Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2023/248 E. 2023/2327 K. 26.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/248
KARAR NO : 2023/2327
KARAR TARİHİ : 26.04.2023

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kilis 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki yargılamanın yenilenmesi talebinden dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine karar verilmiştir.

Kararın yargılamanın iadesi talebinde bulunan davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı yargılamanın iadesi talebinde bulunan davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Yargılamanın yenilenmesini talep eden vekili dilekçesinde; yargılamanın yenilenmesi istenen dosyanın davacısı tarafından açılan Tapu Kaydındaki …. davasında Kilis 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/1104 Esas ve 2013/482 Karar sayılı mahkeme kararı ile davanın kabulüne karar verildiğini, muris… hakkında uyrukluk ve varisleri açısından resmi makamlarca bir kısmı işbu davanın kesinleşmesinden sonra tanzim edilmiş bilgi, belge ve raporlar ile mahkeme kararı arasında çelişkilerin olduğunu, davalıların mirasçılıkları durumunda bu kadar çekişme varken murise ait taşınmazların satışı ve benzeri işlemler halinde, Devlet açısından telafisi imkansız zararlar doğabileceğini, murise ait oldukça geniş arazilerin olduğunu, 2012/1104 Esas sayılı dosya aleyhine Kilis 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/49 Esas sayılı dosyası üzerinden Mirasçılık Belgesinin iptali davası açıldığını, mirasçılık belgesinin iptali davalarının kabulü halinde işbu davada davacı olarak yer alan kişilerin mirasçılık sıfatı son bulacağından davacı olmalarının da mümkün olmayacağını, her ne kadar dava sonuçlanmamış ise de muris…’ya ait taşınmazların çokluğu ve yüksek değeri ayrıca geri dönülmez zararların meydana gelme riski mevcut olduğundan kesinleşen kararın icrasının durdurulmasına, yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davacılar vekili cevap dilekçesinde; yargılamanın yenilenmesi talebinin reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yargılamanın iadesi talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde yargılamanın iadesi talebinde bulunan davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Hazine vekili istinaf dilekçesinde; sunulan raporların bir takım incelemeler neticesi hazırlandığını, yargılama aşamasında elde edilmesinin mümkün olmadığını, 2012/1104 Esas sayılı dosya davacıları aleyhine Kilis 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/49 Esas sayılı dosyası üzerinden mirasçılık belgesinin iptali davası açıldığı açıklanmıştır. Hazine vekili mirasçılık belgesinin iptali davamızın kabulü halinde işbu davada davacı olarak yer alan kişilerin mirasçılık sıfatı son bulacağından davacı olmaları da mümkün olmayacağını, dava sonuçlanmamış ise de muris…’ya ait taşınmazların çokluğu ve yüksek değeri ayrıca geri dönülmez zararların meydana gelme riski mevcut olduğu ileri sürülmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile milli emlak uzmanlarınca hazırlanan raporun karar kesinleştikten sonra düzenlendiği, sonradan ele geçirilen belge mahiyetinde değerlendirilemeyeceği dolayısıyla, davacının ileri sürdüğü yargılamanın iadesi taleplerinin yargılamanın iadesi sebeplerinden hiçbirisine uymadığı, İlk Derece Mahkemesi tarafından yazılı gerekçe ile talebin reddine karar verilmesinde usule aykırı bir yön bulunmadığından davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Hazine vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri belirterek yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yargılamanın yenilenmesi talebinin reddi kararının eksik incelemeye ve hatalı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370, 371 ve 375 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Harçlar Kanununun 13/j maddesi gereğince Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.04.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

K A R Ş I O Y
Davalı yargılamanın iadesi talebinde bulunan … Kilis Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/1104 sayılı tapu kaydındaki şerhin terkini davasının kabulü ile Kilis Elbeyi ilçesi, …, Kumsuru mevkiinde bulunan 244 ila 285 ve 317, 318, 319, 320 parseller üzerindeki “1062 sayılı Kanun’a göre takyidatlıdır” şerhinin kaldırılmasına karar verildiğini, 13.05.2013 günlü bu kararın taraflarınca temyiz edilmesine rağmen Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 2014/799 Esas, 2014/4604 sayılı Kararı ile onandığı, karar düzeltme taleplerinin reddedildiğini, oysa karar tarihinde dosyada bulunmayan delillerin kayıtlar üzerinde yapılan araştırmalar sonucu bulunduğunu İçişleri Bakanlığı Nüfus İşleri Genel Müdürlüğü’nün yazıları ile Mahmut Zahit Maraşlı’nın (El Maraşi) uyrukluk durumunun araştırıldığı 4 Temmuz 1938 tarihi itibariyle vatandaşlığını kaybettiği mirasçılarının da Suriye uyruklu olduğunun tespit edildiği, bu nedenle mahkemece şerhin terkini davasında 1978 yılının Mahmut Zahit Maraşlı’nın ölüm tarihi esas alınarak kaydın terkinine karar verilmesinin doğru olmadığı bu nedenle verasetin iptali davası açıldığı, bu iptal davasının kayıt terkinine ilişkin davanın “sonuçlarını” ortadan kaldıracak nitelikte olduğunu bu sebeplerle, yargılamanın iadesi taleplerinin kabulunü talep etmişlerdir.

Dava yargılamanın iadesine ilişkin olup öncelikle somut olay yönünden HMK’nın 375 md. şartlarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.

Kayıt terkinine ilişkin dava yabancılık unsuru taşıması halinde tapu kayıtları üzerine konulan ve mirasçılıkla ilgili taşınmaz kazanımını engelleyen “1062 sayılı Yasa kapsamında” takyidata ilişkindir. Diğer yönüyle de vatandaşlık ve miras hükümlerine ilişkin olup dayanak mirasçılık belgesinin geçerli olması ve iptale konu olmaması gerekir. Verasetin iptali davası her zaman açılabilen, veraset ilamlarının gerçekliğini tartışmaya açan davalardır.

Yargılamanın iadesi talebi …. ve mirasçılarının Türk vatandaşı olduğu yolundaki veraset ilamı kapsamında oluşturulan hükmün, dayanak “veraset ilamının” iptali davası nedeniyle talep edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda İçişleri Bakanlığı’nca …..’nın “1938 yılında Türk vatandaşlığını kayıp etmesine” ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı yönündeki bildirim karşısında HMK 375 (ç) bendi gereğince yargılamanın iadesi talebinin kabulünün yerinde olduğu kararın bozulması gerektiği kanaatinde olduğumdan sayın çoğunluğun -onama- görüşüne katılmadığıma dair azınlık görüşümdür.