Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2023/3448 E. 2023/3915 K. 19.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/3448
KARAR NO : 2023/3915
KARAR TARİHİ : 19.09.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/313 E., 2022/413 K.
KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasındaki geçen el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalılardan …ve … vekili ile davalı … ve … tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde, müvekkillerinin 64.160 m2’lik Amasya ili, Suluova ilçesi, 106 ada 5 parsel sayılı taşınmazda paydaş olduklarını, davaya konu taşınmazın 6.000 m2’lik kısmını davalı …, 15.000 m2’lik kısmını davalı …, 15.000 m2’lik kısmını ise davalılardan…’ın birlikte hareket etmek suretiyle müvekkillerinin rızası dışında 10 yıldan fazladır ekip biçtiklerini, bu nedenle davalıların el atmalarının önlenmesine ve ecrimisil ödemelerine karar verilmesini istemiştir

II. CEVAP
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 04.12.2012 tarihli ve 2008/254 Esas, 2012/550 Karar sayılı kararıyla; davalı … ve … hakkındaki davanın reddine, diğer davalılar yönünden ise davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A.Birinci Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ile davalılar Suat, Fuat ve Yaşar İpek temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 26.02.2014 tarihli ve 2013/22402 Esas, 2014/4338 Karar sayılı ilamıyla; “mahkemece taşınmaz başında iki keşif yapılmış olmasına rağmen hüküm kurmaya yeterli bir araştırma yapılmadığı, davalılardan …’ın bildirdiği tanıkların dinlenmediği, ilk keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve davacı tanığı …’ın, mısır anızı olan bölümün davalı … tarafından kullanıldığını belirttiği ancak o bölümün taşınmazın neresi olduğunun gösterilmediği, hükme esas alınan ikinci keşifte de bu yönde bir araştırma yapılmadığı, ayrıca, haklarında kabul kararı verilen davalıların hangi bölümü hangi tarihlerden itibaren kullandıklarının denetime olanak verecek şekilde saptanmadığı, krokide (E) harfi ile gösterilen bölüm yönünden elatmanın önlenmesine karar verildiği halde bu bölüm için ecrimisil hesabında niçin değerlendirme yapılmadığının açıklığa kavuşturulmadığı, bu doğrultuda; taşınmaz başında yeniden keşif yapılması, tarafların tüm tanıklarının hazır edilerek yerinde dinlenmesi, önceki iki keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının karşılaştırılması, varsa çelişkilerin giderilmesi, davalılardan kimin hangi bölümü hangi tarihlerde kullandıklarının ayrıntılı olarak saptanması, bilirkişilere denetime olanak verecek şekilde rapor ve kroki hazırlatılması gerektiği” belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 21.11.2017 tarihli ve 2014/249 Esas, 2017/472 Karar sayılı kararı ile, davalı … ve … hakkındaki davanın reddine, diğer davalılar yönünden ise davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalılar Faut İpek, … ile davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 14.04.2021 tarihli ve 2018/12229 Esas, 2021/3514 Karar sayılı ilamıyla; “…yerel Mahkemece bozma ilamına uyularak yargılama yapıldığı belirtilmiş ise de; bozma gereklerinin yerine getirilmediği görülmektedir. Bu doğrultuda taşınmaz bölümlerinden hangi kısımların hangi tarihten itibaren hangi davalılar tarafından kullanıldığının kesin olarak belirlenmediği, bilirkişilere denetime olanak verecek şekilde rapor ve kroki hazırlatılmadığı, yine keşifte davalılar …’ın sadece … isimli tanığının dinlendiği, davacı tanığı … ve davalı … ve… tanığı…’ın, davalı …’nın dava konusu yeri kullandığına ilişkin beyanları olmasına rağmen, bu durumun araştırılmadığı ve mahalli bilirkişi beyanları esas alınarak … hakkında ret kararı verildiği anlaşılmakla, bu hususların yerine getirilmesi, tanık beyanlarının karşılaştırılması, çelişki varsa giderilmesi ve davacılar vekilinin 16.10.2012 tarihinde vermiş olduğu ıslah dilekçesinde davalılar yönünden belirttiği talepleri de göz önünde bulundurularak bir değerlendirme yapılması ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma nedeniyle yazılı şekilde hüküm kurulması kararın yeniden bozulmasını gerekmiştir. Kabule göre de; mahalli bilirkişilerin uyuşmazlığa ilişkin beyanları alınabilirse de, iddianın mahalli bilirkişi beyanı esas alınarak ispat edildiği kabul edilemez. Mahkemece, mahalli bilirkişi beyanlarının tanık beyanlarına üstün tutulduğu belirtilerek, mahalli bilirkişi beyanları doğrultusunda hüküm kurulması doğru değildir. Öte yandan; bozma öncesi ve bozma sonrası alınan fen bilirkişi raporlarında; taşınmazın davalılar tarafından kullanıldığı belirtilen alanların yüzölçümünün farklı olduğu, Mahkemece, hüküm kurulurken bozma sonrası düzenlenen bilirkişi raporundaki yüzölçümü miktarları esas alınmış olmasına rağmen, ziraat bilirkişisince, bozma öncesi saptanan yüzölçümler üzerinden hesaplanan ecrimisile hükmedilmesi de isabetli olmamıştır….” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

D. İlk Derece Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesince (özetle),
1. Davalı …’nın kullanımının ispatlanamadığı,

2. Tanık ve mahalli bilirkişi anlatımlarından 22/09/2022 havale tarihli bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen 7188,85 m²’lik alanın 2003-2007 yılları arasında davalılar … ve … tarafından ekildiği,

3. Yine 22/09/2022 havale tarihli bilirkişi raporunda (D) harfi ile gösterilen 13762,91 m²’lik alanın ve (E) harfi ile belirtilen 13778,90 m²’lik alanında 2003-2007 yılları arasında …, … ve … tarafından kullanıldığı gerekçesiyle davalı … hakkındaki davanın reddine, diğer davalılar yönünden ise davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılardan …ve … vekili ile davalı … ve … temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davalılardan …ve … vekili temyiz dilekçesinde özetle;

a. Dava konusu taşınmazın vekil edenleri tarafından kullanılmadığını,

b. Verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu,

c. Hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığını,

d. Bozma ilamı gereklerinin yerine getirilmediğini ileri sürmüştür.

2 .Davalılardan … temyiz dilekçesinde özetle;

a. Dava konusu taşınmazın kendisi tarafından kullanılmadığını,

b. Tanıklarının dinlenmediğini,

c. Bozma ilamı gereklerinin yerine getirilmediğini ileri sürmüştür.

3. Davalılardan … temyiz dilekçesinde özetle;

a. Dava konusu taşınmazın 2003-2007 yılları arasında kendisi tarafından kullanılmadığı,

b. Eksik inceleme ve araştırma sonucu karar verildiğini,

c. Tanıklarının dinlenmediğini,

d. Ecrimisil ödemesini gerektiren şartların oluşmadığını ileri sürmüştür.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 683 ve 995 inci maddeleri,

3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalılardan …ve … vekilinin, davalılardan … ve …’in yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 19.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.