Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2015/4951 E. 2015/23033 K. 19.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/4951
KARAR NO : 2015/23033
KARAR TARİHİ : 19.10.2015

Tebliğname No : 8 – 2014/128973
MAHKEMESİ : Manisa 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 23/01/2014
NUMARASI : 2013/392 (E) ve 2014/16 (K)
SUÇ : Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması

Gereği görüşülüp düşünüldü:
Katılana ait kredi kartı ile değişik zamanlarda farklı işyerlerinde harcama yapıldığının anlaşılması karşısında, sanık hakkında TCK.nun 245/1. madde ve fıkrası uyarınca tayin olunan cezadan TCK.nun 43. maddesi gereğince artırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış; tekerrüre esas alınan ilamın birden fazla mahkumiyet kararı içerdiğinin anlaşılması karşısında, en ağır cezayı içeren mahkumiyetin 5275 sayılı Kanunun 108/2. maddesi gereğince infaz sırasında nazara alınması mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanığın, suçun sabit olmadığına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddiyle hükmün (ONANMASINA), 19.10.2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi
KARŞI DÜŞÜNCE

Sanık S.. T.. hakkında başkasına ait kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama suçundan kurulan hükmün sanık tarafından temyizi üzerine sayın çoğunluğun onamaya ilişkin kararı yerinde değildir. Şöyle ki;

Sanık aşamalardaki savunmalarında, aralarındaki tablet alım satımı nedeniyle alacak borç ilişkisi olduğunu, mağdur S.. K..’nun kredi kartını ve şifresini verdiğini, bilgisi dahilinde harcamaları yaptığını söylemiştir. Mağdur, suça konu kredi kartının şifresinin kolay tahmin edilemeyeceğini, kart üzerinde şifrenin yazılı olmadığını, sanığın şifreyi nasıl öğrendiğini bilmediğini beyan etmiştir. Dosyadaki sliplerden kartın şifre girilerek kullanıldığı anlaşılmaktadır. Tüm bu anlatılanlar ile kartın şifre girilerek kullanılması karşısında, mağdurun dosya kapsamına uymayan beyanı dışında, sanığın suça konu kartı mağdurun bilgi ve rızası dışında kullanarak haksız yarar elde ettiğine ilişkin kesin, inandırıcı ve şüpheden uzak delil elde edilememesi ile şüpheden sanık yararlanır ilkesi uyarınca, sanığın beraatine karar verilmesi gerekçesiyle bozulması yerine, yerel mahkemenin usul ve yasaya uygun olmayan kararının onanmasına dair sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum.19.10.2015