Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2015/2090 E. 2015/22565 K. 13.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/2090
KARAR NO : 2015/22565
KARAR TARİHİ : 13.10.2015

Tebliğname No : 8 – 2014/98998
MAHKEMESİ : Ünye Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 24/01/2014
NUMARASI : 2013/267 (E) ve 2014/27 (K)
SUÇ : İşkence

Gereği görüşülüp düşünüldü:

Dava zamanaşımı, olay tarihinden itibaren yasa tarafından belirlenen sürelerin geçmesi halinde Devletin yargılama hakkından vazgeçmesidir. Fiil hukuka aykırı ve suç teşkil etse bile fail cezalandırılmamakta, davanın düşürülmesine karar verilmektedir.
T.C. Anayasa’sının 38. maddesinin 1. fıkrasında, ”kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suç işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez” denildikten sonra 2. fıkrada, ”suç ve ceza zamanaşımı ile ceza mahkumiyetinin sonuçları konusunda da yukarıdaki fıkra uygulanır” denmekle, suç tarihinden sonra yürürlüğe giren ve zamanaşımı süresi yönünden aleyhe sonuç doğuran yasanın uygu- lanamayacağı kabul edilmiştir.
Dava zamanaşımı, sonuçları itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin olup Anayasa’nın 38, TCK.nun 2 ve 7. maddeleri uyarınca, suç tarihinden sonra lehe yapılan yasal değişiklikten sanık yararlanacak, aleyhe olan değişiklikler ise uygulanmayacaktır. Diğer bir anlatımla, suç tarihinden sonra yürürlüğe giren yasayla zamanaşımı süresi sanık aleyhine yeniden düzenlenmişse aleyhe sonuç doğuran yeni yasa değil, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan yasa tatbik olunacaktır. Yargıtay’ın süreklilik gösteren uygulamaları bu doğrultudadır.
Somut olayda; sanığa yüklenen suç olay tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK.nun 243. maddesinde düzenlenmiş olup, zamanaşımına ilişkin bir hüküm

içermemektedir. Dava zamanaşımı, yasanın 102 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK.nun 94. maddesinde, yasanın kabul edildiği ilk şeklinde zamanaşımına ilişkin bir hüküm bulunmadığı halde, 11.04.2013 gün, 6459 sayılı Yasanın 9. maddesi ile 94. maddeye eklenen 6. fıkrada ”Bu suçtan dolayı zamanaşımı işlemez” hükmü kabul edilmiştir. Dava zamanaşımının uygulanmayacağını kabul etmesi nedeniyle aleyhe olan bu hüküm, yürürlüğe girdiği tarihten sonra işlenen suçlarda uygulanacak, geçmişe etkili olmayacaktır.
Bu itibarla incelenen dosyada, suçun işlendiği iddia olunan 07.10.1980 tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK.nun, 4449 sayılı Yasa ile değişiklik yapıl- madan önce 243. maddesinde suçun yaptırımı ”5 seneye kadar hapis ve ömür boyu veya süreli memuriyetten yoksun kılma” cezası iken, olaydan sonra 26.08.1999 tarih ve 4449 sayılı Yasanın 1. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu hapis cezasının (5252 sayılı Yasa- nın 6. maddesi ile ağır hapis cezası hapis cezasına dönüştürülmüştür.) yukarı sınırı 8 yıl olarak kabul edilmiştir.
01.06.2005 günü yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK.nun 94. maddesinde ise, 3 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür.
Yasal değişiklikler gözetildiğinde, hükmolunacak cezaların yukarı sınırları ve zamanaşımı süresi itibariyle en lehe olan hüküm; suç tarihinde yürürlükte bulunan ve en fazla 5 yıl hapis cezasını öngören 765 sayılı TCK.nun 243/1. maddesi olup, aynı Yasanın 102/4 maddesinde öngörülen asli 5 yıllık, hukuki kesinti halinde 104/2 maddesi uyarınca 7 yıl 6 aylık kesintili (uzamış, olağanüstü) dava zamanaşımına tabidir.
Buna göre, mahkemece kanıtlar değerlendirilip gerektirici nedenleri açık- lanmak suretiyle verilen düşme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğine, katılan vekilinin ise suçun zamanaşımına tabi olmadığına, yanlış sanık hakkında karar verildiğine yönelik temyiz itirazlarının reddiyle hükmün (ONANMASINA), 13.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.