Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2017/25351 E. 2019/9625 K. 08.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/25351
KARAR NO : 2019/9625
KARAR TARİHİ : 08.07.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması
HÜKÜM : Mahkumiyet

Gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Mağdurun, kredi kartını … …’a, sanığa olan borcunu ödemesi için verdiği, …’ın borcun 500 TL olduğunu söylediği şeklindeki 18.11.2014 tarihli savcılık beyanı, tanık …’ın 1000 TL çekmek için aldığı kredi kartını sanığa verdiği, sanığın şifre olmadığı için para çekemediğini söyleyerek kredi kartını kendisine iade ettiği, kendisin de kartı mağdura iade ettiği şeklindeki savcılık beyanı, sanığın, aşamalarda “suça konu kredi kartını tanık …’ın kendisine olan borcunu ödemek için getirdiğini, kredi kartı sahibinden izin aldığını söylediğini, bilgisayarından internetten alacağına karşılık alışveriş yaptığını” savunması, harcama tarihleri de gözetildiğinde iddiaya konu alışverişlerin yapılabilmesi için kartın ya da kart bilgilerinin uzun süre sanıkta kalmasının gerektiğinin anlaşılması karşısında; alışverişlerin kart iade edilip kart bilgileri kullanılarak mı, yoksa kart teslim edilmeden önce mi yapıldığının sanıktan sorularak açıklığa kavuşturulması, kart bilgileri kullanılarak alışveriş yapılmışsa harcama işlemlerinin 3D ile yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise, suça konu harcamalar yapıldığında onay mesajının hangi … numarasına gönderildiği, bu … numarasının kimin adına kayıtlı olduğu, onayının kart sahibi dışında kişi/kişiler tarafından yapılmasının teknik olarak mümkün olup olmadığının ve harcamalara ilişkin SMS ile bilgi verilip verilmediği hususunun kredi kartının bağlı olduğu bankadan sorulması, ayrıca olayın tek tanığı konumunda olan …’ın sanık ve müşteki tarafından tanındığı belirtildiğinden adresi araştırılarak temini ve gerektiğinde yüzleştirme yapılarak sanığın savunmasının ve alacağı ile tutarlı bir meblağ alışveriş yapılıp yapılmadığının tartışılması gerekirken, eksik araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabul ve uygulamaya göre de; sanığın adli sicil kaydındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın mahkumiyet kararı niteliğinde bulunmadığı, 5271 sayılı CMK.nın 231/6-b madde, fıkra ve bendi uyarınca, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda oluşan kanaate göre hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilip verilmeyeceğinin değerlendirilmesi gerekirken, 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak 6545 sayılı Yasanın 72. maddesi ile değişik ve suç tarihi itibariyle uygulanması mümkün olmayan CMK.nın 231. maddesinin 8. maddesine dayanılarak “denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlediğinden” bahisle yetersiz gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 08.07.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.