Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2017/15476 E. 2020/9896 K. 18.02.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/15476
KARAR NO : 2020/9896
KARAR TARİHİ : 18.02.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması ve 6136 sayılı Yasaya aykırılık

Gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Sanık hakkında 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;
Sanık hakkında 6136 sayılı Yasanın 13/1. madde ve fıkrası uyarınca temel ceza belirlenirken adli para cezasına esas alınan tam gün sayısının alt sınır olan 30 gün yerine, 10 gün olarak eksik belirlenerek adli para cezasının noksan tayini, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre, sanığın, suçun unsurlarının oluşmadığına yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2-Sanık hakkında başkasına ait kimlik bilgilerini kullanmak suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;
Polis memurlarının yapmış oldukları kontrol ve arama sırasında sanığın hareketlerinden şüphelenmeleri üzerine yapılan üst aramasında üzerinden 2 adet bulundurulması ve taşınması yasak silah ile bu silaha ait mermileri ele geçirdikleri ve polislerin kimlik istemeleri üzerine, kardeşi …’a ait kimliği ibraz ettiği, polis memurlarının ilk bakışta kimlikteki şahsın o olmadığının belirlenmesi üzerine gerçek kimliğini belirtip tutanakların gerçek kimlik bilgilerine göre tanzim edildiği olayda hakkındaki, bütün adli işlemlerin gerçek kimlik bilgileriyle yapıldığı anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK.nın 268. maddesinde düzenlenen “başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması” suçunun unsurlarının oluşmadığı, sanığın eyleminin 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 40/1. madde ve fıkrasında düzenlenen “kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunmak” kabahatini oluşturduğunun gözetilmeyerek yazılı şekilde hüküm kurulması,

Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak sanığın lehine bulunan ve eylemine uyan 5326 sayılı Yasanın 40/1. maddesinde öngörülen idari para cezasının miktarına göre aynı Yasanın 20/2-c maddesinde yazılı soruşturma zamanaşımının eylemin gerçekleştiği 23.069.2013 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşıldığından yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususuta 1412 sayılı CMUK.nın 322. ve Kabahatler Kanununun 24. maddesinin veridiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün bulunduğundan Kabahatler Kanununun 20/1. maddesi uyarınca sanık hakkında İDARİ PARA CEZASI VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 18.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.