Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2014/32243 E. 2015/22112 K. 05.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/32243
KARAR NO : 2015/22112
KARAR TARİHİ : 05.10.2015

Tebliğname No : 15 – 2012/76562
MAHKEMESİ : Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 22/12/2011
NUMARASI : 2010/387 (E) ve 2011/511 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, özel belgede sahtecilik, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması ve nitelikli dolandırıcılık

Gereği görüşülüp düşünüldü:

I- Katılan Finansbank vekilinin temyiz talebinin incelemesinde;

Temyiz dilekçesinin kapsamına göre, sanık hakkında resmi belgede sahte- cilik suçundan kurulan hükme yönelik temyiz bulunmadığı cihetle, nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hükme hasren yapılan incelemede.

Mahkemece kanıtlar değerlendirilip gerektirici nedenleri açıklanmak suretiyle verilen beraat kararları usul ve yasaya uygun bulunduğundan katılan vekilinin, suçun sabit olduğuna yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün oybirliğiyle (ONANMASINA),

II- Katılan Finansbank’a yönelik kredi kartının kötüye kullanılması su- çundan kurulan hükme ilişkin sanığın temyiz talebinin incelenmesinde;

Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve

takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabule, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanığın, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak:

1- Temel hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde, aynı gerekçelerle adli para cezasına esas birim gün sayısının alt sınırın üstünde belirlenmesi suretiyle hükümde çelişkiye neden olunması,

2- TCK.nun 245/3. madde ve fıkrası uyarınca hapis cezası yanında tayin olunan 120 gün adli para cezasından TCK.nun 43/1. madde ve fıkrası uyarınca 1/4 oranında artırım yapılırken adli para cezasının 150 gün yerine, hesap hatası sonucu 120 gün olarak belirlenmesi,

Yasaya aykırı ise de, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususların, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hak- kında kurulan hükümde 5237 sayılı TCK.nun 245/3 madde ve fıkrası uyarınca hapis cezası yanında tayin olunan adli para cezasına esas alınan 120 günü 5 güne, TCK.nun 43. maddesi uyarınca ¼ artırım yapılarak bulunan 120 günü 6 güne, TCK.nun 62. maddesi uyarınca 1/6 indirim yapılarak hesaplanan 100 günü 5 güne ve TCK.nun 52. maddesi uyarınca tayin olunan 2000 lirayı 100 liraya indirmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün oybirliğiyle (DÜZELTİLEREK ONANMASINA),

II- Özel belgede sahtecilik, katılan Y.. B..’na yönelik kredi kartının kötüye kullanılması ile katılan Garanti Bankasına yönelik kredi kartının kötüye kullanılmasına teşebbüs suçlarından kurulan hükümlere ilişkin sanığın temyiz talebinin incelemesinde;

1- Yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine;

a- Özel belgede sahtecilik suçuna ilişkin olarak, başkasına ait banka he- sabıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üretilmesi, satılması, devredilmesi, satın alınması veya kabul edilmesi 5237 sayılı TCK.nun 245/2. maddesinde, sahte banka veya kredi kartını kullanarak kendisine veya bir başkasına yarar sağlanması ise anılan maddenin 3. fıkrasında birbirinden bağımsız ve ayrı ayrı suçları oluşturduğu cihetle; sanığın, katılan Garanti Bankasına herhangi bir belge ibraz etmediği ve başvurusunun reddedildiği, katılanlar Y.. B.. ile Finansbank’a ise S.. A..’e ait

ele geçirilemeyen, üzerinde kendi fotoğrafı bulunan nüfus cüzdanını kullanıp sözleşme imzalayıp, kredi kartı düzenlettiği anlaşılmakla, katılanlar Y.. B.. ile Finansbank’a yönelik söz konusu eylemlerine ilişkin olarak banka sayısınca TCK.nun 245/2, 43 madde ve fıkraları uyarınca hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde TCK.nun 207/1. ve 43 madde ve fıkraları uyarınca hüküm kurulması,

b- Katılan Y.. B..na yönelik kredi kartının kötüye kullanılması suçuna ilişkin olarak;

aa) Suça konu kredi kartına ilişkin harcama detaylarının getirtilerek sonucuna göre sanık hakkında TCK.nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi,

bb) Temel hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde, aynı gerekçelerle adli para cezasına esas birim gün sayısının alt sınırın üstünde belirlenmesi suretiyle hükümde çelişkiye neden olunması,

cc) TCK.nun 245/3. madde ve fıkrası uyarınca hapis cezası yanında tayin olunan 120 gün adli para cezasından TCK.nun 43/1. madde ve fıkrası uyarınca 1/4 oranında artırım yapılırken adli para cezasının 150 gün yerine, hesap hatası sonucu 120 gün olarak belirlenmesi,

2- Katılan Garanti Bankasına yönelik kredi kartının kötüye kullanılmasına teşebbüs suçuna ilişkin olarak, 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun 37/2. maddesinde yer alan “kredi kartı veya üye işyeri sözleşmesinde veya eki belgelerde sahtecilik yapanlar veya sözleşme imzalamak amacıyla sahte belge ibraz edenler” şeklindeki düzenlemenin sözleşmenin imzalanmasını da kapsayacak aşamaya kadar uygulanabileceği, kredi kartı sözleşmesinin düzenlenmesinden sonra kartın üretilmesi halinde TCK.nun 245/2; sahte üretilen bu kartın kullanılarak menfaat temin edilmesi halinde ise ayrıca 245/3. maddesine temas eden suçu oluşturacağı ve suçtan zarar görenin adı geçen bankalar olduğu cihetle; katılan Garanti Bankasının 17.12.2009 tarihli yazısında S.. A.. adına internet üzerinden yapılan kredi kartı başvurusunun red edildiği ve bu başvuruya ilişkin olarak belge bulunmadığı belirtilmekle atılı suçun yasal unsurları oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,

Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca

uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. ve 326/son madde ve fıkraları ge- reğince özel belgede sahtecilik ve katılan Y.. B..na yönelik kredi kartı- nın kötüye kullanılması suçlarına ilişkin olarak ceza miktarı bakımından kazanılmış hakları saklı kalmak üzere (BOZULMASINA), 28.09.2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KISMİ KARŞI DÜŞÜNCE

Sanık A.. Ö.. hakkında, mağdur S.. A..’ün nüfus bil- gileriyle oluşturduğu kimlik belgesini kullanarak Yapı Kredi Bankası, Finansbank ve Garanti Bankası’na başvurarak kredi kartı almak için belgeleri sahte olarak düzenlemek suçundan 5237 sayılı TCK.nun 207/1, 43/1. maddelerinden kurulan mahkumiyet hük- münün onanması yerine, sanığın TCK.nun 245/2, 43. maddelerinden cezalandırılması gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmesi yerinde değildir. Şöyle ki;

Dosya kapsamı ve anlatımlardan, mağdur S.. A..’e ait kimlik bilgilerini ele geçiren sanık A.. Ö..’in kendi fotoğrafı yapıştırılı Serdar’a ait bilgileri içerir kimlik fotokopileri ile Yapı Kredi Bankası, Finansbank ve Garanti Bankası’na müracaat edip kredi kartı sözleşmesi imzaladıktan sonra Finansbank ve Yapı Kredi Bankası’dan sahte olarak kredi kartı çıkarttırıp birçok kez harcama yapıldığı anlaşılmaktadır.

5237 sayılı TCK.nun 212. maddesi “Sahte resmi veya özel belgelerin bir başka suçun işlenmesi sırasında kullanılması halinde, hem sahtecilik hem de ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur.” kuralını getirmiştir. Bu maddeye göre, sahte resmi veya özel belge kullanılarak başka bir suç işlenmesi hali düzenlenmiş ve Kanun Koyucu tercihini açıkça belli ederek iki suçtan da ayrı ayrı cezalandırılması gerektiği kuralını koymuştur.

Ayrıca, 5237 sayılı TCK.nun 21/1. madde ve fıkrası “Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir.” Yine TCK.nun 44. maddesi “İşlediği bir fiil ile birden fazla farklı

suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılır.” hükmünü içermektedir.

5237 sayılı TCK.nun 245/3. madde ve fıkrasında tanımlanan suçun maddi unsuru, sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlamaktır. Ancak bu fıkra hükmüne göre cezaya hükmedilebilmesi için fiilin daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmaması gerekir. Bu maddedeki suçun oluşması için ilk şart, banka veya kredi kartının sahte olarak üretilmiş veya üzerinde sahtecilik yapılmış olmasıdır. Yani sahte kart oluşturmak veya üzerinde sahtecilik yapmak bu suçun seçimlik hareketleridir. Sahte kart oluşturmak, gerçek kart üzerinde yapılanlar dışında sahtecilik fiillerini ifade eder. Üçüncü fıkradaki suçun oluşması için ikinci şart ise, sahte olarak üretilmiş veya üzerinde sah- tecilik yapılmış kartın kullanılması suretiyle yarar elde edilmiş olmasıdır. Haksız yararın fail ya da başka birisine sağlanmasının önemi yoktur. Her iki halde de suç oluşacaktır.

245. maddenin 3. fıkrasında tanımlanan suçun manevi unsuru ise kasttır yani kasten işlenebilen bir suçtur. Üçüncü fıkra açısından kast, suça konu banka veya kredi kartının sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan bir kart olduğunu bilmeyi ve bu kartı yarar sağlamak amacıyla kullanmayı istemeyi gerektirir.

Bilindiği üzere, sahtecilik fiillerinin hedefi yine bizzat sahteciliğin kendisi değildir. Hemen her zaman sahteciliğin ötesinde bir amaca ulaşmak için sahtecilik yapılır. Bu nedenle sahte belge oluşturduktan sonra bu sahte belgeyi kullanan kişi, hem sahte belge düzenlemekten hem de sahte belge kullanmaktan dolayı cezalandırılmaz. Burada da aynı şekilde düşünmek uygun olacaktır. Dolayısıyla, sahte kart oluşturan veya kart üzerinde sahtecilik yapan kişi, daha sonra bu kartı kullanarak yarar sağlayacak olursa, sadece TCK.nun 245/3. maddesinde öngörülen suçtan dolayı cezalandırılması gere- kecektir. Nitekim TCK.nun 245/3. maddesinde öngörülen cezanın 245/2. maddesinde öngörülen cezadan fazla olması da bu görüşü destekler niteliktedir.

Somut olayda da;

Ceza Genel Kurulunun 27.05.2008 gün ve 2008/11-87 E, 2008/150 K sayılı kararında da belirtildiği üzere, sanığın mağdur S.. A..’e ait kendi fotoğrafı yapıştırılı nüfus cüzdan fotokopisini kullanarak sahte kredi kartı sözleşmesi imzalamak suretiyle banka görevlilerince basımını sağladığı kredi kartı “sahte oluşturulan” kart

niteliğinde olup, bu kartın kullanılması suretiyle kendine haksız yarar sağlaması eyleminin daha ağır cezayı gerektiren başka bir suçu oluşturmaması ile, 5237 sayılı TCK.nun 21/1. madde ve fıkrasında “Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir.” şeklindeki düzenleme ve TCK.nun 44. maddesi birlikte değerlendirildiğinde, sanığın kastının açıkça sahte olarak üretilen kredi kartının kullanılması sonucu yarar sağlama olduğu ve eyleminin kül halinde 5237 sayılı TCK.nun 245/3. maddesindeki suçu oluşturması ile ayrıca 5237 sayılı TCK.nun 212. maddesi “Sahte resmi veya özel belgelerin bir başka suçun işlenmesi sırasında kullanılması halinde, hem sahtecilik hem de ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur.” kuralı karşısında da sanığın TCK.nun 207/1. maddesinden cezalandırılması gerektiği, Mahkeme tarafından da sanığın TCK.nun 207/1, 245/3. maddelerinden cezalandırıldığının anlaşılması karşısında, 5237 sayılı TCK.nun 207/1, 43/1. maddelerinden kurulan mahkumiyet hükmünün onanması yerine, TCK.nun 245/2, 43. maddelerinden cezalandırılması gerekçesiyle yerel mahkemenin kararının bozulması yönündeki sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum. 28.09.2015