Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2023/3309 E. 2023/4023 K. 21.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/3309
KARAR NO : 2023/4023
KARAR TARİHİ : 21.09.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/23 E., 2022/112 K.
KARAR : Davanın reddine

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen mirasın hükmen reddi davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesince, İlk Derece Mahkemesinin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı, davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin murisleri …’ın 07.03.1996 tarihinde vefat ettiğini, adı geçen murisin 1976 yılında şoförü olduğu kamyonun kazaya karışması sebebiyle üçüncü bir kişinin ölümüne sebep olduğunu, davalı kurum tarafından olayda vefat eden kişinin eşine 34.088,68 TL tutarında ölüm aylığının bağlandığını, müvekkillerine karşı davalı kurum tarafından bedelin tahsiline yönelik dava açıldığını ve terekenin borca batık olduğunu belirterek mirasın hükmen reddini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; eldeki davaya karşı savunma olarak terekenin resmi tasfiyesi taleplerinin bulunduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Kastamonu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.09.2014 tarihli ve 2014/180 Esas, 2014/452 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 02.06.2015 tarihli ve 2015/1972 Esas, 2015/6083 Karar sayılı kararında belirtilen “… mahkemece yapılan araştırma ve incelemelerin hüküm kurmaya yeterli olmadığı, Gerede Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/64 Esas sayılı dosyasının derdest olduğunun UYAP’tan anlaşıldığı, bu durumda davalı SGK Başkanlığı’nın alacağının kesinleştiğinden söz edilemeyeceği, HMK’nın 165 nci maddesi gereğince bu davanın bekletici mesele yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği, … kabule göre de; mirasın hükmen reddine karar verilmesi halinde aynı zamanda terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesine de karar verilmesi gerektiği…” gerekçesiyle ilk derece mahkemesi hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Kastamonu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 31.03.2022 tarihli ve 2016/23 Esas, 2022/112 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Hükme esas alınan raporun kabul edilmemesi gerektiğini,

2. Kurum tarafından açılan davada muhtemel tereke borcunun ödetilmesi tehlikesi sebebiyle eldeki davanın açıldığını,

3. Son rapordan önce alınan bilirkişi raporunun da terekenin borca batık olduğunu belirttiğini,

4.Tazminat davası ile eldeki davanın birbirlerini beklediğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 605 nci maddesine dayalı mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ve 4721 sayılı TMK’nın 605 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.1. Yasal ve atanmış mirasçılar, murisin terekesinden müteselsilen başka bir deyişle kendi malvarlıklarıyla sınırsız olarak sorumludurlar. Bu nedenle kanun koyucu, mirasçılara onların yararına olarak bu sorumluluklarını ortadan kaldırabilecek bir takım müesseseleri kanunda belirlemiş olup bunlardan biri 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’ndaki mirasın hükmen reddi (hükmi ret) müessesesidir. Kanun’un 605. maddesi, “(f.1) Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler. (f.2) Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.” şeklinde düzenlenmiştir.

2.2. Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin murisin ölüm tarihinde borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının ölüm tarihindeki mevcut durum esas alınarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü vb. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı göz önünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi, mirasçının mirası kabul anlamına gelen davranışlarda bulunup bulunmadığının araştırılması gerekmektedir.

3. Somut olaya gelince; davalı kurumun davacılara karşı açtığı rücuen tazminat istemli yargılama, davalı kurum aleyhine davanın reddi ile sonuçlanmış ve hüküm, 01.03.2021 tarihinde kesinleşmiştir. Tereke, murisin malvarlığından oluşmakta olup malvarlığı kavramı, aktif ve pasif unsurlarıyla aynı kişiye ait olan hukuki bir bütünlüktür (Selâhattin Keyman: Hukuka Giriş, Yetkin Ankara, 2005, s.150). Murisin vefatı anında kendi borçlarını ödemekten aciz içinde olması, terekenin pasiflerinin aktiflerini aşması halinde mümkün olmaktadır (İlhan Helvacı: Türk Medeni Kanununa Göre Mirasın Reddi, Filiz Kitabevi, İstanbul, 2002, s.195). Dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılabileceği üzere, murisin terekesinin aktif ve pasiflerinin mevcut olmadığı tespit edilmiştir. Söz konusu tespit, yine dosyada bulunan 10.06.2021 tarihli raporla teyit edilmektedir. Tüm bu nedenlerle; ilk derece mahkemesinin davanın reddine dair vermiş olduğu hükmün dosya içeriğine uygun olduğu konusunda herhangi bir şüphe bulunmamaktadır.

4. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

21.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.