Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2015/8282 E. 2015/22328 K. 08.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/8282
KARAR NO : 2015/22328
KARAR TARİHİ : 08.10.2015

Tebliğname No : 8 – 2015/115287
MAHKEMESİ : Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 12/02/2015
NUMARASI : 2015/2 (E) ve 2015/15 (K)
SUÇ : Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması

Gereği görüşülüp düşünüldü:

Katılan M.. Ç.. adına sahte olarak düzenlenmiş aslı ele geçirile- meyen ancak bankaca fotokopisinin belgelere eklendiği kimlik ile bankaya müracaat ederek sahte kredi kartı düzenleten sanık hakkında bozmaya uyulmasına karşın, TCK.nun 245/2. madde ve fıkrası ile birlikte TCK.nun 43. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.

Bozmaya uyularak; yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine göre sanığın, temyiz itirazları yerinde görülme- diğinden reddine, ancak:

1- CMUK.nun 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hak nedeniyle sahte banka veya kredi kartı düzenlemek suçundan cezanın 2 yıl hapis cezası, sahte oluşturulan banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle yarar sağlama suçundan ise cezanın 4 yıl hapis ve 100 TL adli para cezası üzerinden infaz olunacağının belirtilmesi ile yetinilmesi gerekirken, sonuç cezaların sahte banka veya kredi kartı düzenlemek suçundan CMUK.nun 326/son maddesine de aykırı olarak 2 yıl hapis ve 80 TL adli para cezası, sahte oluşturulan banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle yarar sağlama suçundan ise 4 yıl hapis ve 100 TL adli para cezası olarak tayin edilmesi,

2- 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca,

1. fıkranın (c) bendinde yazılı sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet hakkından, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan koşullu salıverme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan ise 2. fıkra gereğince cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hükümler kurulması,

Yasaya aykırı ise de, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususların, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün A bölümünün 4. paragrafından “sanığın neticeten 2 yıl hapis ve 80 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına” ibaresi çıkartılarak yerine “sanığın cezasının 2 yıl hapis cezası üzerinden infazına” ibaresinin; hükmün B bölümünün 5. paragrafından ise, “sanığın neticeten 4 yıl hapis ve 100 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına” ibaresi çıkartılarak yerine “sanığın cezasının 4 yıl hapis ve 100 TL adli para cezası üzerinden infazına” ibaresinin ve hükümlerden 5237 sayılı TCK.nun 53/1. maddesinin uygulamasına ilişkin kısımlar çıkartılarak yerlerine ”sanığın, 5237 sayılı TCK.nun 53/1-3 madde ve fıkraları uyarınca, (c) bendinde sayılan kendi altsoyları üzerindeki velayet hakkı, vesayet ve kayyımlığa ait haklardan koşullu salıverilmeye kadar, madde ve bendlerde sayılan diğer haklardan ise hükmolunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” ibaresinin yazılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin (DÜZELTİLEREK ONANMASINA), 08.10.2015 gününde 245/3. mad- deden kurulan hüküm yönünden oybirliği, 245/2. maddeden kurulan hüküm yönünden oyçokluğuyla karar verildi.

KISMEN KARŞI DÜŞÜNCE : Sanık T.. N.. hakkında mağdur HSBC Bankasına yönelik sahte banka veya kredi kartı üretmek ve sahte oluşturulan kredi kartının kullanılması suretiyle yarar sağlama suçlarından 5237 sayılı TCK.nun 245/2. maddesinden kurulan mahkumiyet hükmünün, sanığın eyleminin kül halinde 5237 sayılı TCK.nun 245/3. madde ve fıkrasında düzenlenen tek suçu oluşturması ve bu suçtan da cezalandırılması nedeniyle bozulması gerekirken, düzeltilerek onanmasına karar verilmesi yerinde değildir. Şöyle ki;

Dosya kapsamı ve anlatımlardan, sanık T.. N..’ın katılan
M.. Ç..’ın nüfus cüzdanının üzerine kendine ait fotoğrafı yapıştırarak oluşturduğu nüfus cüzdanı fotokopisini kullanmak suretiyle HSBC Bankasından sahte olarak kredi kartı çıkarttırıp birçok kez harcama yaptığı anlaşılmaktadır.

5237 sayılı TCK.nun 21/1. madde ve fıkrası “Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir.” Yine TCK.nun 44. maddesi “İşlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılır.” hükmünü içermektedir.

5237 sayılı TCK.nun 245/3. madde ve fıkrasında tanımlanan suçun maddi unsuru, sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlamaktır. Ancak bu fıkra hükmüne göre cezaya hükmedilebilmesi için fiilin daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmaması gerekir. Bu maddedeki suçun oluşması için ilk şart, banka veya kredi kartının sahte olarak üretilmiş veya üzerinde sahtecilik yapılmış olmasıdır. Yani sahte kart oluşturmak veya üzerinde sahtecilik yapmak bu suçun seçimlik hareketleridir. Sahte kart oluşturmak, gerçek kart üzerinde yapılanlar dışında sahtecilik fiillerini ifade eder. Üçüncü fıkradaki suçun oluşması için ikinci şart ise, sahte olarak üretilmiş veya üzerinde sahtecilik yapılmış kartın kullanılması suretiyle yarar elde edilmiş olmasıdır. Haksız yararın fail ya da başka birisine sağlanmasının önemi yoktur. Her iki halde de suç oluşacaktır.

245. maddenin 3. fıkrasında tanımlanan suçun manevi unsuru ise kasttır yani kasten işlenebilen bir suçtur. Üçüncü fıkra açısından kast, suça konu banka veya kredi kartının sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan bir kart olduğunu bilmeyi ve bu kartı yarar sağlamak amacıyla kullanmayı istemeyi gerektirir.

Bilindiği üzere, sahtecilik fiillerinin hedefi yine biz­zat sahteciliğin kendisi değildir. Hemen her zaman sahteciliğin ötesinde bir amaca ulaşmak için sahtecilik yapılır. Bu nedenle sahte belge oluşturduktan sonra bu sahte belgeyi kullanan kişi, hem sahte belge düzenlemekten hem de sahte belge kullanmaktan dolayı cezalandırılmaz. Burada da aynı şekilde düşünmek uygun olacaktır. Dolayısıyla, sahte kart oluşturan veya kart üzerinde sahtecilik yapan kişi, daha sonra bu kartı kullanarak yarar sağlayacak olursa, sadece TCK.nun 245/3. maddesinde öngörülen suçtan dolayı cezalandırılması gerekecektir. Nitekim TCK.nun 245/3. maddesinde öngörülen cezanın 245/2. maddesinde öngörülen cezadan fazla olması da bu görüşü destekler niteliktedir.

Somut olayda da, Ceza Genel Kurulunun 27.05.2008 gün ve 2008/11-87 E, 2008/150 K sayılı kararında da belirtildiği üzere, sanığın ele geçirdiği katılan M.. Ç..’a ait nüfus cüzdanının üzerine kendine ait fotoğrafı yapıştırarak oluşturduğu nüfus cüzdanı fotokopisini kullanmak suretiyle banka görevlilerince basımını sağladığı kredi kartı “sahte oluşturulan” kart niteliğinde olup, bu kartın kullanılması suretiyle kendine haksız yarar sağlaması eyleminin daha ağır cezayı gerektiren başka bir suçu oluşturmaması ile, 5237 sayılı TCK.nun 21/1. madde ve fıkrasında “Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir.” şeklindeki düzenleme ve TCK.nun 44. maddesi birlikte değerlendirildiğinde, sanığın kastının açıkça sahte olarak üretilen kredi kartının kullanılması sonucu yarar sağlama olduğu ve eyleminin kül halinde 5237 sayılı TCK.nun 245/3. maddesindeki suçu oluşturduğu ve bu suçtan da cezalandırıldığı gözetilmeden, TCK.nun 245/3. madde ve fıkrası yanında ayrıca TCK.nun 245/2. madde ve fıkrasından da hüküm kurulması suretiyle fazla ceza tayini gerekçesiyle bozulması yerine, yerel mahkemenin mahkumiyete ilişkin kararının düzeltilerek onanması yönündeki sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum. 08.10.2015