Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2014/37481 E. 2015/23191 K. 21.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/37481
KARAR NO : 2015/23191
KARAR TARİHİ : 21.10.2015

Tebliğname No : 8 – 2014/45925
MAHKEMESİ : Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 20/11/2013
NUMARASI : 2013/239 (E) ve 2013/274 (K)
SUÇ : 6136 sayılı Yasaya aykırılık

Gereği görüşülüp düşünüldü:

Oluşa, iletişimin tespiti tutanakları ve tüm dosya kapsamına göre; hakkın- da verilen hükmü temyiz etmeyen diğer sanık M. A.’nin Suriye Devletinden el bombası temin ederek satışa arz edeceği istihbari bilgisi üzerine, gizli soruşturmacı olarak tayin edilen kolluk görevlilerine Mesut’un numune olarak “1” adet elbombasını temin ettiği, Mesut’un soruşturma evresinde kollukta, Cumhuriyet Savcılığında ve Sorgu Hakimliğindeki ifadesinde suça konu el bombasını sanık A.. D..’dan aldığını söylediği ve gizli soruşturmacıların da Mesut’un bu anlatımını doğruladıkları, Cumhuriyet Savcılığındaki müdafii huzurunda alınan ifadesinde de telefon görüşmelerinin el bombasıyla ilgili olduğunu kabul ettiği halde, sanığın mahkumiyetine karar verilmesi yerine Mesut’un duruşma aşamasında sanığı suçtan kurtarmaya yönelik ifadesine itibar edilerek, yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uya- rınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince (BOZUL- MASINA), 21.10.2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI DÜŞÜNCE: Sanık A.D.hakkında 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan kurulan beraate ilişkin hükmün Cumhuriyet Savcısı tarafından

temyizi üzerine sayın çoğunluğun bozmaya ilişkin kararı yerinde değildir. Şöyle ki;

Sanık Abdulhakim aşamalardaki tüm savunmalarında, hakkında karar kesinleşen sanık M.A. ile aynı okulda çalıştıklarını, Mesut’a borcu olduğunu, ödeyememesi nedeniyle yakalandığında kendinin de adını verdiğini, el bombası ile bir ilgisinin bulunmadığını savunmuştur.
Dosyada bulunan 28/07/2013 tarihli araştırma tutanağında, hakkında karar kesinleşen sanık M. A.’nin Suriye’den temin ettiği el bombalarını satmaya çalıştığı yönünde bilgiler alınması üzerine soruşturmaya başlanılmış, gizli soruş- turmacının azmettirmesi üzerine sanık Mesut’un gizli soruşturmacıya bir adet el bombası sattığı, 154 adet daha el bombası temini için Mesut ile gizli soruşturmacının anlaştıkları ancak Mesut’un el bombalarını temin edememesi nedeniyle teslimatın yapılamadığı anlaşılmaktadır. Yine dosyada bulunan 28/07/2013 tarihli tutanaktan, sanık Mesut’tan bir adet el bombası teslim alındığı anlaşılmaktadır. 30/07/2013 tarihli tutanağa göre de, 5 adet el bombası karşılığı sanık Mesut’un 1.500,00 TL para istediği belirtilmektedir. Sanık Mesut ile hakkında temyiz incelemesi yapılan dosyamız sanığı Abdulhakim arasındaki 1.250 TL’ye ilişkin iletişimin tespitine dair tutanaktan da konuşmanın 30/07/2013 tarihinde yapıldığı anlaşılmakta olup, 28/07/2013 tarihinden sonra teslim edilen ya da yakalanan başka bir el bombası elde edilmemiştir. Kaldı ki her iki sanık arasında yapılan telefon konuşmalarında el bombası ile ilgili açık bir beyan bulunmamaktadır. Yapılan aramalarda sanık A. D.’da hiçbir el bombası bulunamamıştır. Tüm bu anlatılanlar ile dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dairemizin 22/01/2009 tarih ve 2009/479 sayılı kararı ile bir çok kararında da belirtildiği üzere, sanık A. D.’ın üzerine atılı suçu işlediğine dair, savunmasının aksine, içeriği maddi bulgularla desteklenmeyen telefon görüşmelerine dayalı iletişim kayıtları ile diğer sanık Mesut’un çelişkili beyanları dışında cezalandırılmasına yeter kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği, sanığın üzerinde ve diğer yerlerde yapılan aramalarda herhangi bir suç unsuruna rastlanmadığı da gözetildiğinde, yerel mahkemenin tekdirinde bir isebetsizlik görülmediğinden usul ve yasaya uygun olan kararının onanması yerine, bozulmasına dair sayın çoğunluğun kararma katılmıyorum. 21.10.2015