YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2441
KARAR NO : 2023/3672
KARAR TARİHİ : 06.07.2023
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/407 E., 2021/1029 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2014/1036 E., 2018/478 K.
Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın asıl davada davacı vekili ve birleştirilen davada davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl davada davacı vekili ve birleştirilen davada davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Asıl davada davacı … vekili; 29.08.2014 günü vefat eden muris …’ın el yazısı ile 15.07.2014 tarihinde düzenlediği iddia edilen vasiyetnameden müvekkilinin Eskişehir 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/1599 Esas sayılı dosyasında 13.11.2014 tarihli duruşmada haberdar olduğunu, vasiyetnamenin geçersiz olduğunu, vasiyetname tanzim tarihinde murisin bilincinin yerinde olmadığını, kendi el yazısıyla vasiyetname yazacak durumda olmadığını ileri sürerek, ehliyet ve şekil şartları yönünden vasiyetnamenin iptalini istemiştir.
2. Birleştirilen Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/70 Esas, 2015/736 Karar sayılı dosyasında davacılar … ile … vekili; muris tarafından 15.07.2014 tarihinde düzenlendiği iddia edilen vasiyetnamedeki el yazısının murise ait olduğu konusunda tereddütleri olduğunu, araştırılması gerektiğini, ayrıca murisin düzenleme tarihinde ehliyetsiz olduğunu belirtmek suretiyle muris …’ın 15.07.2014 tarihinde el yazısı ile düzenlediği vasiyetnamenin iptalini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; kardeşi muris …’ın el yazısı ile düzenlediği dava konusu vasiyetnamenin tanzim tarihinde murisin fiil ehliyetinin bulunduğunu, davacı ile murisin uzun süredir görüşmediğini belirterek asıl ve birleştirilen davaların reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Adli Tıp Kurullarından alınan raporlara itibar edilerek murisin vasiyetnamesini yazdığı tarih itibarıyla bilincinin yerinde olmadığı ve vasiyetnamenin murisin el ürünü olmadığı iddiasının gerçeği yansıtmadığı sonucuna varıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davacı vekili ile birleştirilen davada davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Asıl davada davacı vekili; hükümde gerekçe olmadığı, tanık beyanlarının dikkate alınmadığı, eksik ve yetersiz raporların hükme esas alındığı, raporun incelenmek üzere üst kurula gönderilmediği hususlarına itiraz etmiştir.
2. Birleştirilen davada davacılar vekili; imzanın ve yazının murisin el ürünü olup olmadığına ilişkin kesinlik bulunmadığı, ATK raporunun kesin nitelikte olmadığı, murisin el ürünü olmadığı, düzenleme tarihinde murisin ehliyetsiz olduğu hususlarına itiraz etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ATK raporları ile vasiyetnamenin murisin el ürünü olduğu ve düzenleme tarihinde murisin fiil ehliyeti bulunduğu belirtildiğinden davacılar vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davacı vekili ile birleştirilen davada davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Asıl davada davacı vekili; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrarlamıştır.
2. Birleştirilen davada davacılar vekili; vasiyetnamenin baştan sona murisin el ürünü olup olmadığı hususunun araştırılmadığı, yalnızca imzanın murise ait olup olmadığı konusunda rapor alındığı, buna ilişkin ATK raporunun ise kesin nitelikte olmadığı, düzenleme tarihinde murisin ehliyetsiz olduğu hususlarına itiraz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl ve birleştirilen davada el yazısı ile düzenlenen vasiyetnamenin iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Şekli anlamda ölüme bağlı tasarruflar, vasiyetname ve miras sözleşmesi olarak ikiye ayrılmakta olup vasiyetnameler de kendi içerisinde resmî, el yazılı ve sözlü şekilde üçe ayrılmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 538 inci maddesinin birinci fıkrasında yazılı vasiyetnamenin yapıldığı yıl, ay ve gün gösterilerek başından sonuna kadar miras bırakanın el yazısıyla yazılmış ve imzalanmış olmasının zorunlu olduğu belirtilmiştir. Bu hükme göre, el yazılı vasiyetnamenin basit bir adi yazılı değil, nitelikli bir adi yazılı şekil şartını haiz olduğu, vasiyetnamenin tüm metninin, gün-ay-yıl şeklindeki tarihinin ve imzasının vasiyetçinin el yazısıyla yapılmasını gerektirdiği açıktır.
2. Bir belgedeki imza ve yazının, atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik araç gereç yardımıyla binoküler mikroskopla büyütülerek kıyaslama, ultraviyole lambası ve ınfraded ışınları altında tahrifat, belgelerin arka yüzündeki yatık ışık verilerek fülaj izi görüntüsü, alttan aydınlatmalı lambalarla imza kopyacılığı, grafolojik, grafometrik esaslar içerisinde milimetrik mukayeseli ölçümler ve belgelerin niteliğine göre gerekli değişiklik fenni metotlarla yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtayın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması; gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarını fotoğraf yada diğer uygun görüntü teknikleriyle de desteklenmesi şarttır (HGK 06.06.2001 tarih ve 2001/12-466 E.; 2001/483 K).
3. Değerlendirme
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; asıl ve birleştirilen davada davacılar itiraz konusu 15.07.2014 tarihli el yazılı vasiyetnamenin muris eli ürünü olup olmadığının tespiti gerektiğini belirtmiş olmakla, bu hususun Mahkemece, murise ait imza ve yazı örneklerinin ilgili kurumlardan temin edilmesi suretiyle yukarıda ifade edilen şekilde araştırılması sonucunda hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerekirken, eksik inceleme ile salt imza incelemesini içerir Adli Tıp Fizik İhtisas Dairesinin 14.12.2017 tarihli raporunun hükme esas alınması suretiyle vasiyetnamenin murisin el ürünü olduğu sonucuna varılması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.