Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2015/10778 E. 2015/20279 K. 29.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/10778
KARAR NO : 2015/20279
KARAR TARİHİ : 29.06.2015

Hakkı olmayan yere tecavüz etme suçundan sanık …’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 154/1, 62/1 ve 52/1-2. maddeleri uyarınca 5 ay hapis ve 80,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair … Asliye Ceza Mahkemesinin 16.04.2014 tarihli ve 2013/56 esas, 2014/143 sayılı kararını kapsayan dosyası ile ilgili olarak;
Dosya kapsamına göre; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Bir hakka dayanmaksızın başkasına ait taşınmaz mal veya eklentilerini malikmiş gibi tamamen veya kısmen işgal eden veya sınırlarını değiştiren veya bozan veya hak sahibinin bunlardan kısmen de olsa yararlanmasına engel olan kimseye, suçtan zarar görenin şikâyeti üzerine altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası verilir. (2) Köy tüzel kişiliğine ait olduğunu veya öteden beri köylünün ortak yararlanmasına terk edilmiş bulunduğunu bilerek mera, harman yeri, yol ve sulak gibi taşınmaz malları kısmen veya tamamen zapt eden, bunlar üzerinde tasarrufta bulunan veya sürüp eken kimse hakkında birinci fıkrada yazılı cezalar uygulanır. ” şeklindeki 154/1-2. maddesi ile 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un “(1)Aydın, Balıkesir, Denizli, Hatay, Malatya, Manisa, Kahramanmaraş, Mardin, Muğla, Ordu, Tekirdağ, Trabzon, Şanlıurfa ve Van illerinde, sınırları il mülki sınırları olmak üzere aynı adla büyükşehir belediyesi kurulmuş ve bu illerin il belediyeleri büyükşehir belediyesine dönüştürülmüştür. (2) Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Eskişehir, Erzurum, Gaziantep, İzmir, Kayseri, Konya, Mersin, Sakarya ve Samsun büyükşehir belediyelerinin sınırları il mülki sınırlarıdır. (3) Birinci ve ikinci fıkrada sayılan illere bağlı ilçelerin mülki sınırlan içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır.” şeklindeki 1/1-2-3. maddesi birlikte nazara alındığında, somut olayda suça konu taşınmazın bulunduğu parselin, Malatya ilinin büyükşehir olmasıyla mera vasfını yitirerek, hazine arazisine dönüştüğü, hazine arazisine tecavüzün atılı suça vücut vermeyeceği, sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 11.05.2015 gün ve 30116 sayılı Kanun Yararına Bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25.05.2015 gün ve ayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Gereği görüşülüp düşünüldü:

Sanık hakkında,… Asliye Ceza Mahkemesinin 16.04.2014 gün, 2013/56 esas, 2014/143 karar sayılı kararı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verildiği anlaşılmakla;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2011/498 esas, 2012/2011 karar nolu 22.05.2012 tarihli, 2009/67 -84 esas-karar nolu 07.04.2009 tarihli, 2010/70-159 esas- karar nolu 29.06.2010 tarihli kararlarında da belirtildiği üzere; hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verildiği durumda hükmün içeriğine dahil bulunan hukuka aykırılıkların, kanun yararına bozma yasa yoluyla denetlenmesi olanağı bulunmamaktadır. Kanun koyucu, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının üzerine inşa edildiği mahkûmiyet hükmünün olağan yasayolu olan temyizen incelenmesini dahi yasaklamışken, henüz hukuken varlık kazanmamış bu hükümdeki hukuka aykırılıkların olağan denetim süreci sonlanmadan, olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma ile denetlenebileceğini kabul etmek, kanun yollarında hakim olan temel ilkelere açıkça aykırılık oluşturacağı gibi, temyiz ve kanun yararına bozmanın gerek başvuru koşulları, gerekse sonuçlarındaki farklılıklar ile olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma kurumunun konuluş amacı nazara alındığında ileride telafisi mümkün olmayan sorunlara da yol açabilecektir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle Adalet Bakanlığının Kanun Yararına Bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden kanun yararına bozma isteminin (REDDİNE), evrakın Adalet Bakanlığına gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 29.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.