Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2018/2488 E. 2018/12531 K. 12.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/2488
KARAR NO : 2018/12531
KARAR TARİHİ : 12.11.2018

Mala zarar verme suçundan sanıklar …, … ve …’ün, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 37, 151/1, 39/1 (… hk.), 62 ve 52/2. maddeleri gereğince, sanıklar … ve …’ün 3.000,00, sanık …’nın ise 1.500,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmalarına dair Bitlis Asliye Ceza Mahkemesinin 11.04.2012 tarihli ve 2011/186 esas, 2012/162 sayılı kararını kapsayan dosyası ile ilgili olarak;
Dosya kapsamına göre, diğer suça sürüklenen çocuk …’in üzerine atılı bulunan tüm suçlardan beraat etmesi, sanıkların ise mala zarar verme suçu ile birlikte işledikleri iddia olunan nitelikli hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlâl suçlarından verilen mahkûmiyet kararlarının Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 16.06.2014 tarihli ve 2013/24781 esas, 2014/17031 sayılı kararı ile bozulmasına karar verilerek devam eden kovuşturma sonucunda yüklenen suçların sanıklar tarafından işlenildiğinin sabit olmaması nedeniyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/2-e maddesi gereğince beraatlerine yönelik Bitlis 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 11.10.2017 tarihli ve 2014/394 esas, 2017/298 sayılı kararı ile karar verildiği ve söz konusu kararın temyiz edilmeden kesinleştiğinin anlaşılması karşısında, sanıklar hakkında üzerlerine atılı bulunan mala zarar verme suçundan dolayı yüklenen suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle 5271 sayılı Kanun’un 223/2-e maddesi gereğince ayrı ayrı beraatlerine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde mahkûmiyetlerine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 29.01.2018 gün ve 2017/13413 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07.02.2018 gün ve KYB/2018-10243 sayılı ihbarnamesi ile Dairemize tevdii kılınmakla incelendi.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Gereği görüşülüp düşünüldü:
Hükümlüler hakkında nitelikli hırsızlık, nitelikli konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından açılan kamu davasında mahkemece yapılan yargılama neticesinde her üç suçtan mahkumiyet kararı verildiği, Cumhuriyet Savcısı, hükümlü … müdafii ve hükümlüler … ile …’nın temyizleri üzerine Yargıtay 2. Ceza Dairesi’nin 16.06.2014 gün ve 2013/24781 esas, 2014/17031 karar sayılı ilamı ile nitelikli hırsızlık ve nitelikli konut dokunulmazlığının ihlali suçlarının ”1) Başka suçtan aynı yer cezaevinde tutuklu olarak bulunan sanık …’ün hükmün tefhim olunduğu oturumda hazır edilmeden, yokluğunda yargılama yapılarak hükümlülüğüne karar verilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK.nun 196. maddesine aykırı davranılarak savunma hakkının kısıtlanması, 2) Olay yerinde ahşap giriş kapısı üzerinden alınan 12 nolu avuç izi ile yatak odası giriş kapısı üzerinden elde edilen 13 nolu parmak izinin sanıklardan alınacak izlerle mukayesesinin yaptırıldıktan sonra, sanıkların hukuki durumlarının tespit edilip sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden,eksik kovuşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 3) Ceza Muhakemesi Kanunun 213. maddesine göre sanığın hakim ya da mahkeme huzurunda yaptığı açıklamalar ile Cumhuriyet Savcısı tarafından alınan ifadelerin duruşmada okunabilmesi kabul edilerek Cumhuriyet Savcısı tarafından alınan ifadelere de delil olma değeri tanınmıştır. Buna karşılık sanığın kollukça alınan ifadesine ilişkin tutanağın duruşmada okunabilmesi için kollukta ifade alındığı sırada müdafiinin hazır bulunması koşulu aranmaktadır. Somut olayda sanıklar atılı suçları işlediklerini mahkemede kabul etmemişlerdir. Kolllukta ise ifadeleri alınırken müdafiinin hazır olmadığı sırada sanıklar … ve … suçlarını ikrar ettiklerinden, CMK.nun 213. maddesi uyarınca bu ifade tutanakları duruşmada okunamayacağı gibi hükme de esas alınamayacağı gözetilmeden atılı suçları sanıkların işlediklerine dair başkaca hangi delilllerin hükme esas alındığı açıklanıp tartışılmadan sanıkların mahkumiyetlerine karar verilmesi,” gerekçeleriyle bozulmasına karar verildiği, bozma sonrası yapılan yargılama neticesinde hükümlülerin nitelikli hırsızlık ve nitelikli konut dokunulmazlığının ihlali suçlarını işlediklerinin sabit olmaması nedeniyle beraatlerine karar verildiği ve kararların temyiz edilmeden kesinleştiği; dosya kapsamına göre de yüklenen mala zarar verme suçunun hükümlüler tarafından işlendiğinin sabit olmadığının anlaşılması karşısında; hükümlülerin mala zarar verme suçundan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi,
Yasaya aykırı ve Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ihbarname içeriği bu nedenle yerinde görüldüğünden, Bitlis Asliye Ceza Mahkemesi’nin 11.04.2012 gün ve 2011/186-2012/162 esas-karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK.nun 309/4-d maddesi uyarınca BOZULMASINA, yüklenen fiilin hükümlüler tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle hükümlülerin mala zarar verme suçundan CMK.nun 223/2-e maddesi uyarınca beraatlerine, hükmedilen cezaların infaz edilmemesine, dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 12.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.