Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2015/8966 E. 2015/17593 K. 25.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/8966
KARAR NO : 2015/17593
KARAR TARİHİ : 25.05.2015

Sahte parayı tedavüle koymak suçundan sanık …’in 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 316/4 ve 318. maddeleri gereğince 1 yıl 6 ay hapis ve 46.630.000 Türk Lirası ağır para cezaları ile cezalandırılmasına dair Ağır Ceza Mahkemesinin 05.12.2001 tarihli ve 2000/350 esas, 2001/430 sayılı kararının infazına başlanmasını müteakip, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu yürürlüğe gireceği için telafisi imkansız sonuçlar doğurmaması amacıyla hükümlü K.. B..’in tahliyesine ilişkin anılan Mahkemenin 21.10.2004 tarihli ve 2000/350 esas sayılı müteferrik kararı müteakip, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının ceza zamanaşımının dolduğundan bahisle hükümlü hakkındaki cezanın ortadan kaldırılması talebinin reddine dair İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesinin 29.12.2014 tarihli ve 2005/400 esas sayılı müteferrik kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Ağır Ceza Mahkemesinin 14.01.2015 tarihli ve 2015/10 değişik iş sayılı kararını kapsayan infaz dosyası ile ilgili olarak;
Dosya kapsamına göre; Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 07.12.2011 tarihli ve 2011/11780 esas, 2011/25072 sayılı ilamında, “…uyarlama yargılamasının yeni yasanın uygulanması koşullarının belirlenmesi amacı ile sınırlı ve kendine özgü bir yargılama olduğu, bu yargılama sonunda verilen karar hüküm niteliğinde ve temyizi kabil olmakla birlikte, sonradan yürürlüğe giren lehe yasanın hükümlü lehine uygulanması ve infaz yeteneği bulunan ilk hükmü değiştirmekten ibaret ve infaza ilişkin bir karar olduğu, bu nedenle ceza zamanaşımını yeniden başlatıcı vasfı bulunmadığı gibi 765 sayılı TCK.nun 114 ve 5237 sayılı TCK.nun 71. maddelerinde ceza zamanaşımını kesen nedenler arasında da sayılmadığı, kanunda sınırlı olarak gösterilen zamanaşımını başlatan ve kesen nedenlerin yorum ve kıyas yoluyla hükümlü aleyhine genişletilemeyeceği…” şeklinde belirtildiği üzere, somut olayımızda, hükümlü hakkında 765 sayılı Kanun’un 316/4. maddesi gereğince hükmedilen 1 yıl 6 ay hapis cezasının, 765 sayılı Kanun’un 112/4 ve 5237 sayılı Kanun’un 68/1-e. maddeleri gereğince 10 yıllık ceza zamanaşımı süresine tâbi bulunduğu, ilâmın 02.07.2002 tarihinde kesinleştiği ve infazına başlandığı, hükümlünün 21.10.2004 tarihinde ise 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu yürürlüğe gireceği için telafisi imkansız sonuçlar doğurmaması amacıyla tahliye edildiği, o tarihten itibaren yakalanamaması sebebiyle cezanın infazına yeniden başlanamadığı, hükümlü
… hakkında yapılan uyarlama yargılaması sonucunda verilen kararın ceza zamanaşımı süresini kesmediği ve ceza zamanaşımının kesintiye uğradığı 21/10/2004 tarihinden itibaren geçen sürede de ceza zamanaşımını kesen başka bir sebep bulun- madığından, 765 sayılı Türk Ceza kanunu’nun 112/4 ve devamı maddeleri uyarınca cezanın ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 30.03.2015 gün ve 22304 sayılı Kanun Yararına Bozma iste- mine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17.04.2015 gün ve KYB/2015-127023 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
765 sayılı TCK.nun 113. ve 114. maddeleri ile 5237 sayılı TCK.nun 68. ve 71. maddelerinde ceza zamanaşımının ne zaman başlayacağı ve hangi hallerde kesileceği belirtilmiş olup, uyarlama yargılaması nedeniyle infazın durdurulduğu tarih ve uyarlama yargılamasının yapıldığı tarih arasında geçen sürenin ceza zamanaşımını durduracağına ilişkin bir düzenleme bulunmadığı gözetilerek itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesi,
Yasaya aykırı ve Adalet Bakanlığı’nın Kanun Yararına Bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbarname içeriği bu itibarla yerinde görüldüğünden İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.01.2015 gün, 2015/10 değişik iş sayılı kararının CMK.nun 309. maddesi gereğince (BOZULMASINA), müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 25.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.