Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2023/3799 E. 2023/4438 K. 04.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/3799
KARAR NO : 2023/4438
KARAR TARİHİ : 04.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/609 E., 2022/663 K.
KARAR : Asıl ve birleştirilen davaların kısmen kabulüne

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen asıl ve birleştirilen davalarda suya müdahalenin men’i, kâl ve tazminat isteminde verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi ve (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın ve birleştirilen 2005/1049 Esas … davanın kabulüne; birleştirilen 2005/1201 Esas … davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı …, davacı … vekili, davalı … vekili ve bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Asıl davada davacı vekili; dava dilekçesine ekli krokide C harfi ile gösterilen ve davacının kendi yaptığı basit su deposundan gelen su ile taşınmazlarını suladığını, yaklaşık bir ay önce davacıların mülkiyeti devretmesi sonucu davalı …’a geçen 631 parsel … taşınmazda yaklaşık 6 metre derinliğinde kuyu ve su kanalları açılarak müvekkiline ait suyun kuruyacak kadar azalmasına sebep olduklarını ve çıkardıkları suyun tamamını çelik borularla ihtiyaçları olmamasına rağmen götürdüklerini, davacının başka su kaynağının bulunmadığını, davalıların suya müdahalesi sonucunda taşınmazlardaki sebze ve ağaçların büyük bir kısmının kuruduğunu belirterek davalılarca açılan kuyuların kapatılarak davalıların müdahelelerinin men’i, bu amaçla yapılan yapıların kâl’i ve oluşan zararın tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Birleştirilen 2005/1049 Esas … davada davacı … vekili; asıl davada dilekçesinde ileri sürülen sebepler ile müdahalenin men’i, kâl ve tazminat isteminde bulunmuştur.

3. Birleştirilen 2005/1201 Esas … davada davacılar-asıl davada davalılar vekili; 631 ve 395 parsellerin davalılara murislerinden kaldığını, murislerinin sağlığında 631 … parseli ve içindeki kadim özel su kaynağını kendi adına tapulattığını, davalıların 631 ve 395 parsellerin satışı için dava açtıklarını ve her iki parselin açık artırma ile satıldığını, davacıların 631 parseli içindeki su kaynağı ile birlikte yüksek bir fiyata icradan satın aldıklarını, A harfli su kaynağı B harfli su toplama ve dağıtım deposunun davacılara ait 631 parsel içinde olduğunu, suların azalması nedeniyle davalıların bu eski su kaynağını ve su dağarını yeniden ıslah ettiklerini, künkler tıkandığı için borularını yenilediklerini, davalılara yetecek miktarda suyun her zaman olduğunu belirterek davalıların 631 parsele ve içindeki su kaynağına, su tesisatlarına yaptıkları müdahelenin men’ine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalılar ve birleştirilen davada davacılar vekili beyan dilekçesinde; dava konusu su kaynağının bulunduğu taşınmazda davacıların hak sahibi olmadığını, davacıların başka kaynaklardan yararlanma imkânı olduğunu, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi ilk kararında “asıl ve birleştirilen 2005/1049 Esas … davanın kabulüne, birleştirilen 2005/1201 Esas … davanın reddine” karar vermiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. 1. Bozma Kararı
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 31.10.2011 tarih ve 2011/13462 Esas, 2011/16881 Karar … kararı ile; “….öncelikle, dava konusu suyun niteliği bilirkişiler aracılığı ile açık bir şekilde belirlenip özel su olduğunun saptanması durumunda, davacıların bu sudan yararlanma haklarının bulunmadığı kabul edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi; suyun genel su olduğunun saptanması durumunda ise kadim ve öncelik … gözetilerek herkesin faydalı ihtiyaçları oranında yararlanabileceği bir su rejimi kurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar vermiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesi 05.06.2014 tarihli ikinci kararıyla; “asıl ve birleştirilen 2005/1049 Esas … davaların kabulüne, A kaynağı yönünden iki haftalık periyotlarla su rejimi kurulmasına, B kaynağındaki suyun Davacı …’e özgülenmesine, C kaynağındaki suyun her haftanın 1. günü 24 saat süre ile …’a özgülenmesine, diğer günler doğaya bırakılması sureti ile su rejimi kurulmasına, asıl ve birleştirilen davada davacı tarafın tazminat taleplerinin reddine, birleştirilen 2005/1201 Esas … davanın reddine” karar vermiştir.

C. 2. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 2014/16264 Esas ve 2016/5659 Karar … ilâmında; “….Mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen, bozma gereği tam olarak yerine getirilmemiş, mahallinde uygulamalı keşif yapılarak drenaj yapılmak suretiyle oluşan elatmanın giderilmesinden sonra A kaynağından B ve C kaynaklarına su gelip gelmediği saptanıp uygulama neticesinde suyun eskisi gibi B ve C kaynaklarına geldiği tespit edildiğinde şimdiki gibi su rejimi kurulmak suretiyle aksi takdirde A kaynağından su rejimi kurulmak suretiyle hüküm kurulması gerekirken soyut belirlemelere göre karar verilmesi doğru görülmemiştir…” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar vermiştir.

D. İlk Derece Mahkemesince 2. Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; “1-Asıl ve birleştirilen 2005/1049 Esas … davanın kısmen kabulü ile 631 parsel … taşınmazda A harfi ile gösterilen suya davalıların vaki el atmasının önlenmesine, bilirkişi kurulunun 20/07/2022 tarihli raporunda belirttiği su rejimi uyarınca A kaynağı yönünden su rejimi kurulmasına, asıl ve birleştirilen davada davacı tarafın tazminat taleplerinin reddine, birleştirilen 2005/1201 Esas … davanın reddine” karar vermiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde hem davacı hem de davalı taraf temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı … vekili, ekili dikili alanların hatalı hesaplandığından bahisle bilirkişi raporuna itiraz edilmesine rağmen itirazlarının değerlendirilmediğini, davalı …’in dava tarihinden sonra taşınmazına ektiği ağaçlar ve yaptığı seraların su rejiminin kurulmasında dikkate alındığını, davalıların başkaca su kuyuları olmasına rağmen raporda değerlendirilmediğini, hiçbir gerekçe belirtilmeksizin tazminat talebinin reddine karar verilmesinin de hatalı olduğunu, temyiz süresi içinde verdiği ek temyiz dilekçesinde; Mahkemenin kurmuş olduğu su rejiminde davada taraf olmayanlar lehine de su … tanındığını, adı geçen kişilerin davanın tarafı olmadığını dile getirmiştir.

2. Davacı …, davalıların B ve C kaynağına gelen suyu kuruttuklarını, Mahkemece verilen kararla kendisine toplamda 10 saat su kullanım … verildiğini, keşif sırasında bilirkişinin kuruyan ağaçlarını yazmadığını, davalıların yerlerini yazarak onlara su … verilmesini sağladığını, davalıların A kaynağının altına tekrar ayrı bir su borusu döşediklerini ve suyu alt kısımdan kendi yerlerine aktardıklarını, davalıların A kaynağından başka kaynağı olduğunu; ancak kendisinin olmadığını, daha az sulanacak yerleri olmasına rağmen davalılara daha fazla su … verildiğini, tazminat talebinin reddine karar verilmesinin de doğru olmadığını dile getirmiştir.
3. Davalı … vekili, dava konusu su özel su olup davacıların hiçbir … olmadığını, A harfli kaynağın raporda da belirtildiği üzere; ancak davacıların ihtiyacını karşılamaya yettiğini, davacılar için C kaynağından su rejimi kurulması gerektiğini dile getirmiştir.

4. Davalılar … vd. vekili, ilk bozma kararı uyarınca davacılar lehine usuli kazanılmış hak doğduğundan özel su olduğunun saptanması hâlinde davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, 17.03.2021 tarihli ek raporda A kaynağından B ve C kaynaklarına su akmadığı, C kaynağındaki suyun günlük 16 saatinin …’e 1 saatinin de …’a verilmesi hâlinde su ihtiyaçlarını karşılayacaklarını, A harfli kaynaktan çıkan suyun suni yollarla yer altından çıkartılmadığı için yeraltı suyu olmadığını, doğal kaynak suyu olduğunu, hükmü kabul etmemekle birlikte davalıların ihtiyacı kadar su kullanım sürelerinin de hesaplanmadığını, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalılar lehine eksik hesaplandığını dile getirmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, suya el atmanın önlenmesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. … Medeni Kanunu’nun 718 inci maddesi gereğince; arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde üstündeki … ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyetin kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer.

2. … Medeni Kanunu’nun 756 ncı maddesinde ise; “Kaynaklar, arazinin bütünleyici parçası olup bunların mülkiyeti ancak kaynadıkları arazinin mülkiyeti ile birlikte kazanılabilir. Başkasının arazisinde bulunan kaynaklar üzerindeki hak, bir irtifak … olarak tapu kütüğüne tescil ile kurulur. Yeraltı suları, kamu yararına ait sulardandır. Arza malik olmak onun altındaki yeraltı sularına da malik olmak sonucunu doğurmaz. Arazi maliklerinin yer altı sularından yararlanma biçimi ve ölçüsüne ilişkin özel kanun hükümleri saklıdır” hükmü yer almaktadır.

3. Gerek … Medeni Kanunu’nun 718 inci maddesi gerekse 756/2 nci maddesinde sözü edilen kaynaklar, yeraltı sularından farklıdır.

4. Kaynak, kökeni yeraltı suyu olan tabî ve sürekli olarak yeryüzüne çıkan, özel mülkiyete girecek nitelikte özel bir su olup, suni bir şekilde veya ara sıra yeryüzüne çıkan su kaynak niteliğini kazanmaz (Gürsoy/ …/ Cansel, … Eşya Hukuku, Ankara 1978, s.618). Ayrıca, kaynaktan çıkan suyun yararı kamuya ait bir akarsu oluşturacak kadar bol çıkması hâlinde kaynak artık özel mülkiyete konu olamaz. Yine, yeraltı suyundan sondaj gibi suni yollarla çıkartılan sulardan yararlanma usulü de 167 … Yeraltı Suları Kanunu’na tâbidir.

5. Başka bir ifadeyle kaynak suyu kendiliğinden kaynadığı arazinin hudutlarını aşacak debide ise ya da malikinin ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra fazlası varsa genel su kabul edilir ve komşular da yararlanabilir.
6. … Medeni Kanunu’nun 756/2 ve 837 nci maddesinde belirtilen kaynak irtifakına konu olabilecek su, özel su olup genel su niteliğindeki yeraltı suyu bu düzenlemelerin dışındadır. Nitekim genel sular taşınmaz mülkiyetinin kapsamı içinde kabul edilemez.

3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 … Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 … Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı; davacı ve davalı tarafların temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenlerin yeniden kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı görüldüğünden hükmün onanması gerekmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Tarafların tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine, onama harcı davalı-birleştirilen davada davacılardan peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

04.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.