Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2015/11111 E. 2015/22030 K. 01.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/11111
KARAR NO : 2015/22030
KARAR TARİHİ : 01.10.2015

Tebliğname No : 8 – 2014/240146
MAHKEMESİ : Çanakkale 1. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 20/05/2014
NUMARASI : 2014/100 (E) ve 2014/198 (K)
SUÇ : Parada sahtecilik

Gereği görüşülüp düşünüldü:

Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanığın, mükerrer cezalandırmaya, lehe hükümlerin uygulanmadığına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddiyle hükmün (ONANMASINA), 01.10.2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI DÜŞÜNCE

Sanık R.. Y.. hakkında parada sahtecilik suçundan kurulan mah- kumiyete ilişkin hükmün sanık tarafından temyizi üzerine sayın çoğunluğun onamaya ilişkin kararı yerinde değildir. Şöyle ki;

5237 sayılı TCK.nun 197/1. madde ve fıkrasında memlekette veya yabancı ülkelerde kanunen tedavülde bulunan parayı, sahte olarak üreten, ülkeye sokan,

nakleden, muhafaza eden veya tedavüle koyan kişinin cezalandırılacağı hükme bağlanmıştır.
Tedavül; sahte para veya paraya eşit sayılan değerlerin, mal veya hizmet alımında kullanılarak piyasaya sürülmesidir. Failin asıl amacı sahte olan değerleri piyasaya sürmek ve bu şekilde haksız kazanç sağlamaktır. Sahte paranın başka bir kişinin egemenlik alanına girmesiyle tedavüle koyma suçu tamamlanmaktadır. Failin icra hareketlerini tamamlamasına rağmen sahte paranın başkasının egemenlik sahasına girmemesi durumunda ise tedavüle koyma suçu teşebbüs aşamasında kalmakta fakat dolaşıma koymak için bilerek bulundurma suçu oluşmaktadır.
Aynı anda üretilen, nakledilen, ülkeye sokulan paraların tümü tek bir suç oluşturmaktadır. Sayılan fiillere katılmadan, yasal olmayan yollardan elde edilen bir miktar sahte para ve paraya eşit sayılan değerlerin kullanıma sunulması ise, “tedavüle koymak” fiilini oluşturmakta ve niteliği itibariyle sürekliliği gerektirmesi nedeniyle tek bir suçu teşkil etmektedir. Ancak bu durum, yıllarca devam eden fiilin her zaman tek bir suçu oluşturacağı şeklinde de yorumlanmamalıdır. Fiili veya hukuki kesintinin varlığı halinde ayrı suçların oluştuğu kabul edilmelidir. Hukuki kesinti iddianamenin düzen- lenmesi, mahkumiyet kararı, vazgeçme üzerine verilen düşme kararı, af yasası gibi durumların ortaya çıkması ile gerçekleşmektedir. Fiili kesinti ise failin eylemine ara vermesi, yakalanması veya tutuklanması, askere gitmesi, uzun süre hastanede yatması gibi bir nedenle eylemin sürdürülememesi hallerinde meydana gelmektedir.
Bu açıklamalar doğrultusunda; UYAP sorgusundan sanık hakkında işle- diği iddia olunan parada sahtecilik suçundan 01.11.2013 tarihli eylemi nedeniyle 18.11.2013 tarihli iddianameyle Bursa 5.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2013/527 esas, 06.01.2014 tarihli eylemi nedeniyle 24.02.2014 tarihli iddianameyle Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2014/75 esas sayılı dosyalarında dava açıldığının anlaşılması karşısında, sanığın mükerrer cezalandırılmasının önlenmesi bakımından, anılan dosyaların getirtilip incelenerek davaların birleştirilmesi, mümkün olmadığında dosya içerisine alınıp bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dosyaya konulmasından sonra hukuki veya fiili kesinti bulunup bulunmadığı, suç işleme kararları ile tüm deliller birlikte değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiğinin gözetilmemesi gerekçesiyle bozulması yerine, yerel mahkemenin usul ve yasaya uygun olmayan kararının onanmasına dair sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum.01.10.2015