Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2017/15959 E. 2019/6532 K. 08.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/15959
KARAR NO : 2019/6532
KARAR TARİHİ : 08.05.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : İnfaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokma, tehdit
HÜKÜM : Mahkumiyet

Gereği görüşülüp düşünüldü:
1) Sanık hakkında infaz kurumana veya tutukevine yasak eşya sokma suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;
Sanıkta ele geçen aletin 5237 sayılı TCK.nın 6/1-f maddesi kapsamında kalan silahlardan olması anlaşılmakla tebliğnamedeki 1 nolu bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre, sanık müdafiinin cezanın haksız olduğuna dair ve sair temyiz itirazlarının reddiyle hükmün oybirliğiyle ONANMASINA,
2) Sanık hakkında tehdit suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;
CMK.nın 253/3. maddesindeki “birlikte işlenmiş” kavramının suçların aynı zaman ve mekan birliği içerisinde işlenmesi koşulunun yanında sanığın aynı irade birliği içerisinde işlediği suçları kapsayacağının kabulü karşısında;
02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK.nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen 5237 sayılı TCK.nın 106/1-1 cümlesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alındığı nazara alınarak, uzlaştırma işlemi yapılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeksizin hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08.05.2019 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI DÜŞÜNCE GEREKÇESİ
Tokat T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda mağdur ile aynı koğuşta hükümlü olan sanığın olay günü temizlik meselesinden aralarında çıkan tartışma sonucu, eli cebinde olacak şekilde mağdura karşı “…kulağını keserim” şeklinde tehdit suçunu oluşturan söz sarfetmesi üzerine koğuşa giren infaz koruma memurlarınca cebinde TCK.nın 6/1-f maddesi kapsamında kalan kesici-delici aletin ele geçmesi şeklinde gelişen olayda; çoğunluk ile aramızdaki uyuşmazlık TCK.nın 106/1. maddesi kapsamında kalan tehdit suçu ile aynı Kanunun 297/1. maddesinde düzenlenen infaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokma suçunun “birlikte” işlenip işlenmediği noktasında toplanmaktadır.
CMK.nın 253/3 maddesinin 2. cümlesinde “uzlaştırma kapsamına giren bir suçun bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması halinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz” kuralına yer verilmiş ve 24.11.2016 tarihinde kabul edilen 6763 sayılı Kanunun 34. maddesi ile CMK.nın 253. maddesinde yapılan değişiklikle tehdit (106/1) suçu uzlaşma kapsamına alınmıştır. Ancak; sanık hakkındaki tehdit suçunun uzlaşmaya tabi olması için uzlaşmaya tabi olmayan bir başka suçla birlikte işlenmemesi gerekmektedir.
CMK.nın 253/3. maddesinde yer verilen “birlikte” kavramını tartışan Ceza Genel Kurulu 2018/3-11 esas, 2018/635 karar sayılı ilamında, özetle; zaman ve mekan birliği içerisinde işlenen suçların birlikte işlenmiş sayılacağı sonucuna varılmıştır. Bu kararda belirlenen ilkeler ışığında dava konusu olan değerlendirildiğinde; sanığın cebinde bulunan kesici-delici silahı bilerek ve onun verdiği güvenle (ancak cebinden dışarı çıkarmaksızın) eli cebinde olacak şekilde; mağdura “…senin kulağını keserim” şeklindeki
tehdit fiilinin zaman ve mekan birliği unsurlarını taşıdığı gibi, tehdit söylemini dahi cebindeki bu silahtan kaynaklı ve onun özelliklerine uygun şekilde gerçekleştirmesi karşısında aralarında bağlantı bulunan her iki suçun birlikte işlendiğinde kuşku bulunmadığından ilk derece mahkemesinin uygulamasında isabetsizlik bulunmaması nedeniyle onanması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun bozma kararına iştirak edilmemiştir. 08.05.2019