Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2023/4310 E. 2023/5400 K. 08.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/4310
KARAR NO : 2023/5400
KARAR TARİHİ : 08.11.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/76 E., 2023/75 K.

KARAR : Davanın kabulüne

Taraflar arasında görülen ecrimisil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili; vekil edenin dava konusu 6 parsel sayılı taşınmazda paydaş olan …, …, … (… oğlu), … (… Kızı), … (… kızı), … (… oğlu), …, …, …, …, … …, …, …, … …, …’ya kayyım olarak atandığını ve dava konusu taşınmazın 54.525,12 metrekarelik kısmının davalı tarafından haksız olarak kullanıldığını ileri sürerek 20.02.2000-20.02.2010 tarihleri arası için 24.082,60 TL ecrimisilin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda: aktif husumet ve hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kayyım vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 14.12.2021 tarihli ve 2021/6892 Esas, 2021/3895 sayılı Kararı ile: “…dava konusu 6 parsel sayılı taşınmazda …, …, … (… oğlu) … (… Kızı) … (… kızı) … (… oğlu) …, …, …, …, … …, …, …, … …, …, davalı ve dava dışı …’nın paylı malik olduğu, …, …, … (… oğlu), … (… Kızı), … (… kızı), … (… oğlu), …, …, …, …, … …, …, …, … … ve …’ya 3561 sayılı yasa uyarınca davacının kayyım olarak atandığı, karar tarihi itibariyle kayyımlığının kaldırılmasına yönelik bir kararın da bulunmadığı, davacının aktif dava ehliyetinin bulunduğu, davalı tarafından tapu maliklerinden …, … … ve …’in yazılmayan … isimlerinin nüfus kaydına uygun ‘… …’; … …, … ve 21 … sıradaki …’nın yazılmayan … isimlerinin nüfus kaydına uygun ‘…’; …’nin yazılmayan … isminin nüfus kaydına uygun ‘…’; 10 uncu sıradaki …’nın yazılmayan … isminin nüfus kaydına uygun ‘…’ olarak düzeltilmesine dair Tapu Sicil Müdürlüğü aleyhine tapu kaydında düzeltim davası açılmış olup, … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.12.2015 tarih ve 2015/193 Esas, 2015/767 Karar sayılı ilamı ile; (hakkında kayyım tayin edilen) “…’nın “… oğlu … …”, … …’ın “… oğlu … …”, …’in “… kızı … …”, … …’nin, “… oğlu … … …”, …’nun “… kızı … … …”, 10 uncu sıradaki …’nın “… kızı … …” ile aynı kişi olduğunun tespitine, “… kızı …” ve 21 … sırada “…” yönünden açılan davanın reddine” karar verildiği, ilgili kararın Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 21.06.2018 tarih ve 2016/9064 Esas, 2018/11392 Karar sayılı ilamı ile onandığı, ecrimisil talebi yönünden (… 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.12.2015 tarih ve 2015/193 Esas, 2015/767 sayılı kararı da dikkate alınmak suretiyle) paydaşlar arası ecrimisil ilkelerine göre işin esasına girilerek, dosya kapsamına uygun bir karar verilmesi gerekirken aktif husumet ve hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı…” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 11.04.2023 tarihli ve 2022/76 Esas, 2023/75 sayılı Kararıyla; yapılan keşif neticesinde dinlenen tanık beyanları, mahalli bilirkişi beyanları ve davalının beyanları ile dava konusu taşınmazın davalı tarafından tamamının kullanıldığı, davacının kayyım olarak tayin edildiği tapu maliklerinin tapuda yer … hisselerinin tamamını davalının kullandığının, davalının keşif sırasında alınan imzalı beyanı ile de … olduğu, dosya kapsamında bozma öncesi aldırılan bilirkişi raporunda her ne kadar kayyımla yönetilen paylardan fazlası bakımından hesap yapılmış ise de, davalının ecrimisil alacaklarının 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğuna dair def’inin usulüne uygun olarak süresinde ileri sürülmemesi de dikkate alınarak, … bilirkişi raporunda belirtilen veriler esas alınmak suretiyle yapılan hesap kapsamında ecrimisil alacağının davacı tarafça talep edilen miktarın üstünde olduğu gerekçesiyle, taleple bağlı kalınarak davacının davasının kabulü ile 24.082,60 TL ecrimisil bedelinin dava tarihi olan 21/03/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunun hüküm vermeye elverişli olmadığını, itirazlarının karşılanmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, paydaşlar arası ecrimisil talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. Bilindiği üzere ecrimisil; malikin, kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir nevi haksız işgal tazminatıdır.

2. Hemen belirtilmelidir ki, dava konu taşınmazda taraflar paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki el atmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil istiyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan … başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.

3. Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, … gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, el atmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.

4. Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men … aranmaz.

5. Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 … ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)

6. 25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay’ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.

3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 … maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer … sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Karara karşı karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

08.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.