YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/900
KARAR NO : 2023/1890
KARAR TARİHİ : 03.04.2023
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 14. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; mülkiyeti müvekkiline ait 154 parsel sayılı taşınmazın 38343 m2’lik kısmın kamulaştırma ya da mülkiyeti değiştirecek hiçbir yasal işlem yapılmaksızın Hazine ya da belediye arazisi gibi kabul edilerek Polatlı Belediye Encümeninin 15.08.2008 tarih ve 467 Karar sayılı imar uygulaması sonucu 109 ada 1 parsel numarası ile Hazine adına tescil edildiğini, yapılan tescilin yolsuz olduğunu belirterek; 109 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 38343 m2’lik kısmının müvekkiline ait 154 parsel sayılı taşınmazına isabet ettiğinden mükerrer tapu kaydının iptali ile eski hale getirilerek davacı adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraf teşkilinin sağlanması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 17.07.2014 tarihli ve 2014/155 Esas, 2014/326 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 12.11.2019 tarih ve 2018/5753 Esas, 2019/7633 Karar sayılı ilamında; “davacıya ait 154 sayılı kadastral parselin 38343 m2’lik kısmının tescil harici alan gibi Hazine adına hatalı olarak tescil edildiği ve bu parselin Polatlı Belediye Başkanlığınca yapılan imar uygulaması neticesinde imar parsellerin dağıtımının yapıldığını, davacıya ait 38343 m2’lik kısmın 109 ada 1 sayılı imar parseli içerisinde kaldığı gerekçesiyle eski hale iade istemli eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılan araştırmanın yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır. Öte yandan 109 ada 1 parsel sayılı taşınmazda davalı Hazine’ye ait olan tapunun 38196 m2’lik kısmının iptali ile davacı adına tesciline şeklindeki hüküm fıkrasının infazda tereddüt oluşturacağı şüphesizdir. O halde mahkemece dava konusu taşınmazı da kapsar şekilde hatalı değerlendirme ile yapılan imar uygulaması ve sonrasında yapıldığı anlaşılan geri dönüşüm işlemine ilişkin encümen kararları ve tüm evrakın getirtilerek mahallinde iki harita mühendisi bilirkişi marifetiyle yeniden keşif yapılmalı ve davacıya ait taşınmaza isabet eden kısmın ihtilafa yer vermeyecek şekilde krokide işaretlenerek gösterilmesinden sonra şartların oluşması halinde davalı yana ait imar parselinde mükerrer olarak kayıtlı kalan kısmın bilirkişi raporu ve eki krokisine de yollama yapılmak suretiyle iptaline karar vermekle yetinilmesi gerekmekte iken noksan soruşturmayla yetinilerek ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediği” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesi, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında davanın kabulüne, 109 ada 1 parselde 24.11.2021 tarihli bilirkişi raporu eki krokide gösterilen 38.196 m2’lik kısmın iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; mahkemenin eksik araştırma ve inceleme ile karar verdiğini, imar planına itiraz edilmediğinden kesinleştiğini, bu nedenle davanın reddi gerektiğini belirterek hükmün bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bozma gereklerinin yerine getirilip getirilmediği noktasında toplanmaktadır. Dava yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Bilindiği üzere; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022/1. maddesinde; “Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.”, 1023. maddesinde; “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.”, 1024. maddenin 1. fıkrasında “Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz”, 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
2.Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur. İmarla oluşan parsellerin hukuksal dayanağını teşkil eden idari işlem idari yargı yerinde iptal edilmedikçe oluşan imar parsellerinin hukuki varlığını koruyacağından şüphe yoktur.
2. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davalı Polatlı Belediyesi tarafından davacının kayden maliki olduğu 154 parsel sayılı taşınmazın büyük bir kısmının, sanki tescil harici alanmış gibi başka bir sicil kaydı tesisi suretiyle imar uygulamasına tabi tutulduğu ve bu kısmın üzerinde 109 ada 1 sayılı imar parselinin oluşturulduğu, geri dönüşüm ve 154 sayılı parselin 38.343 metrekarelik kısmında yeni bir imar uygulaması yapılmasına ilişkin 21.08.2009 tarih ve 2009/554 sayılı Encümen Kararı alınmış ise de, bu kararın yerine getirilmediği; 109 ada 1 sayılı parselin de sınır değişikliği ile 2805 ada 1 sayılı parsel olarak tescil edildiği görülmektedir.
2. Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Mahkemece kapalı parsel üzerinden ve tapunun 38.196 m2’lik kısmının iptali ile davacı adına tesciline şeklinde infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmuştur. Kaldı ki imar uygulamasının iptaline ilişkin olarak idari yargıda dava açılıp açılmadığı konusunda da araştırma yapılmamıştır. Dava yolsuz tescile dayalı imar uygulaması ile oluşan mükerrerlik nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğundan öncelikle imar uygulamasının iptaline ilişkin idari yargıda dava açılıp açılmadığı araştırılmalıdır.
3. Dava açılıp imar uygulaması iptal edilmişse yapılması gereken; dava konusu taşınmazların tedavüllü (geldi-gitti) ve güncel kayıtları imar uygulaması ve sonrasında yapıldığı anlaşılan geri dönüşüm işlemine ilişkin encümen kararları ve tüm evrakları getirtilerek, geri dönüşüm ve 154 sayılı parselin 38.343 metrekarelik kısmında yeni bir imar uygulaması yapılmasına ilişkin 21.08.2009 tarih ve 2009/554 sayılı Encümen Kararının yerine getirilip getirilmediği araştırılmalı, taşınmazın Hazine adına tescilinden önceki sınırları tam olarak belirlenerek, Hazine adına ihdasen tescil edilen taşımazın ve davacıya ait taşınmazın sınırları gösterilerek imar ile oluşan hangi parsel üzerinde mükerrerlik oluştuğu da güncel kayıtlar üzerinden bilirkişi raporu krokisinde açıkça gösterilmelidir. Uyuşmazlığın bu şekilde çözümlenmesi için mahkemece yeniden keşif yapılarak, refakate alınacak üç kişiden oluşan uzman fen bilirkişisi kurulundan uygulamaya ilişkin denetime elverişli rapor alınarak, toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile infaza uygun olmayacak şekilde hüküm tesisi doğru değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
03.04.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.