YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2183
KARAR NO : 2023/3132
KARAR TARİHİ : 06.06.2023
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen TMK’nın 713/2 nci maddesine göre bilinmeme sebebine dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; 370 ada 22 ve 32 parsel sayılı taşınmazların Hazine adına tescil edildiğini ancak, taşınmazlarda müvekkilinin TMK’nın 713/2 nci maddesi uyarınca 20 yıllık malik sıfatıyla zilyetliği bulunduğundan mülkiyet hakkını kazandığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili, hak düşürücü sürenin dolması nedeniyle davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 16.02.2016 tarih ve 2015/798 Esas, 2016/169 Karar sayılı kararı ile; kadastro çalışmalarından itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 03.12.2019 tarih ve 2016/9168 Esas, 2019/10841 Karar sayılı ilâmında; davacının dava dilekçesi ile TMK’nın 713/2 nci fıkrasında yazılı nedenlerle mülkiyet hakkını kazandığını ileri sürdükten sonra 18.01.2016 havale tarihli dilekçesi ile de davalı Hazineden önce kayıt maliki olan İsak kızı Ziba’nın kim olduğunun anlaşılamadığını, kimliği tapu kaydından anlaşılamayan kişi adına kayıtlı olması nedeniyle zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil davasını açtığını belirttiğinden davanın, TMK’nın 713/2 nci maddesi uyarınca açılan tapu kütüğünden malikinin kim olduğunun anlaşılamaması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olduğu gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yanlış niteleme ile hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı belirtilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında, tüm dosya kapsamı, usul ve yasaya uygun bilirkişi raporları, hava fotoğrafları, mahallinde yapılan keşif, mahalli bilirkişi ve tanık beyanları hep birlikte değerlendirildiğinde taşınmazın eklemeli zilyetlik suretiyle uzun yıllardır kullanıldığı, zilyetliğinin kesintisiz ve aralıksız sürdüğü, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olmadığı, zilyetlikle mülk edinmeye elverişli yerlerden olduğu, taşınmazda imar ve ihyanın tamamlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; yargılama giderleri ve harcın davalı taraftan alınması gerektiğini belirtmiştir.
2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; hak düşürücü sürenin dolduğunu, zilyetlikle kazanım koşullarının oluşmadığını belirtmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve TMK’nın 713/2 nci fıkrasında yer alan “maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan” hukuki sebebine dayalı olarak TMK’nın 713/1 ve 2 nci fıkraları gereğince açılan tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun “Olağanüstü Zamanaşımı” başlıklı 713 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
Dava, 4721 sayılı Kanun’un 713 üncü maddesinin 2 nci fıkrasında açıklanan kayıt malikinin tapu kütüğünde kim olduğunun anlaşılamaması sebebine dayalı olarak 713 üncü maddenin 1 inci fıkrası gereğince açılan tescil isteğine ilişkindir. Böyle bir davanın dinlenebilmesi için tapu kütüğünde malikin kim olduğunun anlaşılamaması gerekir. Kadastro tutanakları da tapu kütüğü kapsamında tapunun eki belgelerindendir. Dava konusu 370 ada 22 ve 32 parselin kök kaydı 370 ada 6 parsele ait kadastro tutanağı incelendiğinde; 10.09.1968 tarihinde yapılan tespit sırasında, dava konusu taşınmaza tapu kayıtlarının uygulandığı ve buna göre maliklerinin belirlendiği anlaşılmaktadır. Sonrasında açılan taksim yoluyla ortaklığın giderilmesi davasında 370 ada 11 parsel hükmen ifraz edilerek davada taraf olan … kızı …. adına tescil edildiğinden artık bu kişinin tapu kütüğünden kim olduğunun anlaşılamadığı ileri sürülerek dava açılıp tapu kaydının iptalini istemek mümkün değildir. Malikin tapu kütüğünden kim olduğunun anlaşılamaması hâli; taşınmaz malın sahibinin kim olduğunun bilinmesine yarayacak gerekli bilginin tapu sicilinden çıkarılmasının imkansız olmasıdır (HGK.nun 10.04.1991 tarih, 1991/8-51 E., 194 K. sayılı ilamı). Kütükteki bilgi ve belgelerden gerekli dikkati gösteren herkesin malikin kim olduğunun anlayamayacağı hâllerde ve malik sütununun boş bırakılması, malik adının müphem ve yetersiz gösterilmesi, malik adının silinmiş ve yenisinin yazılmamış olması gibi hâllerde malikin tapu kütüğünden anlaşılamadığı sonucuna varılabilir. Görülmekte olan davada, kayıt malikinin kim olduğu tapu kütüğünden anlaşıldığına göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
VI. KARAR
Yukarıda V.C.3 paragrafta açıklanan nedenlerle;
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK’nın geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Taraflarca HUMK’un 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilâmının tebliğinden itibaren ilâma karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
06.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.