Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2017/1804 E. 2018/12860 K. 15.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/1804
KARAR NO : 2018/12860
KARAR TARİHİ : 15.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını bozmak, mala zarar verme
HÜKÜM : Beraat

Gereği görüşülüp düşünüldü:
Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; Midyat İlçe Emniyet Müdürlüğü’nce daha önce trafikten men edilmiş olan araçların yedi emin olarak Midyat Belediyesi’ne ait kademede gece saat 00:15 sıralarında belediye kademesinin tel örgülerinin kesilerek kademe içerisinde bulunan motosikletlerin çalınmış olduğu, sanığın bunlardan birini kullanmakta iken, … ve … adlı şahıslara rastlaması ve motosikletin, …’in evvelce satıpta parasını alamadığı motosiklet olduğunu belirtmesi üzerine itiraz etmeden ve karşılık beklemeden motosikleti …’e verdiği, bu motosikletin daha sonra … tarafından, suç konusu olabileceği düşüncesiyle polise teslim edildiği, diğer iki motosikletin ise; sanık tarafından belli bir yere getirilip, … adlı şahsın telefonunu kullanarak, ona duyurmadan ve kendi kimliğini de bildirmeden, 155 Polis İmdat telefonunu arayıp ihbarda bulunmak suretiyle, etkin pişmanlık göstererek buradan alınmalarını sağladığı anlaşılmakla; sanığın atılı suçlardan mahkumiyetleri yerine yazılı gerekçe beraatlerine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK.nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 15.11.2018 gününde oy çokluğuyla karar verildi.

KARŞI DÜŞÜNCE

Sanık … hakkında hırsızlık, mala zarar verme, iş yeri dokunulmazlığını ihlal suçlarından açılan kamu davasının yerel mahkemece yapılan yargılaması sonunda beraatine dair kararın bozulmasına yönelik sayın çoğunluğun görüşüne aşağıdaki nedenlerle katılma olanağı olmamıştır.
Sanık hakkındaki iddia, Midyat İlçe Emniyet Müdürlüğünce trafikten men edilmiş motosikletlerin bırakıldığı Midyat Belediyesine ait kademeden altı adet motosikletin çalınmış olmasıdır.
Dosyada mevcut, belge, tutanak, ve beyanlara göre 06.08.2011 saat 00.15 sıralarında Midyat Belediyesine ait kademede bulunan marka model ve özellikleri belirtilen altı adet motosikletin kademenin tel örgülerinin kesilerek bulunduğu yerden çalındığı, bunlardan iki adedinin sanığın ihbarı üzerine 07.08.2011 tarihinde hastane civarında, bir adedinin 11.08.2011 tarihinde çevre yolu üzerinde terk edilmiş halde bulunduğu, bir adedinin ise tanık olarak beyanına başvurulan … tarafından kolluğa teslim edildiği, iki adet motosikletin ise bulunamadığı anlaşılmaktadır.
Sayın çoğunluk bozma nedeni olarak tanık …’un beyanı ile sanığın olaydan sonraki iki adet motosikletin bulunduğu yeri kolluğa ihbar etmesi suçun delili olarak gösterilmiştir.
Tanık … kollukta 06.08.2011 tarihinde meydana gelen olaydan dokuz gün sonra 15.08.2011 günlü ifadesinde … isimli kişiye satmış olduğu motosikleti 3-4 gün önce sanıkta gördüğü, kendisine ait olduğunu söylemesi üzerine, sanığın kendisine teslim ettiğini ancak sonradan motosikletin çalıntı olduğunu öğrenmesi üzerine 15.08.2011 tarihinde kolluğa teslim ettiğini, duruşmadaki beyanında ise motosikleti … İlköğretim okulu civarında gördüğünü, yanında sanığın olmadığını, çalıntı olduğunu öğrenmesi üzerine kolluğa teslim ettiğini beyan etmiştir.
Sanığın, 15.08.2011 – 21:46 gün ve saatli arkadaşına ait … nolu telefon ihbarında ise çalıntı iki adet motosikletin devlet hastanesi yanında olduğunu bildirmiştir.
Tanık …’un kolluk ve duruşmadaki beyanları çelişkili olduğu gibi olaydan dokuz gün sonra yalnızca bir motosikletle ilgili olup somut hiçbir delille desteklenmemektedir. Sanık savunmalarında, tanık … ile kız meselesi nedeniyle kavga ettiklerini husumetli olduğunu beyan etmiştir. Tanığın görgüye dayalı bir ifadesi de yoktur. Bu durumda, soyut, tutarsız ve çelişkili beyana itibar edilerek mahkumiyet hükmü kurulamaz. Aksi görüş halinde hiçbir somut delille desteklenmeyen belki de suçun faili olabilecek kişilerin suçtan kurtulmak için bir başkasına suç atması ve bunun suçun delili olarak kabulü hukukta kaos, suçsuz insanların mahkumiyetleri gibi onarılması mümkün olmayan sonuçlar doğurması kaçınılmazdır.
Diğer yandan olaydan yirmi bir saat kadar sonra sanığın kolluğa yapmış olduğu ihbar ise yalnızca iki adet motosikletin devlet hastanesi civarında olduğuna ilişkindir. Bir kişinin duyduğu veya herhangi bir şekilde öğrendiği bir suçu ihbar etmesi de suç delili olarak kabulü hukuken mümkün değildir. Bu durumda suç faillerinin, suça konu eşya ve ürünlerin bulunduğu yerin soruşturma merciilerine bildiren kişilerin suç faili olarak kabul edilmesi gibi sonuç doğacaktır. Bu kabul ise bundan sonrası için suçlarla ilgili ihbar ve şikayetleri sonuçsuz bırakacaktır. Zira ihbarda bulunan kişi kendini suçun faili olarak bulacak ve cezalandırılmasına karar verilecektir.
Ayrıca Ceza Genel Kurulu’nun 14.07.2009 tarih ve 2009/8-72 esas, 2009/198 karar, 04.11.2014 tarih ve 2013/1-283 esas, 2014/489 sayılı kararı ile bir çok kararında “Ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan ‘in dubio pro reo’ yani ‘kuşkudan sanık yararlanır’ kuralı uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlıdır. Gerçekleşme şekli kuşkulu ve tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkumiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkumiyeti, yargılama sürecinde toplanan kanıtların bir kısmına dayanılarak ve diğer bir kısmı göz ardı edilerek ulaşılan ihtimali kanıya değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermeyecek açıklıkta olmalıdır. Yüksek de olsa bir olasılığa dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan, varsayıma dayalı olarak hüküm vermek anlamına gelir. O halde ceza yargılamasında mahkumiyet, büyük veya küçük bir olasılığa değil, her türlü kuşkudan uzak bir kesinliğe dayanılmalıdır. Adli hataların önüne geçilmesinin tek yolu da budur.” denilmek suretiyle tam aydınlatılamamış ve gerçekleşme şekli şüpheli olayların sanık aleyhine yorumlanması mümkün olmadığı ifade edilmiştir.
Somut olayda sanığın üzerine atılı suçları işlediğine dair tanık …’un duyuma dayalı ve çelişkili beyanı ile sanığın çalıntı iki adet motosikletin yerini bildirmekten ibaret ihbar tutanağından başka her türlü şüpheden uzak, yeterli kesin ve inandırıcı kanıt bulunmadığından sanığın beraatine ilişkin yerel mahkeme kararının onanması gerekmektedir.
Bu itibarla, yerel mahkeme beraat kararının bozulmasına ilişkin sayın çoğunluğun görüşüne iştirak edilmemiştir.