Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2018/10332 E. 2018/14488 K. 17.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/10332
KARAR NO : 2018/14488
KARAR TARİHİ : 17.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması ve resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet

Gereği görüşülüp düşünüldü:
I- Sanık hakkında banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Aydın Jandarma Kriminal Laboratuvarı Amirliği’nin 25.11.2013 tarihli uzmanlık raporu uyarınca müşteki adına atfen atılı bulunan imzaların sanık … eli ürünü olduğunun belirtilmesi, kredi kartı başvuru formunda yer alan 0536 338 4756 numaralı GSM hattının sanık adına kayıtlı bulunduğu ve ayrıca bu oluşturulan kredi kartı ile 13.01.2008 tarihinde … numaralı GSM hattına 36,50 TL değerinde 250 kontör yüklendiği, sanığın de alınan savunmasında söz konusu GSM hattının kendisine ait olduğunu ve kullandığını beyan etmesi karşısında; mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik bulunmadığından tebliğnamedeki 1. nolu bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanık müdafinin, eksik araştırmaya, sübuta, lehe hükümlere ilişkin ve yerinde görülmeyen temyiz itirazının reddiyle hükmün oybirliğiyle ONANMASINA,
II- Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Sanığın, katılan …’e ait kimlik bilgileri ve sahte belgelerle katılan bankaya müracaat ederek kredi kartı sözleşmesi imzalayıp sahte kredi kartı çıkartması eyleminin TCK.nun 245/2, 43 maddesine uyan suçu oluşturduğu ve sanıktan nüfus cüzdanı aslı ele geçirilmediği gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek eylemin 204/1 maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğundan bahisle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK.nun 321. ve 326/son maddeleri uyarınca ceza miktarı yönünden kazanılmış hakkı saklı kalmak üzere BOZULMASINA, 17.12.2018 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI DÜŞÜNCE

Sanık … hakkında açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece, sahte kredi kartını kullanmak suretiyle yarar sağlama ve resmi belgede sahtecilik suçlarından TCK.nun 245/3, 43, 62, 52/2, 53 ve 204/1, 62, 51, 53 maddeleri gereğince cezalandırılmasına ilişkin hükümlerden resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükmün bozulmasına yönelik sayın çoğunluğun görüşüne aşağıdaki nedenlerle değişik gerekçe ile katılma olanağı olmamıştır.
Banka ve kredi kartının tanımı, 5464 sayılı Banka veya Kredi Kartları Kanunu’nun 3 üncü maddesinde yapılmıştır.
Banka kartı, mevduat hesabı veya özel cari hesapların kullanımı dahil bankacılık hizmetlerinden yararlanmayı sağlayan kartı,
Kredi kartı, nakit kullanımı gerekmeksizin mal ve hizmet alımı veya nakit çekme olanağı sağlayan basılı kartı veya fiziki varlığı bulunmayan kart numarasını şeklinde, aynı maddenin (g) bendinde kart çıkaran kuruluş olarak da, banka kartı veya kredi kartı düzenleme yetkisini haiz bankalar ile diğer kuruluşlar olarak tanımlanmıştır.
5464 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinde de kartlı sistem kurma, kart çıkarma, üye işyerleri ile anlaşma yapma, bilgi alışverişi, takas ve mahsuplaşma faaliyetleri için Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulundan izin almaları gerektiği ifade edilmiştir.
Aynı Kanunun 37/2. maddesine göre de, kredi kartı veya üye işyeri sözleşmesinde veya eklerinde sahtecilik yapanlar veya sözleşme imzalamak amacıyla sahte belge ibraz edenler bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile mahkum edileceklerdir.
5464 sayılı Kanunun 3, 4 ve diğer maddeleri birlikte değerlendirildiğinde banka veya kredi kartı çıkarmanın Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kuruluşunun izin verdiği banka veya kredi kuruluşlarına aittir.
Banka ve kredi kartlarını ancak BDDK’dan izin alan kuruluşlar çıkartabileceklerdir.
TCK.nun 245/2. maddesinde “Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üreten, satan, devreden, satın alan veya kabul eden..” şeklinde tanımlanan suçun oluşumu için, sahte oluşturulan kartın başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilmesi gerekir.
İlişkilendirmenin Türk Dil Kurumu’nun Türkçe Sözlük karşılığı “ilişkili duruma getirmek” olarak tanımlanmıştır.
Burada önemli olan unsur, karta, başkasının hesap numarasını ve hesap bilgilerini aktararak kartın oluşturulmasıdır.
Maddedeki, üretme, satma, devretme, satın alma, kabul etme şeklindeki seçenek hareketlerde fiilin ticari amaçla yapılmasını ifade etmektedir.
Suçun oluşumu için öncelikle, ilgili kuruluşlarca izin alan banka ve kredi kurumlarınca gerçek veya tüzel kişi adına açılmış bir banka ve kredi kartı hesabı olmalıdır. Daha sonra da bu hesaba ilişkin bilgilerin bir şekilde kopyalanarak kartın üretilmesi ve maddedeki diğer seçenek hareketlerin gerçekleştirilmesi gerekecektir.
Başka bir anlatımla, banka veya kredi kuruluşlarının yetkisinde bulunan banka veya kredi kartının yetkisiz olarak sahte oluşturulmasıdır.
Sahte kimlik ve belgelerle, kart çıkarma yetkisine sahip bankalara başvurup o kişiler adına hesap oluşturulması ve bu hesaptan kart alınıp kullanılması hesapla ilişkilendirme bulunmadığından TCK.nun 245/2. maddesindeki suçu oluşturmayacaktır.
Başkasına ait sahte kimlik veya kimlik bilgileri ile o kişi adına kart çıkarılması halinde, kart, kart çıkarmaya yetkili kuruluş tarafından düzenlenmekte ve doğrudan hiçbir ilişkilendirme olmadan çıkarılmış olması nedeniyle TCK.nun 245/2. maddesinin uygulanma olanağı bulunmayacaktır.
Başkasına ait kimlik bilgileri ve belgeleri ile bankaya başvurup, kredi kartı sözleşmesi düzenlenmesi ve kredi kartının kullanılması durumunda fiil 5464 sayılı Kanunun 37/2. maddesindeki suçu ve kredi kartı sözleşmesi düzenlenmesi esnasında kullanılan belgelerin özelliğine göre TCK.nun 204, 207. maddelerindeki suçu oluşturacaktır.
Diğer yandan TCK.nun 245/2. maddesinde düzenlenen suçun konusu sahte banka veya kredi kartıdır. Zincirleme suç hükümlerinin uygulanması için farklı zamanlarda birden fazla kart üretilmesi gerekmektedir. Sahte oluşturulan kartın dayanağını oluşturan belgelerin konusu sahte banka veya kredi kartı olan suç yönünden TCK.nun 43. maddesinin uygulanma olanağı yoktur. Ancak; sahtecilik suçu yönünden hüküm kurulması durumunda koşulları varsa zincirleme suç hükümleri uygulanabilecektir.
Ceza Genel Kurlunun 09.05.2017 tarih ve 2017/11…211, 2017/259 sayılı kararında da, TCK.nun 245/2. maddesindeki suçun oluşabilmesi için sahte banka veya kredi kartının başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirerek üretilmesi veya bu şekilde üretilen kartın satılması, devredilmesi, satın alınması ya da kabul edilmesi gerektiği,kendisine kart verilmeyen kişinin kendi hesabıyla irtibatlandırarak kart üretilmesi halinde suçun oluşmayacağı ayrıca başkasına ait sahte nüfus cüzdanı kullanılarak oluşturulan sahte kart ile aynı suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda kullanılmak suretiyle yarar sağlaması şeklindeki eylemlerin bir bütün halinde TCK.nun 245/3. maddesindeki suçu oluşturacağı hususu açıkça vurgulanmıştır.
Somut olayda, sanığın katılan … adına düzenlenen renkli fotokopiden ibaret ve bu sebeple aldatma kabiliyeti olmayan nüfus cüzdanı fotokopisi ile … Bank Didim Şubesine başvurarak kredi kartı çıkarılmış olması karşısında TCK.nun 245/2. maddesi kapsamında katılanın önceden bulunan bir hesabı ile ilişkilendirme söz konusu olmadığından TCK.nun 245/2. maddesindeki suçun unsurları oluşmayacaktır.
Mahkemece resmi belgede sahtecilik suçundan TCK.nun 204/1. maddesi uyarınca hüküm kurulması da doğru değildir. Zira sanıkta, katılana ait sahte nüfus cüzdanı ele geçmiş değildir. Renkli fotokopi nüfus cüzdanının da aldatma kabiliyeti olmadığından resmi belgede sahtecilik suçunun oluşumu mümkün değildir. Mahkemece de bu husus irdelenmemiştir. Kredi kartı başvuru formu ve sözleşmesi düzenlenmiş olması karşısında sanığın fiilinin TCK.nun 207/1. maddesindeki özel belgede sahtecilik suçunu oluşturabilecektir.
Bu itibarla, resmi belgede sahtecilik suçu yönünden kurulan hükmün bozulmasına ilişkin sayın çoğunluğun bozma gerekçesine iştirak edilmemiştir.17.12.2018