangi bir hissesinin olmadığı, şüphelilerin anılan taşınmazı uzun zamandır kullandıklarını ikrar ettikleri, her bir paydaşın taşınmaz üzerinde kendi payı oranında kullanım hakkına da sahip olması gözetildiğinde CMK.nun 170/2. maddesi uyarınca dosyadaki mevcut delillerin şüpheliler hakkında iddianame düzenlenebilmesi için suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğundan şüphelilerin eylemlerinin sübut bulup bulmadığı hususunda da delillerin takdir ve değerlendirme yetkisinin kovuşturma aşamasında davayı görecek olan mahkemesine ait bulunduğu da gözetilmeden suçun yasal unsurlarının oluşmadığından bahisle verilen kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına kararına yönelik itirazın kabulü yerine, yazılı gerekçeler ile reddine karar verilmesinde hukuka uygunluk görülmemiş ve anılan kararın kanun yararına bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
Yasaya aykırı ve Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ihbarname içeriği bu itibarla yerinde görüldüğünden, Ceyhan Sulh Ceza Hakimliği’nin 12.04.2016 gün, 2016/1319 değişik iş sayılı itirazın reddine ilişkin kararının CMK.nun 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın Adalet Bakanlığı’na gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na tevdiine, 10.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.