Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2023/2378 E. 2023/3136 K. 06.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2378
KARAR NO : 2023/3136
KARAR TARİHİ : 06.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili, olmazsa tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın tapu iptali ve tescil yönünden karar verilmesine yer olmadığına, tazminat yönünden kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili, müvekkilinin dava konusu 604 parsel sayılı taşınmazı 23.02.1974 tarihli senet ile davalı …’ten satın aldığını belirterek taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, mümkün olmadığı takdirde sözleşme tarihinde ödenen 20.000,00 TL ve sözleşmede kararlaştırılan 5.000,00 TL’nin faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 6100 sayılı HMK’nın 125 inci maddesi uyarınca yeni malik … davaya dahil edilmiş, dahili davalıya karşı da tapu iptali ve tescil istemi devam ettirilmiştir.

II. CEVAP
Davalı …, tapulu taşınmazın haricen satımının geçersiz olduğunu ve zamanaşımı süresinin dolduğunu, dahili davalı … ise muvazaalı satış olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 13.03.2014 tarihli ve 2011/528 Esas, 2014/133 Karar sayılı kararı ile resmi şekilde yapılmayan taşınmaz satımına ilişkin sözleşmelerin geçersiz olduğu gerekçesiyle tapu iptali ve tescil isteminin reddine, davacının 20.000,00 TL’nin iadesi talebinin ise sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talebi olduğu, taşınmazın halen davacının zilyetliğinde bulunduğu, sebepsiz zenginleşmenin şartları oluşmadığı gerekçesiyle alacak talebinin de reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 18.02.2016 tarihli ve 2015/23159 Esas, 2016/2615 Karar sayılı kararında, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararına göre geçersiz sözleşmelerde, akdin geçersizliği sebebiyle her iki tarafın verdiğini geri alabileceği, davacının TMK’nın 995 inci maddesi uyarınca satış bedeli ödeninceye kadar hapis hakkına sahip olduğu, davacının harici satış nedeniyle davalı yana bedel ödediğinin kanıtlanması halinde harici satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesine göre tazmini gerektiği belirtilerek hüküm bozulmuş, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

3. İlk Derece Mahkemesinin 20.04.2017 tarihli ve 2016/255 Esas, 2017/186 Karar sayılı kararı ile tapu iptali ve tescil talebi yönünden karar kesinleşmiş olduğu anlaşılmakla karar verilmesine yer olmadığına, davacının talep ettiği 20.000,00 TL’nin dava tarihi olan 23.11.2011 tarihi itibariyle, 206.255,00 TL’nin ise ıslah tarihi olan 30.12.2013 itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ten tahsiline karar verilmiştir.

4. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 01.07.2020 tarihli ve 2017/15656 Esas, 2020/4301 Karar sayılı kararı ile hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığını, raporda altın, döviz, faiz, tüfe, buğday, memur maaşları ve asgari ücret tutarları hesaplanmış, güncelleştirilmiş değer hesabında hepsinin ortalaması alınması gerekirken yalnız faiz ve altın değerinin ortalamasının alındığı, ayrıca 01.01.2005 tarihinden itibaren Türk para biriminden altı sıfırın atılarak işleme tabi tutulması gerektiği göz önünde bulundurulmadığı gerekçesiyle hüküm bozulmuş, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen Esas ve Karar sayılı kararı ile bozma ilamı doğrultusunda hukukçu, mali müşavir ve bankacı bilirkişilerden alınan raporda denkleştirici değer hesaplaması açısından altın, döviz, asgari ücret, tefe-tüfe, memur maaş artışı baz alınarak yapılan hesaplama ve bulunan değerden altı sıfır atıldıktan sonra 15.985,45 TL olacağı belirtilmekle, tapu iptali ve tescil yönünden karar kesinleşmiş olduğundan karar verilmesine yer olmadığına, tazminat talebinin kabulüne, 15.985,45 TL’nin davalı …’ten alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … mirasçıları vekili ve davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; mahkemece yapılan tazminat hesabına itiraz ettiklerini, davacının mağdur olduğunu belirtmiştir.

2. Davalı … mirasçıları vekili temyiz dilekçesinde özetle; satış senedinin sahte olduğunu, davanın kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini, yargılama giderlerinin yanlış olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, harici satışa dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. Tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetinin naklinin hüküm ve sonuç doğurabilmesi için sözleşmenin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 70, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 237, 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun 26 ve 1512 sayılı Noterlik Kanunu’nun 89 uncu maddesi uyarınca resmi biçim koşuluna uyularak yapılması zorunludur.

2. Kural olarak, 10.07.1940 tarihli ve 1939/2 Esas, 1940/77 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre; “…Harici satışın hüküm ifade etmemesi durumunda taraflar verdiklerini geri alabilirler. Bilindiği üzere geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerlerin eksiksiz iadesi denkleştirici adalet düşüncesine dayanır. Denkleştirici adalet ilkesi ise, haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından istifade ederek kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği bu kazanımı geri vermek zorunda olduğunu ve eski hale getirmede mal varlığında artış olan tarafın yükümlülüğünün bulunduğunu ifade eder. Buna göre, davacı tarafından bedelin ödeme tarihinden itibaren ekonomik etkenler nedeniyle azalan alım gücünün enflasyon, tüketici eşya fiyat endeksi, döviz kurları, altın, memur maaşı ve işçi ücretlerindeki artışlar ve benzeri unsurların ortalamaları alınmak suretiyle denkleştirici adalet ilkesine göre dava tarihine kadar ulaşacağı alım gücünün saptanması gerekir.”

3. Değerlendirme
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davacı vekilinin tüm ve davalı … mirasçıları vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Davalı … mirasçıları vekilinin vekalet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin temyiz itirazına gelince; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 12 nci maddesine göre tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. Somut olayda dava, 20.000,00 TL dava değeri gösterilerek açılmış, 15.02.2017 tarihli dilekçe ile tazminat talebi 305.000,00 TL’ye artırılarak harç tamamlanmıştır. Mahkemece tazminat talebinin kısmen kabulüne, 15.985,45 TL’nin davalı …’ten tahsiline karar verilmesine rağmen tazminat talebinin reddedilen kısmı için davada kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre nispi vekalet ücreti takdir edilmesi ve yargılama giderlerinin kabul red oranına göre tahsil edilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere davalı lehine vekalet ücreti hükmedilmemesi ve yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılması doğru görülmemiştir.

VI. KARAR
1. Yukarıda V-C-3-1 inci paragrafında açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin tüm, davalı … mirasçıları vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE;

2. Yukarıda V-C-3-2 nci paragrafında açıklanan nedenlerle;
Davalı … mirasçıları vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK’nın Geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nın 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,

Taraflarca HUMK’nın 440/I inci maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

06.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.