Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2023/3671 E. 2023/5051 K. 25.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/3671
KARAR NO : 2023/5051
KARAR TARİHİ : 25.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/22 E., 2020/89 K.
KARAR : Davanın kabulü

Taraflar arasında görülen muhdesatın aidiyetinin tespiti davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda; Yargıtay 8. Hukuk Dairesince, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin dava konusu 297 ada 2 parsel … taşınmazda davalı Hazine ile paydaş olduklarını, Adana 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/602 Esas … dosyasından ortaklığın giderilmesi davası açıldığını, açılan davada bilirkişi raporunda dava konusu taşınmaz üzerindeki 28,00 m² depo ve bir kısım ağaçların davalı ile ortak mal olarak değerlendirilmeye alındığını, bina ve ağaçların müvekkiline ait olduğunu ileri sürerek ilgili taşınmazların davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
Davalı Hazine vekili, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulü ile dava konusu 297 ada 2 parsel … taşınmaz üzerinde bulunan, bilirkişilerin 02.03.2015 tarihli raporlarında liste hâlinde bildirdikleri ağaçların ve depo niteliğindeki binanın davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Yargıtay 8.Hukuk Dairesince: “…davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddiyle, davacı vekilinin yargılama giderlerine yönelik temyiz itirazlarına gelince; hüküm fıkrasının 3 üncü bendinde davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verildiği, davalı Hazine harçtan muaf olup harcın davacı taraftan alınmasının doğru olmadığından yatırdığı peşin harcın davacıya iadesine karar verilmesi, davalı yanın tapudaki pay oranı dikkate alınmak suretiyle yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerekmekteyken bahsi geçen 3 üncü fıkrada yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması, yine yargılama sonucunda davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının doğru olmadığı…” gerekçeleriyle karar bozulmuş, bozma ilâmına karşı davalı vekilinin karar düzeltme başvurusu reddedilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemece; tarafların dava konusu taşınmazda paydaş oldukları, dava konusu taşınmazdaki ortaklığın giderilmesi için Adana 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/602 Esas … dosyası ile dava açıldığı, davanın yargılaması sırasında yapılan keşif sonrası ibraz edilen bilirkişi raporunda taşınmazın üzerinde bulunan bina ve ağaçların kime ait olduğunun tespit edilemediğinin bildirilmesi nedeniyle davacının bu davayı açtığı, yapılan keşif, toplanan deliller ve tanık beyanlarına göre taşınmaz üzerinde bulunan depo niteliğindeki binanın ve ağaçların davacıya ait olduğu, eşi … … tarafından meydana getirildiği ve mirasen davacıya intikal ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu muhdesatın davacı tarafından meydana getirilmediğini, yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muhdesatın aidiyetinin tespiti talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur (4721 s.lı TMK 684/1 m). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki … ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere kalıcı yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK 718 m).22.12.1995 tarih ve 1/3 … Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi eşya hukukunda, muhdesattan, birarazi üzerinde kalıcı yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklindedikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, şahsi bir hak olup (TMK 722, 724, 729 m.ler), sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Taşınmaz üzerindeki kalıcı yapı, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan bu ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez.
2. Tespit davası, kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilâmın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere, tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması (6100 s.lı HMK 106/2 m) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir. Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür, bu nedenle eda davası açılmasının mümkün olduğu hâllerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmektedir. Hukuki yararın bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hâkim tarafından da re’sen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti hâlinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir (HMK 114/1-h, 115 m.).

3. Öğretide ve Yargıtayın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir.

3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 … Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 … Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Harçlar Kanunu’nun 13/j maddesi gereğince Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

25.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.