Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2023/2163 E. 2023/2642 K. 17.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2163
KARAR NO : 2023/2642
KARAR TARİHİ : 17.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen kadastral parselin ihyası davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı Hazine vekili, …. Beldesi, …. Mahallesi, …. mevkiinde Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan tescil harici alanda yapılan imar uygulaması sonucunda taşınmazın imar parsellerine dönüştürülerek arsa vasfı ile belediye adına tescil edildiğini, 111 ada 3 parsel sayılı imar parsellerinin bu şekilde oluştuğunu ve değerinin altında bir bedelle davalıya satıldığını, yapılan imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek; dava konusu taşınmazların tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP
Davalılar cevap dilekçesinde; davanın reddini istemişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 24.05.2017 tarih ve 2013/225 Esas, 2017/186 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 20.09.2021 tarih ve 2021/1815 Esas, 2021/816 Karar sayılı ilâmıyla ”.. ”… 3194 sayılı Yasayla eklenen bu hüküm uyarınca dava konusu uyuşmazlığın idareye başvuru yoluyla çözülmesi gerektiğinden, imar parselinin kadastral parsele ihyasına yönelik dava konusu talebin, kanun değişikliği nedeniyle reddine karar verilmesi için yerel mahkeme hükmünün bozulması gerekmiştir.” şeklindeki gerekçeyle hüküm bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Kelkit Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, ret kararı değil karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi gerektiği ve lehine yargılama gideri ile maktu vekâlet ücreti takdir edilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davanın reddine karar verilmesinin doğru olup olmadığı ile davacı lehine yargılama gideri ile vekâlet ücreti takdirine gerek olup olmadığı noktasındadır.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18 inci maddesi.

2. Tapu iptali ve tescil davaları kural olarak kayıt maliklerine karşı açılır. Yine; kadastral duruma dönülme istemli uyuşmazlıklarda taraf teşkili bakımından husumetin, ihyası talep edilen kadastral parselin kapsamında kalan imar parsel ya da parsellerinin maliklerine yöneltilmesi gerekir ve bu davanın özelliği itibarıyla kayıt maliklerinin yanı sıra işlemi yapan belediyeye de husumetin yöneltilmesi mümkündür.
3. İmar işleminin iptali sebebiyle kadastral mülkiyet durumunun ihyası isteğine ilişkin bu davalarda, taraflar arasında mülkiyet ihtilafının bulunmadığı; davacının talebinin kamusal tasarruftan kaynaklanan sicil kaydının düzeltilmesine ilişkin olduğu gözetilerek, hüküm altına alınması gerekli karar ilâm harcı ile vekâlet ücretinin maktu olması ve ayrıca yargılama gideri ve bu giderlerden sayılan vekâlet ücretinden iptal edilen idari işlemi yapan davalı Belediye’nin sorumlu tutulması gerekir.

3. Değerlendirme
1. İlk Derece Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı, davacının dava açma tarihinde haklı durumda olduğu ancak davanın açılmasına sebebiyet veren Belediyenin davada taraf olarak yer almadığı, imarla oluşan parsel maliki davalının da dava açılmasına sebep olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkeme kararının ONANMASINA,

Harçlar Kanunu’nun 13/j maddesi gereğince Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

17.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.