Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2015/7556 E. 2015/23180 K. 21.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/7556
KARAR NO : 2015/23180
KARAR TARİHİ : 21.10.2015

Tebliğname No : 8 – 2014/414959

6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan sanık S.. K.. hakkında 05.10.2010 tarihli verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karar kaldı- rılarak hükmün açıklanmasına ve 6136 sayılı Yasanın 13/1. madde ve fıkrası uyarınca hükümlülüğüne ve müsadereye dair; SÜRMENE Asliye Ceza Mahkemesinin 22.10.2014 gün ve 2010/89 esas, 2010/150 ek karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay’ca ince- lenmesi sanık tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Cumhuriyet Başsavcılığın- dan tebliğname ile daireye gönderilmekle incelendi:

Gereği görüşülüp düşünüldü:

Deneme süresi içinde suç işlemesi sebebiyle açıklanan hükümde sanık hakkında CMK.nun 231/11. maddesi karşısında, TCK.nun 50. maddesinin uygula- namayacağı, bozmadan önce kurulan hükümdeki uygulamaların kazanılmış hak oluş- turmayacağı cihetle, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiş ancak;
Suça konu tabanca ve fişeklerin 6136 sayılı Yasa kapsamında yasak niteliği haiz olup olmadığının tespiti hususunda Kriminal Polis Laboratuvarından veya Adli Tıp Kurumu’ndan rapor aldırılması gerektiği gözetilmeden, atış yapılmadan gözleme dayalı olarak polis memuru tarafından düzenlenen yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak eksik araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uy- gulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince (BOZULMASINA), 21.10.2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KISMİ KARŞI DÜŞÜNCE

6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan kurulan hükmün, sanık tarafından temyizi üzerine ilamda belirtilen bozma gerekçesinin dışında, kararın 1412 sayılı

CMUK.nun 326/son madde ve fıkrasına aykırılık gerekçesiyle de bozulması gerekirken, sadece ilamda yazılı gerekçeyle bozulmasına karar verilmesi yerinde değildir. Şöyle ki;
Sanık hakkında 29.01.2008 tarihli ilk hükümde, 6136 sayılı Yasanın 13/1, 5237 sayılı TCK.nun 62/1, 50/1-a, 52/4, 54. maddeleri uyarınca 375,00 TL ve hapis cezasından çevrilme 6.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, adli para cezasının 24 taksitte ödenmesine ve zoralıma karar verilmiş, bu karar süresi içerisinde sadece sanık tarafından temyiz edilmiştir. Sanığın temyizi üzerine Yargıtay 8. Ceza Dairesi 13.05.2010 tarih ve 2010/2892-7467 E-K sayılı kararında sanık hakkında “5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231. maddesindeki koşulların varlığı halinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılması yönünde mahkemesince değerlendirme yapılması zorunluluğu,” gerekçesiyle sair hususlar incelenmeksizin bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma kararına uyan yerel Mahkeme 05.10.2010 tarih ve 2010/150 K nolu kararıyla sanık hakkında 6136 sayılı Yasanın 13/1. maddesinden kurulan hükmün açıklanmasını geri bırakmıştır. Deneme süresinde yeni bir suç işleyen sanık hakkındaki bu dosyayı ele alan Mahkeme sanık S.. K..’ın 6136 sayılı Yasanın 13/1, 5237 sayılı TCK.nun 62, 53/1, 54/4. maddeleri uyarınca, 10 ay hapis ve 375,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve zoralıma karar vermiştir. Bu karar da sanık tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 326/son maddesi “Hüküm yalnız sanık tarafından veya onun lehine Cumhuriyet Savcısı veya 291 inci maddede gösterilen kimseler tarafından temyiz edilmişse yeniden verilen hüküm, evvelki hükümle tayin edilmiş cezadan daha ağır olamaz.” hükmünü içermektedir.
5271 sayılı CMK.nun 231/7. madde ve fıkrasında, “Açıklanması geri bırakılmasına karar verilen hükümde, mahkum olunan hapis cezası ertelenemez ve kısa süreli olması halinde seçenek yaptırımlara çevrilemez.” hükmü koyulmuş, 11. fıkrasında ise “Deneme süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi … halinde, mahkeme hükmü açıklar.” hükmüne yer vermiştir. 5271 sayılı CMK.nun 231/7 ve 11 fıkralarındaki bu hükümler karşısında, cezası ertelenen sanık dışında aleyhe temyiz edilmemesi halinde 1412 sayılı CMUK.nun 326/son madde ve fıkrası yok mu sayılacaktır? Denetim süresi içerisinde suç işlemesi üzerine yeni kurulan hükümde, tüm hukuk kuralları devreye girmeli ve hukuka uygun bir karar verilmelidir. Bu kararda CMUK.nun 326/son madde ve fıkrası da dikkate alınmalıdır.
Somut olayda da; 29.01.2008 tarihli ilk hükümde hapis cezası adli para cezasına çevrilen sanığın, kendisinin kararı temyiz ettiği ve aleyhine temyiz bulunmadığı anlaşılmaktadır. Yargıtay 8. Ceza Dairesinin bozmasından sonra yerel Mahkeme sanık hakkında 6136 sayılı Yasanın 13/1. maddesinden kurulan hükmün açıklanmasını geri

bırakmıştır. Deneme süresinde yeni bir suç işleyen sanık hakkında açıklanan temyize konu kararda ise, verilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmemesi suretiyle ceza yargılamasının evrensel ve temel kurallarından olan ve 1412 sayılı CMUK.nun 326/son maddesinde somutlaşan ceza yönünden kazanılmış hak kuralına aykırı olarak hapis cezasının adli para cezasına çevrilmemesi suretiyle CMUK.nun 326/son maddesine aykırı davranılması gerekçesiyle de kurulan hükmün bozulmasına karar verilmemesi yönündeki sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum. 21.10.2015