Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2015/12262 E. 2015/22468 K. 12.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/12262
KARAR NO : 2015/22468
KARAR TARİHİ : 12.10.2015

İhbarname No : KYB – 2015/254693

Köy tüzel kişiliğine ait veya köylünün ortak yararlanmasındaki taşınmazlara tecavüz suçundan sanıklar H.. E.., N.. E.. ve K.. E..’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 154/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca ayrı ayrı 1 yıl 6 ay hapis ve 9.000.00 Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Mustafakemalpaşa Asliye Ceza Mahkemesinin 18/05/2010 tarihli ve 2008/21 esas, 2010/365 sayılı kararının Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 10/07/2013 tarihli ve 2012/8349 esas, 2013/20588 sayılı kararı ile düzeltilip onanarak kesinleşmesini müteakip, sanıklar müdafiileri tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin aynı Mahkemenin 21/02/2014 tarihli ve 2008/21 esas, 2010/365 sayılı ek kararına yönelik itirazın reddine dair (BURSA) 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/03/2014 tarihli ve 2014/423 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosyasıyla ilgili olarak;
Dosya kapsamına göre;
1- Yargılamanın yenilenmesi talebinde yeni delil olarak kira sözleş- mesinin ibraz edildiği, …..A.Ş. ile noterlikçe düzenlenen köy adına köy muhtarı tarafından imzalı sözkonusu kira sözleşmesi uyarınca, şirketin çalışması esnasında ruhsatlı saha dışına çıkması durumunda köyün bu duruma muvafakat ettiklerine dair kira sözleşmesi düzenlendiği ve bu sözleşme gereği müvekkillerin sahibi bulunduğu şirket tarafından köye kira ödendiği ve köy için ve köy halkının yararına kullanılmak üzere bir kısım araçlar alındığı, Mustafakemalpaşa Sulh Hukuk Mahkemesinin 24/12/2013 tarihinde yapılan tespit sonucu bilirkişi Harita Mühendisi M. Y. tarafından düzenlenen raporda, kum ocağı faaliyetinin ruhsatlı saha içerisinde olduğu, moloz malzemenin ve moloz malzemeye ulaşımı sağlayan yolun ruhsat sahası içinde kaldığı ve ruhsatın dava konusu Karaorman köyüne ait 1120 ve 1121 parsel sayılı meraların bir kısmını da kapsadığının belirtildiği, belirtilen bu durumun yargılama sırasında alınan raporla mübayenet oluşturduğu ve mübayenetin giderilmesinin gerektiği gibi mevcut kira sözleşmesine göre, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311/1-(e) maddesi anlamında sanıklar lehine bir durum meydana gelebileceği ve yargılamanın sonucuna göre hükümlünün hukukî durumunun tayini gerekeceği nazara alınmaksızın yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde,

2- Kabule göre, sanıklar vekilince yeni delil olarak ortaya konulan belgelerin daha önceden var olduğu ve hükümlüler tarafından bilindiği gerekçesi ile talebin reddine karar verildiği, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311/1-e maddesi gereğince, kesinleşen bir hükümle sonuçlanmış bir dava, yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte olursa, hükümlü lehine olarak yargılamanın yenilenmesi yoluyla tekrar görülmesi ve itirazın bu yönden kabulü gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesinde, isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 06.07.2015 gün ve 45362 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13.07.2015 gün ve KYB/2015-254693 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Gereği görüşülüp düşünüldü:

Ceza Genel Kurulunun 2012/909 esas, 2014/121 karar sayılı 11.03.2014 tarihli kararında da belirtildiği üzere daha önceden mahkemeye bildirilen ancak mahkeme tarafından değerlendirilerek inandırıcı bulunmadığı için dikkate alınmayan delil ve olgular “yeni” değildir. Buradaki yenilikten anlaşılması gereken taraf bakımından değil, mahkeme bakımından olay ya da delilin yeni olmasıdır. Mahkemece bilinmeyen, incelenmeyen, yargılama konusu yapılmayan ve bu nedenle değer- lendirilmeyen deliller “yeni delil veya olay” kapsamındadır. Yenilik açısından önemli olan delil vasfına sahip olacak biçimde içerikteki yeniliktir. Bu nedenle hükümlünün bildiği veya bilmesi gereken bir olay veya delil, mahkemece bilinmiyorsa veya öğrenilmekle birlikte değerlendirilmemişse yargılamanın yenilenmesi nedeni olabile- cektir. İncelemeye konu olayda; hükümlüler H.. E.., N. E. ve K.. E.. müdafiileri tarafından yargılamanın yenilenmesi nedeni olarak ileri sürülen kira sözleşmesinin, yargılama aşamasında gündeme gelmediği, CMK.nun 217. maddesi uyarınca mahkemece tartışılmadığı gözetildiğinde, yeni delil olarak kabulü ile yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alınarak, beraati veya daha hafif bir kanun hükmünün uygulanmasını gerektirir nitelikte olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre yargılamanın yenilenip yenilenmeyeceğine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde, sunulan delillerin yargılamanın tarafları tarafından

bilinen ve var olan deliller olduğundan bahisle, yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine dair karara karşı yapılan itirazın, bu nedenle kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi,

Yasaya aykırı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbarname içeriği bu itibarla yerinde görüldüğünden Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.03.2014 gün, 2014/423 değişik iş sayılı kararının CMK.nun 309. maddesi uyarınca (BOZUL- MASINA), bozma nedenine göre infazın durdurulmasına, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 12.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.