Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2015/9939 E. 2015/22123 K. 05.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/9939
KARAR NO : 2015/22123
KARAR TARİHİ : 05.10.2015

Tebliğname No : 8 – 2014/198088
MAHKEMESİ : Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 31/03/2014
NUMARASI : 2013/155 (E) ve 2014/64 (K)
SUÇ : Parada sahtecilik

Gereği görüşülüp düşünüldü:

I- 5237 sayılı TCK.nun 197/1. madde ve fıkrasında memlekette veya yabancı ülkelerde kanunen tedavülde bulunan parayı, sahte olarak üreten, ülkeye sokan, nakleden, muhafaza eden veya tedavüle koyan kişinin cezalandırılacağı hükme bağlan- mıştır.
Tedavül; sahte para veya paraya eşit sayılan değerlerin, mal veya hizmet alımında kullanılarak piyasaya sürülmesidir. Failin asıl amacı sahte olan değerleri piyasaya sürmek ve bu şekilde haksız kazanç sağlamaktır. Sahte paranın başka bir kişinin egemenlik alanına girmesiyle tedavüle koyma suçu tamamlanmaktadır. Failin icra hareketlerini tamamlamasına rağmen sahte paranın başkasının egemenlik sahasına gir- memesi durumunda ise tedavüle koyma suçu teşebbüs aşamasında kalmakta fakat dolaşıma koymak için bilerek bulundurma suçu oluşmaktadır.
Aynı anda üretilen, nakledilen, ülkeye sokulan paraların tümü tek bir suç oluşturmaktadır. Sayılan fiillere katılmadan, yasal olmayan yollardan elde edilen bir miktar sahte para ve paraya eşit sayılan değerlerin kullanıma sunulması ise, “tedavüle koymak” fiilini oluşturmakta ve niteliği itibariyle sürekliliği gerektirmesi nedeniyle tek bir suçu teşkil etmektedir. Ancak bu durum, yıllarca devam eden fiilin her zaman tek bir suçu oluşturacağı şeklinde de yorumlanmamalıdır. Fiili veya hukuki kesintinin varlığı halinde ayrı suçların oluştuğu kabul edilmelidir. Hukuki kesinti iddianamenin düzen- lenmesi, mahkumiyet kararı, vazgeçme üzerine verilen düşme kararı, af yasası gibi durumların ortaya çıkması ile gerçekleşmektedir. Fiili kesinti ise failin eylemine ara vermesi, yakalanması veya tutuklanması, askere gitmesi, uzun süre hastanede yatması gibi

bir nedenle eylemin sürdürülememesi hallerinde meydana gelmektedir. Bu durumlarda eylemlerin gerçekleştirildiği yer ve araya giren zaman aralığı, yeni bir suç işleme kastı fiili kesintinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti açısından önem arz etmektedir.
Somut olayda; UYAP sorgusundan sanık hakkında işlediği iddia olunan parada sahtecilik suçundan 05.08.2010 tarihli eyleminden dolayı Kayseri 5. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2010/1332 esas sayılı dosyasında dava açıldığının anlaşılması, söz konusu davaya konu eylem ile inceleme konusu olaya ilişkin suç tarihi arasındaki zaman farkının da kısalığı karşısında, parada sahtecilik suçunun kesintisiz suçlardan olması ve iddia- namenin düzenlenmesi ile hukuki kesintinin oluşması karşısında, sanığın mükerrer ceza- landırılmasının önlenmesi bakımından sanık hakkında açılan davanın akıbeti araştırılarak mümkün olduğunda birleştirilmesi, aksi halde incelenerek dosya içerisine alınıp bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dosyaya konulduktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
II- Kabul ve uygulamaya göre de;
1- Temel hürriyeti bağlayıcı ceza alt sınırdan tayin edilmesine karşın, hürriyeti bağlayıcı ceza yanında tayin olunan adli para cezasının farklı gerekçe göster- meksizin alt sınırın üstünde tayini suretiyle çelişkiye neden olunması,
2- Sanık hakkında hüküm kurulduktan sonra 1412 sayılı CMUK.nun 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hak nedeniyle toplam cezanın 3 ay hapis cezası üzerinden infaz olunacağının belirtilmesi ile yetinilmesi gerekirken, sonuç cezanın 3 ay hapis cezasına indirilmesine karar verilmesi,
3- TCK.nun 58. maddesi gereği hükmolunan cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilirken, en ağırının tekerrüre esas alınması gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uy- gulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. ve 326/son maddeleri gereğince ceza miktarı yönünden kazanılmış hak saklı kalmak kaydıyla (BOZULMASINA), 05.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.