Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2017/13760 E. 2018/14160 K. 11.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/13760
KARAR NO : 2018/14160
KARAR TARİHİ : 11.12.2018

MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli hırsızlık, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
HÜKÜM : Beraat, mahkumiyet

Gereği görüşülüp düşünüldü:
TCK.nun 268. maddedeki suçun oluşması için öncelikle, fail tarafından işlenen bir suçun bulunması gerekmektedir. Başka deyişle iftira suçunun aksine, bu madde bakımından gerçek bir suçun işlenmesi ve bu suçun faili ile 268. maddedeki eylemin failinin aynı kişi olması zorunludur.
İşlenmiş olması gereken suçun kasıtla veya taksirli suç olması arasında bir fark bulunmamaktadır. Fakat, maddede yalnızca suçtan söz edilmekle, kabahatler veya disiplin eylemleri madde kapsamında değerlendirilmektedir.
Maddedeki ifade biçiminin hatalı olduğu söylenebilir ise de, mevcut düzenleme karşısında, failin gerçekte o suçu işlememiş bulunduğunun anlaşılması halinde, başkasının kimlik bilgilerini kullanma eyleminin 268. maddedeki suçu oluşturmadığını kabul etmek, kanunilik ilkesi bakımından zorunlu görülmektedir. Bu tür eylemlerde 206. maddenin uygulanması gereklidir.
Hırsızlık suçundan verilen ve kesinleşen beraat kararı karşısında hukuken suça sürüklenen çocuğun işlediği bir suç bulunmadığının kabulünde zorunluluk bulunduğu halde kolluk görevlisine (düzenlenecek bir belgeye esas olarak) beyanda bulunurken, başkasına ait kimliği veya bilgileri kullanma eylemi 268. maddeyi değil 206. maddedeki suçu oluşturmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında hırsızlık suçu şüphelisi olarak yakalanması üzerine hakkında soruşturmaya başlandığı sırada kimliğini …olarak beyan eden suça sürüklenen çocuk hakkında elde veya üstte taşınan eşyayı özel beceri ile almak suretiyle hırsızlık suçundan dava açıldığı bu suçtan beraat ettiği ve bu kararın kesinleştiği anlaşılmakla; kesinleşen beraat kararı karşısında suça sürüklenen çocuğun “işlediği bir suçtan” söz edilemeyeceği cihetle TCK.nun 268. maddesinde tanımlanan suçun unsurları oluşmayıp suça sürüklenen çocuğun TCK.nun 206. maddesi uyarınca cezalandırılması gerektiği halde yazılı gerekçe ile başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi;
Yasaya aykırı, suça sürüklenen çocuk müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 11.12.2018 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI DÜŞÜNCE
Olay günü sabah saatlerinde müşteki …’nun elindeki cep telefonu ile konuştuğu sırada arkadan gelen bir kişinin elindeki telefonu alarak dört beş kişiyle birlikte kaçtığı, müştekinin aynı gün öğleden sonra suça sürüklenen çocuğu görerek telefonu çalan kişiye benzetip polise haber verdiği, suça sürüklenen çocuk …’ın polise daha önceden tanıdığı …’in kimlik bilgilerin verdiği, polisin …’in annesine olayı bildirmesi üzerine suça sürüklenen çocuğun başkasına ait kimlik bilgilerini kullandığının anlaşıldığı, yapılan yargılama üzerine de suça sürüklenen çocuğun üzerine atılı hırsızlık suçundan beraat ettiği ancak suça sürüklenen çocuğun suç işlediği şüphesi ile yakalandığı sırada kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla mağdura ait kimlik bilgilerini kullanmaktan dolayı TCK.nun 268/1 delaletiyle TCK.nun 267/1. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Daire çoğunluğuyla aramızdaki uyuşmazlık suça sürüklenen çocuğun gerçekte hırsızlık suçunu işlememiş bulunduğunun anlaşılması karşısında, TCK.nun 268. maddesindeki suçu oluşturmayıp TCK.nun 206. maddesindeki resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu oluşturduğuna ilişkindir.
İftira suçunun özel bir halini düzenleyen TCK.nun 268. maddesinde düzenlenen “başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması” suçunun oluşabilmesi için kişinin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanması gerektiği somut olayda suça sürüklenen çocuğun hırsızlık suçu soruşturmasından kurtulmak için daha önceden tanıdığı başka bir kişinin ismini verdiği, yapılan yargılama neticesinde suçu işlemediğinden bahisle beraat kararı verilmesinin başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanmak suçunun oluşumuna etki etmeyeceği, yalan beyanın failin işlediği bir suçun soruşturulması dolayısıyla gerçeğe aykırı kimlik bilgilerini kullanma şeklinde işlenmesini öngören öğeleri bakımından TCK.nun 268. maddesinin TCK.nun 206. maddesine nazaran özel hüküm niteliğinde bulunduğu, özel normun önceliği ilkesi uyarınca fiile yalnızca TCK 268. maddesinin uygulanması gerektiğinden, sayın çoğunluğun suça sürüklenen çocuğun eyleminin TCK.nun 206. maddesinde tanımlanan resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu oluşturacağına ilişkin bozma düşüncesine katılmıyoruz.11.12.2018