Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2017/16013 E. 2018/1433 K. 12.02.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/16013
KARAR NO : 2018/1433
KARAR TARİHİ : 12.02.2018

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması
HÜKÜM : Hükümlülük

Gereği görüşülüp düşünüldü:
I- Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık, sahte üretilmiş kredi kartını kullanma ve gerekçeli kararın B…2 fıkrasındaki özel belgede sahtecilik suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Sahte kredi kartının kullanılması suçundan kurulan hükme ilişkin olarak, suça konu kartın değişik zamanlarda kullanıldığının anlaşılması karşısında TCK.nun 245/3. maddesi uyarınca hükmolunan cezadan aynı Yasanın 43. maddesi uyarınca arttırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre, sanığın cezanın fazla olduğuna ve lehe hükümlerin uygulanmasına yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazının reddiyle hükümlerin oybirliğiyle ONANMASINA,
II- Gerekçeli kararın A…2 fıkrasındaki özel belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme gelince;
Yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın, katılan …’a ait kimlik bilgileri ve sahte belgelerle katılan bankaya müracaat ederek kredi kartı sözleşmesi imzalayıp sahte kredi kartı çıkartması eyleminin TCK.nun 245/2, 43 maddesine uyan suçu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek eylemin 207/1,43 maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğundan bahisle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK.nun 321. ve 326/son maddeleri uyarınca ceza miktarı yönünden kazanılmış hakkı saklı kalmak üzere BOZULMASINA, 12.02.2018 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI DÜŞÜNCE

Sanık … hakkında açılan Kamu davasının yerel mahkemece yapılan yargılaması sonunda, özel belgede sahtecilik suçu yönünden kurulan mahkumiyet hükmünün bozulmasına dair sayın çoğunluğun görüşüne aşağıdaki nedenlerle katılma olanağı olmamıştır.
Banka ve kredi kartının tanımı, 5464 sayılı Banka veya Kredi Kartları Kanunu’nun 3 üncü maddesinde yapılmıştır.
Banka kartı, mevduat hesabı veya özel cari hesapların kullanımı dahil bankacılık hizmetlerinden yararlanmayı sağlayan kartı,
Kredi kartı, nakit kullanımı gerekmeksizin mal ve hizmet alımı veya nakit çekme olanağı sağlayan basılı kartı veya fiziki varlığı bulunmayan kart numarasını şeklinde, aynı maddenin (g) bendinde kart çıkaran kuruluş olarak da, banka kartı veya kredi kartı düzenleme yetkisini haiz bankalar ile diğer kuruluşlar olarak tanımlanmıştır.
5464 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinde de kartlı sistem kurma, kart çıkarma, üye işyerleri ile anlaşma yapma, bilgi alışverişi, takas ve mahsuplaşma faaliyetleri için Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulundan izin almaları gerektiği ifade edilmiştir.
Aynı Kanunun 37/2. maddesine göre de, kredi kartı veya üye işyeri sözleşmesinde veya eklerinde sahtecilik yapanlar veya sözleşme imzalamak amacıyla sahte belge ibraz edenler bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile mahkum edileceklerdir.
5464 sayılı Kanunun 3, 4 ve diğer maddeleri birlikte değerlendirildiğinde banka veya kredi kartı çıkarmanın Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kuruluşunun izin verdiği banka veya kredi kuruluşlarına aittir.
Banka ve kredi kartlarını ancak BDDK’dan izin alan kuruluşlar çıkartabileceklerdir.
TCK.nun 245/2. maddesinde “Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üreten, satan, devreden, satın alan veya
kabul eden..” şeklinde tanımlanan suçun oluşumu için, sahte oluşturulan kartın başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilmesi gerekir.
İlişkilendirmenin Türk Dil Kurumu’nun Türkçe Sözlük karşılığı “ilişkili duruma getirmek” olarak tanımlanmıştır.
Burada önemli olan unsur, karta, başkasının hesap numarasını ve hesap bilgilerini aktararak kartın oluşturulmasıdır.
Maddedeki, üretme, satma, devretme, satın alma, kabul etme şeklindeki seçenek hareketlerde fiilin ticari amaçla yapılmasını ifade etmektedir.
Suçun oluşumu için öncelikle, ilgili kuruluşlarca izin alan banka ve kredi kurumlarınca gerçek veya tüzel kişi adına açılmış bir banka ve kredi kartı hesabı olmalıdır. Daha sonra da bu hesaba ilişkin bilgilerin bir şekilde kopyalanarak kartın üretilmesi ve maddedeki diğer seçenek hareketlerin gerçekleştirilmesi gerekecektir.
Başka bir anlatımla, banka veya kredi kuruluşlarının yetkisinde bulunan banka veya kredi kartının yetkisiz olarak sahte oluşturulmasıdır.
Sahte kimlik ve belgelerle, kart çıkarma yetkisine sahip bankalara başvurup o kişiler adına hesap oluşturulması ve bu hesaptan kart alınıp kullanılması hesapla ilişkilendirme bulunmadığından TCK 245/2. maddesindeki suçu oluşturmayacaktır.
Başkasına ait sahte kimlik veya kimlik bilgileri ile o kişi adına kart çıkarılması halinde kart, kart çıkarmaya yetkili kuruluş tarafından düzenlenmekte ve doğrudan hiçbir ilişkilendirme olmadan çıkarılmış olması nedeniyle TCK.nun 245/2. maddesinin uygulanma olanağı bulunmayacaktır.
Başkasına ait kimlik bilgileri ve belgeleri ile bankaya başvurup, kredi kartı sözleşmesi düzenlenmesi ve kredi kartının kullanılması durumunda fiil 5464 sayılı Kanunun 37/2. maddesindeki suçu ve kredi kartı sözleşmesi düzenlenmesi esnasında kullanılan belgelerin özelliğine göre TCK.nun 204, 207. maddelerindeki suçu oluşturacaktır.
Başkasına ait hesapla ilişkilendirme sonucu, hesap sahibinin bilgileri kopyalanmak suretiyle sahte kartın üretilmesinden sonra bu şekilde oluşturulan kart ile yarar sağlanması halinde hem TCK 245/2, hem de TCK 245/3. maddesindeki suç oluşabilecektir.
Somut olayda, sanığın … isimli kişiye ait aslı ele geçirilemeyen sahte oluşturulmuş üzerinde kendi fotoğrafı bulunan fotokopi nüfus cüzdanı ile Akbank Bakırköy Şubesine başvurarak kredi kartı çıkarılmasını sağlayarak kullanması şeklinde meydana gelen olayda doğrudan bankaya başvurularak kredi kartı çıkarılmasında TCK.nun 245/2. maddesi kapsamında kart sahibinin önceden açılmış hesabı ile ilişkilendirme olmadığından TCK.nun 245/2. maddesinde tanımı yapılan suçun unsurları oluşmadığından yerel mahkemenin kabul ve uygulamasının doğru ve yerinde olduğu düşünüldüğünden onanması gerekmektedir.
Bu itibarla, sanık hakkında özel belgede sahtecilik suçu yönünden kurulan mahkumiyet hükmünün bozulmasına ilişkin sayın çoğunluğun görüşüne iştirak edilmemiştir. 12.02.2018