Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2018/2794 E. 2018/14096 K. 10.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/2794
KARAR NO : 2018/14096
KARAR TARİHİ : 10.12.2018

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması
HÜKÜM : Mahkumiyet

Gereği görüşülüp düşünüldü:
Dosya kapsamı ve suça konu kredi kartının fiziki olarak oluşturulması karşısında, tamamlanmış suçta, TCK.nun 35. maddesi gereğince teşebbüs hükmü uygulanması ve sanıklar hakkında TCK.nun 245/2. maddesi uyarınca tayin olunan 4 yıl hapis ve 400’er gün adli para cezasında TCK.nun 35/1. maddesi gereği 1/4 oranında indirim yapılırken hapis cezasının hesap hatası sonucu 3 yıl 3 ay yerine, 3 yıl 1 ay olarak belirlenmesi suretiyle sanıklar hakkında eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Bozmaya uyularak; yapılan yargılamaya göre, sanıkların yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Sanıklar hakkında kazanılmış hakka ilişkin uygulama maddesinin gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK.nun 232/6. maddesine aykırı davranılması
2- Sanıklar hakkında CMUK.nun 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hak nedeniyle cezalarının 2 yıl 6 ay hapis ve 3.740,00 TL adli para cezası üzerinden infaz olunacağının belirtilmesi ile yetinilmesi gerekirken sonuç cezalarının 2 yıl 6 ay hapis ve 3.740,00 TL adli para cezası olarak belirlenmesi,
3- Sanıklar hakkında hükmedilen adli para cezası taksitlendirilirken 5237 sayılı TCK.nun 52/4, 5275 sayılı Yasanın 109. ve bu maddeye dayanılarak çıkarılan Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Tüzüğün 51. maddelerine aykırı olarak sanığın aleyhine ve infaz yetkisini kısıtlar şekilde para cezasının kararın kesinleşmesinden itibaren taksitlere bağlanmasına karar verilmesi,
Yasaya aykırı ise de, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususların, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün d. fıkrasının 2. bendi çıkartılarak yerine “CMUK.nun 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hak nedeniyle sanıklara tayin edilen cezaların 2 yıl 6 ay hapis ve 3.740,00 TL adli para cezası üzerinden infazın” ibaresi yazılmak ve hükümden TCK.nun 52/4. maddesinin uygulandığı bölümden “hükmün kesinleştiği tarihten itibaren” ibaresi çıkartılmak suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 10.12.2018 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI DÜŞÜNCE
Sanıklar … ve … hakkında açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece, sahte kredi kartı düzenlenmesi suçundan TCK.nun 245/2, 35, 62, 52/2. maddeleri gereğince sonuç olarak iki yıl altı ay yirmi beş gün hapis ve 5000TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına ve kazanılmış hakların saklı tutulmasına ilişkin hükmün düzeltilerek onanmasına yönelik sayın çoğunluğun görüşüne aşağıdaki nedenlerle katılma olanağı olmamıştır.
Banka ve kredi kartının tanımı, 5464 sayılı Banka veya Kredi Kartları Kanunu’nun 3 üncü maddesinde yapılmıştır.
Banka kartı, mevduat hesabı veya özel cari hesapların kullanımı dahil bankacılık hizmetlerinden yararlanmayı sağlayan kartı,
Kredi kartı, nakit kullanımı gerekmeksizin mal ve hizmet alımı veya nakit çekme olanağı sağlayan basılı kartı veya fiziki varlığı bulunmayan kart numarasını şeklinde, aynı maddenin (g) bendinde kart çıkaran kuruluş olarak da, banka kartı veya kredi kartı düzenleme yetkisini haiz bankalar ile diğer kuruluşlar olarak tanımlanmıştır.
5464 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinde de kartlı sistem kurma, kart çıkarma, üye iş yerleri ile anlaşma yapma, bilgi alışverişi, takas ve mahsuplaşma faaliyetleri için Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulundan izin almaları gerektiği ifade edilmiştir.
Aynı Kanunun 37/2. maddesine göre de, kredi kartı veya üye iş yeri sözleşmesinde veya eklerinde sahtecilik yapanlar veya sözleşme imzalamak amacıyla sahte belge ibraz edenler bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile mahkum edileceklerdir.
5464 sayılı Kanunun 3, 4 ve diğer maddeleri birlikte değerlendirildiğinde banka veya kredi kartı çıkarmanın Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kuruluşunun izin verdiği banka veya kredi kuruluşlarına aittir.
Banka ve kredi kartlarını ancak BDDK’dan izin alan kuruluşlar çıkartabileceklerdir.
TCK.nun 245/2. maddesinde “Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üreten, satan, devreden, satın alan veya kabul eden..” şeklinde tanımlanan suçun oluşumu için, sahte oluşturulan kartın başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilmesi gerekir.
İlişkilendirmenin Türk Dil Kurumu’nun Türkçe Sözlük karşılığı “ilişkili duruma getirmek” olarak tanımlanmıştır.
Burada önemli olan unsur, karta, başkasının hesap numarasını ve hesap bilgilerini aktararak kartın oluşturulmasıdır.
Maddedeki, üretme, satma, devretme, satın alma, kabul etme şeklindeki seçenek hareketlerde fiilin ticari amaçla yapılmasını ifade etmektedir.
Suçun oluşumu için öncelikle, ilgili kuruluşlarca izin alan banka ve kredi kurumlarınca gerçek veya tüzel kişi adına açılmış bir banka ve kredi kartı hesabı olmalıdır. Daha sonra da bu hesaba ilişkin bilgilerin bir şekilde kopyalanarak kartın üretilmesi ve maddedeki diğer seçenek hareketlerin gerçekleştirilmesi gerekecektir.
Başka bir anlatımla, banka veya kredi kuruluşlarının yetkisinde bulunan banka veya kredi kartının yetkisiz olarak sahte oluşturulmasıdır.
Sahte kimlik ve belgelerle, kart çıkarma yetkisine sahip bankalara başvurup o kişiler adına hesap oluşturulması ve bu hesaptan kart alınıp kullanılması hesapla ilişkilendirme bulunmadığından TCK.nun 245/2. maddesindeki suçu oluşturmayacaktır.
Başkasına ait sahte kimlik veya kimlik bilgileri ile o kişi adına kart çıkarılması halinde, kart, kart çıkarmaya yetkili kuruluş tarafından düzenlenmekte ve doğrudan hiçbir ilişkilendirme olmadan çıkarılmış olması nedeniyle TCK.nun 245/2. maddesinin uygulanma olanağı bulunmayacaktır.
Başkasına ait kimlik bilgileri ve belgeleri ile bankaya başvurup, kredi kartı sözleşmesi düzenlenmesi ve kredi kartının kullanılması durumunda fiil 5464 sayılı Kanunun 37/2. maddesindeki suçu ve kredi kartı sözleşmesi düzenlenmesi esnasında kullanılan belgelerin özelliğine göre TCK.nun 204, 207 maddelerindeki suçu oluşturacaktır.
Diğer yandan TCK.nun 245/2 maddesinde düzenlenen suçun konusu sahte banka veya kredi kartıdır. Zincirleme suç hükümlerinin uygulanması için farklı zamanlarda birden fazla kart üretilmesi gerekmektedir. Sahte oluşturulan kartın dayanağını oluşturan belgelerin konusu sahte banka veya kredi kartı olan suç yönünden TCK.nun 43. maddesinin uygulanma olanağı yoktur. Ancak; sahtecilik suçu yönünden hüküm kurulması durumunda koşulları varsa zincirleme suç hükümleri uygulanabilecektir.
Ceza Genel Kurlunun 09.05.2017 tarih ve 2017/11…211, 2017/259 sayılı kararında da, TCK.nun 245/2. maddesindeki suçun oluşabilmesi için sahte banka veya kredi kartının başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirerek üretilmesi veya bu şekilde üretilen kartın satılması, devredilmesi, satın alınması ya da kabul edilmesi gerektiği, kendisine kart verilmeyen kişinin kendi hesabıyla irtibatlandırarak kart üretilmesi halinde
suçun oluşmayacağı ayrıca başkasına ait sahte nüfus cüzdanı kullanılarak oluşturulan sahte kart ile aynı suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda kullanılmak suretiyle yarar sağlaması şeklindeki eylemlerin bir bütün halinde TCK.nun 245/3. maddesindeki suçu oluşturacağı hususu açıkça vurgulanmıştır.
Somut olayda sanıkların, katılan …’un kimlik bilgilerini kullanmak suretiyle internet yoluyla … A.Ş.ne başvurarak kredi kartı çıkarılmasını sağladıkları, ancak katılan … adına önceden mevcut bir hesapla ilişkilendirilme söz konusu olmadığından TCK.nun 245/2. maddesi kapsamında kart sahibinin banka hesabı ile ilişkilendirme olmaması sebebiyle unsurları oluşmayan suçtan sanıkların beraatine yerine mahkumiyetlerine ve karar verilmesi kanuna uygun olmadığından yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmelidir.
Bu itibarla, yerel mahkeme kararının onanmasına dair sayın çoğunluğun görüşüne iştirak edilmemiştir. 10.12.2018