Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2018/10595 E. 2019/6760 K. 14.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/10595
KARAR NO : 2019/6760
KARAR TARİHİ : 14.05.2019

İhbarname No : KYB – 2018/82682

Mala zarar verme suçundan suça sürüklenen çocuk …’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 151/1, 31/3, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 1.320,00 Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Ankara Batı Çocuk Mahkemesinin 27.04.2017 tarihli ve 2016/88 esas, 2017/275 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, suça sürüklenen çocuk hakkında müştekinin plaka sayılı aracına yönelik gerçekleştirdiği iddia edilen mala zarar verme ve hırsızlık suçlarından kurulan söz konusu mahkûmiyet kararının istinaf edilmesi üzerine, mala zarar verme suçu yönünden yapılan istinaf başvurusunun hükmedilen kararda öngörülen cezanın nitelik ve niceliğine göre hükmün istinaf kanun yoluna başvurulamaz nitelikteki kararlardan olması nedeniyle reddine karar verildiği, ancak hırsızlık suçuna ilişkin olarak suça sürüklenen çocuğun beraatine karar verilen Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesinin 29.09.2017 tarihli ve 2017/1877 esas, 2017/1905 sayılı kararın da yer alan, “İlk derece mahkemesince araç üzerinde suça sürüklenen çocuğun parmak izinin bulunduğu belirtilmiş ve bundan hareketle mahkûmiyeti cihetine gidilmiş ise de; parmak izinin sol ön kapı dış yüzeyinden alınmış olduğu, suça sürüklenen çocuğun babasının şirketine ait broşürleri şirket çalışanları ile birlikte dağıttıkları dikkate alındığında, aracın kapısının dış yüzeyinden alınan parmak izinin yalnız başına mahkûmiyete yeterli olmadığı, bu durumun diğer deliller ile de desteklenmesi gerektiği anlaşılmıştır. Suça sürülenen çocuğun aşamalarda suçlamaları kabul etmediği, suça konu aracın hırsızlandığı anı gören veya duyan kimsenin bulunmadığı, suça sürüklenen çocuk aleyhine olabilecek kamera görüntüsü gibi herhangi bir delil elde edilmediği, olay yerinde yakalanmadığı, araç üzerinde iken veya ikâmetgahında suça konu aracın ele geçirilmediği belirlenmiştir. Bu izahatların ışığı altında suça sürüklenen çocuğun atılı suçları işlediğine dair kesin, inandırıcı ve hukuka uygun delil bulunmayıp, şüpheden sanık yararlanır hukuk ilkesi de birlikte değerlendirildiğinde, suça sürüklenen çocuğun hırsızlık suçundan beraatine karar verilmesi gerektiği halde, mahkûmiyetine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu kanaatine varılmış, bu yönü ile suça sürüklenen çocuk müdafiinin istinaf kanun yolu müracatının yerinde olduğu görülmüştür.” şeklindeki açıklamalara nazaran, suça sürüklenen çocuk hakkında atılı mala zarar verme suçuna ilişkin olarak müştekiye ait aracın sol ön kapı dış yüzeyinden elde edilen parmak izi haricinde mahkûmiyetine yeterli delil elde edilemediği gözetilmeden, beraati yerine yazılı şekilde cezalandırılmasına karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 09.10.2018 gün ve 8289 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12.10.2018 gün ve KYB/2018-82682 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Gereği görüşülüp düşünüldü:
Hükümlü hakkında nitelikli hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından açılan kamu davasında mahkemece yapılan yargılama neticesinde her iki suçtan mahkumiyet kararı verildiği, hükümlü müdafiinin istinaf başvurusu üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesi’nin 29.09.2017 gün ve 2017/1877-1905 esas-karar sayılı ilamı ile, mala zarar verme suçuna ilişkin istinaf başvurusunun hükmolunan adli para cezasının miktar ve nevi itibariyle kesin olması nedeniyle reddine; nitelikli hırsızlık suçunun ise hükümlü tarafından işlendiği sabit olmadığından bahisle yerel mahkemece verilen mahkumiyet kararı kaldırılarak beraatine karar verildiği ve kararın temyiz edilmeden kesinleştiği, tüm dosya kapsamına göre de yüklenen mala zarar verme suçunun hükümlü tarafından işlendiğinin sabit olmadığının anlaşılması karşısında; hükümlünün mala zarar verme suçundan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Yasaya aykırı Adalet Bakanlığı’nın kanun yararın bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ihbarname içeriği bu nedenle yerinde görüldüğünden, Ankara Batı Çocuk Mahkemesi’nin 27.04.2017 gün ve 2016/88-2017/275 esas-karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309/4-d maddesi uyarınca BOZULMASINA, yüklenen fiilin hükümlü tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle hükümlünün mala zarar verme suçundan CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca beraatine, hükmedilen cezanın infaz edilmemesine, dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.