Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2017/17220 E. 2018/7253 K. 21.06.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/17220
KARAR NO : 2018/7253
KARAR TARİHİ : 21.06.2018

Hakaret ve iftira suçlarından … sorumluları haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 29.11.2016 tarihli ve 2016/86276 soruşturma, 2016/53799 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin İSTANBUL 14. Sulh Ceza Hâkimliğinin 29.12.2016 tarihli ve 2016/641 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu,
Somut olayda, … Haber Ajansı tarafından yapılan “Mersin Kadın Platformu: Tacizci avukat …’yi teşhir ediyoruz” başlıklı haber ile “Mersin Kadın Platformu, üniversitede 8 Mart çalışması yaparken gözaltına alınan 8 kadının gözaltı sırasında avukat … tarafından taciz edildiğini belirterek “Tacizci …’yi teşhir ediyoruz” dedi şeklinde verilen haber ile Mersin Üniversitesinde gözaltına alınan 8 kadının gözaltı sırasında avukat talep etmeleri üzerine müdafi olarak görevlendirilen Avukat … tarafından fiziki ve sözlü şekilde taciz edildiği, adı geçen avukatın Çağdaş Hukukçular Derneği’ne şikayet edildiği ve ihraç sürecinin başlatıldığının haber olarak verildiği, müşteki … tarafından sunulan 08/06/2016 tarihli şikayet dilekçesi ile bu haber ile kendisine iftira atıldığı ve hakaret edildiğinin iddia edilmesi karşısında, öncelikle şüphelilerin kimliklerinin belirlenmesi akabinde savunmalarının tespiti, habere konu olaya ilişkin varsa adli evrakların temini ile müştekinin bu husustaki beyanlarının dosyaya kazandırılmasını müteakip, şüphelilerin hukuki durumunun takdiri gerekirken, hiçbir soruşturma işlemi yapılmadan haberin Anayasa’nın 25, 26 ve 28. maddeleri ile 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 3. maddesi kapsamında, düşünce, düşünceyi açıklama-yayma ve basın özgürlüğü kapsamında kaldığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği cihetle, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi
./..

S/2

uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 15.06.2017 gün ve 1581 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 28.06.2017 gün ve KYB/2017-39930 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Müşteki Av. …,Mersin Cumhuriyet Başsavcılığına sunduğu 10.06.2016 havale tarihli dilekçe ile Jınha -Etkin Haber Ajansında çalışan şüphelilerin haber ajansı sayfasında “Mersin Kadın Platformu: Tacizci avukat …’yi teşhir ediyoruz” başlıklı haber ile Mersin Kadın Platform’nun, üniversitede 8 Mart çalışması yaparken gözaltına alınan 8 kadının gözaltı sırasında kendisi tarafından taciz edildiğine ilişkin açıklamasına yer vererek TEM şube müdürlüğünde 8 kadına tacizde bulunduğunu iddia ettiklerini, bu şekilde JIN Haber ajansının web sayfasında ve sosyal medya hesabında kendisine iftira atıldığını ve hakaret edildiğini,bu haber içeriğine erişimin engellenmesi talebiyle yapmış olduğu müracaat neticesinde Mersin 2. Sulh Ceza Hakimliği’nin 02.05.2016 gün ve 2016/2852 değişik iş sayılı kararı ile erişimin engellenmesine karar verildiğini belirterek ilgili haber ve karar suretini dilekçe ekinde sunduğu, Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından verilen yetkisizlik kararı üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Bürosu’nun 2016/86276 numaralı evrak üzerinden yapılan soruşturma sonucunda … hakkında şikayete konu haberin basın özgürlüğü kapsamında, düşünce açıklama, bilgi verme ve eleştiri sınırları içerisinde kaldığı, yazı içeriğinde onur, şeref ve saygınlığı rencide edici sözlerin kullanılmadığı, iftira suçunun oluşması için isnadın yetkili makamlara ihbar ve şikayette bulunmak suretiyle ya da basın yayın yoluyla hiç işlenmemiş fiilin isnat edilmesi yoluyla yapılması gerektiği, bu hali ile yüklenen suçaların unsurları bakımından oluşmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, müşteki Onur Kara’nın karara süresinde itirazı üzerine, İstanbul 14. Sulh Ceza Hakimliğinin 29.12.2016 tarih, 2016/641 değişik iş sayılı kararıyla itirazın reddedilerek kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Ceza Muhakemeleri Kanununda;
“Madde 160 – (1) Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar.
(2) Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.
Madde 170 – (1) Kamu davasını açma görevi, Cumhuriyet savcısı tarafından yerine getirilir.

./..
S/3

(2) Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.
Madde 172 – (1) Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir. Bu karar, suçtan zarar gören ile önceden ifadesi alınmış veya sorguya çekilmiş şüpheliye bildirilir. Kararda itiraz hakkı, süresi ve mercii gösterilir.
Madde 173 – (1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir.
(2) İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir.
(3) (Değişik fıkra: 18/06/2014-6545 S.K./71. md) Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet Başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet Savcısına gönderir. Cumhuriyet Savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
(4) (Değişik fıkra: 25/05/2005-5353 S.K./26.mad) Sulh Ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet Savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.
(5) Cumhuriyet Savcısının kamu davasının açılmaması hususunda takdir yetkisini kullandığı hâllerde bu madde hükmü uygulanmaz.” şeklinde yer verilen düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere; Cumhuriyet Savcısı kendisine yapılan suç duyurusu veya şikayet üzerine suçun gerçekten işlenip işlenmediğinin tespiti için hemen işin gerçeğini araştırmaya başlamalı ve maddi gerçeğin ortaya çıkmasına yarayan tüm yasal yöntemlere başvurmalıdır. Toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açması, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vermesi gerekmektedir.
Somut olayda; “Tacizci …’yi teşhir ediyoruz” şeklinde verilen haber ile Mersin Üniversitesinde gözaltına alınan 8 kadının gözaltı sırasında avukat talep etmeleri üzerine müdafi olarak görevlendirilen Avukat … tarafından fiziki ve sözlü şekilde taciz edildiği yönündeki ifadelerin soruşturma açılmasını gerektiren fiil isnadına dair olup, ilgilisinin şeref ve haysiyetini ihlal edici, kişilik haklarını zedeler mahiyette olduğu da gözetilerek şüpheli veya şüphelilerin tespit edilerek savunmalarının alınmalarına ,şikayete konu haber sayfasının ve varsa adli evrakın teminine yönelik olarak gerekli tüm soruşturma işlemleri yapıldıktan sonra şüpheli/şüphelilerin hukuki durumlarının değerlendirilmesi gerekirken hiç bir soruşturma işlemi yapılmaksızın verilen kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karara yönelik itirazın kabulü yerine yazılı şekilde karar verilmesi,

./..
S/4

Yasaya aykırı ve Adalet Bakanlığı’nın Kanun Yararına Bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ihbarname içeriği bu itibarla yerinde görüldüğünden, İstanbul 14. Sulh Ceza Hakimliği’nin 2912.2016 gün, 2016/641 değişik iş sayılı itirazın reddine ilişkin kararının CMK.nun 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın Adalet Bakanlığı’na gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE, 21.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.