Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2023/2380 E. 2023/3127 K. 06.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2380
KARAR NO : 2023/3127
KARAR TARİHİ : 06.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen ecrimisil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kabulüne, birleştirilen davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Davacı vekili asıl dosyada, taraflar arasında akdedilen kira sözleşmelerinin müvekkili idarece tek taraflı feshedildiğini, fesihten sonra davalının taşınmazı kullanmaya devam ettiğini, davalıya tebliğ edilen ecrimisil ihbarnamesine rağmen ecrimisil bedelinin ödenmediğini belirterek 15.03.2010-16.05.2012 tarihleri için ecrimisil talep etmiştir.

2. Davacı vekili birleştirilen dosyada; aynı gerekçeyle 17.05.2012-17.04.2015 tarihleri için ecrimisil talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 18.07.2017 tarihli 2015/48 Esas ve 2017/163 Karar sayılı kararı ile taraflar arasındaki kiracılık ilişkisinin devam ettiğinin tespiti davasında verilen red hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren ecrimisil talep edilebileceği, bu tarihten önce davalının fuzuli şagil sayılamayacağı gerekçesiyle asıl dosyada davanın reddine, birleştirilen dosyada davanın kabulü ile 158.541,96 TL ecrimisil bedelinin tahsiline karar vermiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 05.10.2018 tarihli 2017/1676 Esas 2018/1235 Karar sayılı kararıyla, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili asıl dava yönünden temyiz isteminde bulunmuştur. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 31.03.2021 tarihli 2019/507 Esas ve 2021/2972 Karar sayılı kararıyla, dava konusu taşınmazların davacı İdare tarafından ihale ile davalıya kiraya verildiği, taraflar arasında akdedilen 04.09.2007 tanzim tarihli, beş yıl süreli, yazılı kira sözleşmesinin 11 inci maddesi ile kiraya verene tek taraflı fesih hakkı tanındığı, kira bedellerinin süresinde ödenmemesi nedeniyle kiraya veren idare tarafından 15.03.2010 tarihinde kira sözleşmelerinin tek taraflı feshedilerek ilgili karar 22.03.2010 tarihinde kiraya verene tebliğ edildiği, kiralananın 7 gün içinde tahliye edilmesinin ihtar edildiği, Pamukova Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/119 Esas, 2010/317 Karar sayılı dosyası ile kiracılık sıfatının devam ettiğinin tespiti istemli reddine karar verilerek 16.05.2012 tarihinde kesinleştiği, fesih iradesinin karşı tarafa gönderildiği tarihten 7 gün sonrasında kira sözleşmesinin sona erdiği dikkate alınarak 29.03.2010 tarihinden 16.05.2012 tarihine kadar ecrimisil bedeline hükmedilmesi gerekirken asıl davanın reddedilmesinin doğru olmadığı belirtilerek hüküm bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen esas ve karar sayılı kararı ile; davacı vekilince bilirkişi raporu doğrultusunda ıslah dilekçesi ile taleplerini 90.550,78 TL’ye artırdığı, ıslaha karşı davalı tarafın zamanaşımı itirazında bulunduğu, dava dilekçesinde, davanın HMK’nın 107 nci maddesi uyarınca belirsiz alacak davası olarak açıldığına dair ibare bulunmadığı, davanın kısmi dava olarak açıldığının kabulü ile davalının zamanaşımı def’ine itibar etmek gerektiğinden, davacının 04.02.2017 tarihinden önceki ecrimisil alacağı zamanaşımına uğramakla, davacının asıl davasına konu olan 15.03.2010- 16.05.2012 tarihleri arası ecrimisil alacağının dava dilekçesindeki tutarla sınırlı olarak kabulüne, 2.000,00 TL ecrimsil tazminatının dava tarihi olan 16.02.2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 2016/61 Esas sayılı birleştirilen dava temyiz kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiğinden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, bozma ilamı doğrultusunda davacı lehine usuli kazanılmış hakkın doğduğunu, davalının cevap dilekçesinde zamanaşımı savunmasında bulunmadığından ıslah dilekçesine karşı zamanaşımı savunmasında bulunamayacağını, savunmanın genişletilmesine muvafakat etmediklerini, mahkemece zamanaşımı savunması doğrultusunda karar verilmesinin doğru olmadığını belirtmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, ecrimisil talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, “Mülkiyet hakkının içeriği” başlıklı 683 üncü maddesi “İyiniyetli olmayan zilyet bakımından” başlıklı 995 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Harçlar Kanununun 13/j maddesi gereğince Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

06.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.