Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2023/4015 E. 2023/4768 K. 16.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/4015
KARAR NO : 2023/4768
KARAR TARİHİ : 16.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2012/391 E., 2015/304 K.

Taraflar arasındaki ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesi tarafından onama kararı verilerek, hüküm kesinleştirilmiştir.

Mahkeme kararının davalı vekili tarafında temyiz edilmesi üzerine ek karar ile temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.

Ek karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, ek karara yönelik temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

Dosya içeriğine göre; davalı …’ye gerekçeli karar tebligatının “İslambey Mahallesi, … Sokak no:7 …/İstanbul” adresine çıkarıldığı, davalıya bu adreste daha önce usule uygun bir tebligat yapılmadığı gibi, davalının adresten taşındığından bahisle gerekçeli karar tebligat evrakı da iade edildiği hâlde, sistemde kayıtlı yeni bir adresinin olup olmadığı hususunun araştırılmadığı, doğrudan 7201 … Tebligat Kanunu’nun 35 inci maddesine göre taşındığı adresin kapısına tebligat parçasının bırakıldığı anlaşılmakla yapılan bu tebligat işleminin usulsüz olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda, gerekçeli kararın davalıya usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediği açık olduğundan, temyiz süresi işlemeye başlamayacağı gibi hükmün kesinleştiğinden de söz edilmesi mümkün değildir.

Hâl böyle olunca, davalının kararı öğrendiği tarihten itibaren temyiz süresi işlemeye başlayacağından hükmü temyiz etme … bulunmakta olup, temyiz dilekçesinin reddine ilişkin ek karar yerinde görülmeyerek kaldırılmasına karar verilmiştir.

Ek kararın kaldırılması gerekçeleri doğrultusunda, usule uygun olmayan kesinleşme şerhi ile Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 2018/3925 Esas ve 2019/8279 Karar … onama ilâmının da kaldırılmasına karar verilmiştir.

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen asıl kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili idarenin … ilçesi, İslambey Mahallesi, … Sokak, 347 ada 31 parsel … 488,32 m² sahalı taşınmazın tamamının maliki olduğunu, taşınmazın 26.00 m²’lik kısmına, davalının hiç bir akdi ve kanuni sebebe dayanmaksızın çay bahçesi yapmak suretiyle işgal edip müdahale ettiğini, 01.06.2008 – 31.05.2012 tarihleri arası birikmiş 18.988,00 TL ecrimisilin dönem sonundan itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı, davaya cevap vermemiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tapuda davacı idare tarafından yönetilen vakıf adına kayıtlı taşınmazın 26 m²’lik bölümünün dava dilekçesindeki delillere göre davalı tarafından ecrimisil talep edilen dönemde herhangi bir geçerli hukuki sebebe dayanılmaksızın fiilen kullanıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 16.401,00 TL ecrimisil tazminatının davacı tarafa ödenmesine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; yargılama sürecinde davadan hiç haberdar olmadığını yapılan tebligatların usulsüz olduğunu, savunma hakkının kısıtlandığını, ecrimisile hükmedilen tarihlerde dava konusu taşınmazda bulunmadığını, kararın hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ecrimisil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 … Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 … Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 … Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 … Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 6100 … Kanun’un 27 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1. 6100 … Kanun’un “Hukuki Dinlenme …” başlıklı 27 nci maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir. Tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir.

2. Hukuki dinlenilme …, Anayasa’nın 36 ncı maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6 ncı maddesinde düzenlenen … yargılanma hakkının en önemli unsurudur.

3. Savunma hakkını güvence altına alan T.C. Anayasası’nın 36 ncı maddesi ile 6100 … Kanun’un 27 nci maddesinde açıkça belirtildiği üzere, mahkemece davanın tarafları, dinlenmek, iddia ve savunmaları alınmak üzere kanuni şekillere uygun olarak davet edilmedikçe hüküm verilmesi mümkün bulunmamaktadır.

4. Somut olaya gelince; dava dilekçesi davalı tarafa, davacının bildirmiş olduğu, aynı zamanda ecrimisil davasına konu olan; fakat dava tarihinde hâlen davalı tarafça kullanıldığı belli olmayan adrese, 7201 … Tebligat Kanunu’nun 21/1 nci maddesine göre yapılmıştır. Davalının dava dilekçesi ve yargılamanın devamındaki tebligatlardan (yargılamadan) haberdar olduğu kanıtlanmamış, yargılama sırasında aynı adrese yapılan tebligatlardan “bilirkişi raporu” içerikli tebligat evrakının üzerine “muhtarın yönlendirdiği adrese sevk ile” ibaresi şerh düşülerek başka bir adrese gidilmişse de; bu adreste de davalının yakını olduğu; ancak kim olduğu belirtilmeyen kişinin evrakı tebliğ aldığı, kısacası, davalının yargılama aşamasında hiçbir tebligatı bizzat almadığı gibi tebliğ yapılan adreslerde davalının oturduğunun da ispatlanamadığı görülmüştür.

5. Bu durumda, dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiğinden bahsedilemeyeceği açıktır. 6100 … Kanun’un 27 nci maddesine göre davanın taraflarının hukuki dinlenme … bulunmakta olup, bu hak ile davanın taraflarına, yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunması, açıklama ve ispat … tanınmıştır. Davalının hukuki dinlenilme hakkını ihlâl edecek biçimde taraf teşkili sağlanmaksızın davanın esastan karara bağlanması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.

V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı tarafın ek karara yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkemenin 22.06.2023 tarihli ek kararının ve 04.01.2020 tarihli kesinleşme şerhinin ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 2018/3925 Esas ve 2019/8279 Karar … onama ilâmının KALDIRILMASINA,

3. Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair itirazların şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

16.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.