Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2023/2034 E. 2023/2930 K. 29.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2034
KARAR NO : 2023/2930
KARAR TARİHİ : 29.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki el atmanın önlenmesi ve alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; el atmanın önlenmesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, alacak isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili; davalı …’in vekil edeninin annesi olduğunu, ortak murisleri …..’in ölümü ile geriye mirasçı olarak, davalı … ile altı çocuğunun kaldığını, muristen miras olarak kalan 57 numaralı binada, iki dükkan ile dört dairenin bulunduğunu, davalının iki daireyi birleştirmek sureti ile konut olarak kullandığını ve diğerlerini de kiraya vermek suretiyle kullandığını, vekil edenine herhangi bir ödeme yapmadığını açıklayarak, davaya konu edilen 1, 2, 3, 4, 5 ve 6 No.lu bağımsız bölümlere davalının el atmasının önlenmesine ve her bir bağımsız bölüm için hesaplanacak bedelin davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili; taşınmazlardan almış olduğu çok az miktardaki kiralar ile muristen kalan borçların ödendiğini ve ayrıca intifadan men koşulunun gerçekleşmediğini beyanla davanın reddini savunmuştur

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 19.11.2015 tarihli ve 2013/490 Esas, 2015/621 Karar sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulüne, dava konusu 1, 2, 3, 4, 5 ve 6 No.lu bağımsız bölümlerdeki davacı hissesine vaki davalı el atmasının önlenmesine, davacı tarafın ecrimisil talebine ilişkin davasının ise reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A.Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 27.06.2018 tarihli ve 2018/6180 Esas, 2018/14556 Karar sayılı ilamıyla; davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, “…her ne kadar mahkeme tarafından, intifadan men koşulu gerçekleşmediği gerekçesi ile davacı tarafın alacak talebinin reddine karar verilmiş ise de, dosyadaki mevcut belge ve bilgilere göre, davalı tarafından bizzat kullanıldığı tespit edilen, bağımsız bölümler dışındaki (davacı taraf dava dilekçesinde, 3 ve 4 No.lu dairelerin davalının kullanımında olduğunu belirtmiş, yargılama sırasında dinlenen tanıklar ise, 1. kattaki iki dairenin davalının kullanımında olduğunu beyan etmiş olup, dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporuna göre ise birinci kattaki dairelerin bağımsız bölüm numaraları 1 ve 2’dir) bağımsız bölümlere ilişkin uyuşmazlık, paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkin olmayıp, paydaş malikin, diğer paydaş kiraya verenden, kira bedeli olarak tahsil ettiği bedelin sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde tahsili isteğine ilişkindir. Bu nedenle, davacı tarafın bu bağımsız bölümlere yönelik alacak talebinin değerlendirilmesinde intifadan men koşulunun uygulama alanı bulunmamaktadır. Hal böyle olunca; kiraya verilmek suretiyle kira bedelleri alındığı iddia edilen dairelerin hangileri olduğunun duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespiti ile bu bağımsız bölümlere ilişkin olarak, taraf delillerinin eksiksiz toplanılması ve ondan sonra oluşacak sonuca göre, alacak talebi konusunda bir karar verilmesi gerekirken, yazılı ve yerinde olmayan gerekçeler ile ret kararı verilmesi doğru olmamıştır…” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile (özetle);
1. Davacının muris Selami’nin kızı ve davalının ise murisin eşi olduğu,

2. Murisin ölümünden sonra dava konusu taşınmazlardan 1 ve 2 numaralı bağımsız bölümün birleştirilmek suretiyle davalı tarafından bizzat kullanıldığı,

3. Bir dairede mirasçılardan ….’in oğlu …..’ın kaldığı ve bu iki bağımsız bölümünden herhangi bir kira geliri elde edilmediği,
4. Dava konusu 3, 4, 5 ve 6 numaralı bağımsız bölümlerden kira geliri elde edildiği,

5. Birinci ve ikinci ek bilirkişi raporlarındaki tespitlere göre davacının payına düşen kira bedelinin 12.823,98 TL olduğu,

6. El atmanın önlenmesine ilişkin hükmün kesinleştiği gerekçesiyle el atmanın önlenmesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, alacak talebinin kısmen kabulüne, 12.823,98 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine ve fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde (özetle), lehlerine hükmedilen alacağın eksik hesaplandığı ve aleyhlerine hükmedilen vekalet ücretinin de fazla belirlendiğini ileri sürmüştür.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde (özetle),
a. Verilen kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,

b. Dosya içerindeki deliller ve tanık beyanlarının dikkate alınmadığını,

c. Dava konusu taşınmaz muris …. üzerinde kalmış ise de, müvekkilinin miras payı ile kişisel malı niteliğinde olduğunu ve davalının vefat etmesi ile davacının miras hakkı sahibi olacağını,

d. Arsanın vekil edeninin katkıları ile edinildiğini,

e. Davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla ecrimisil hesaplaması yapılırken müvekkilin ve davacının miras payı oranında hesaplama yapılması gerektiğini,

f. Davalının …..’dan herhangi bir kira geliri elde etmediğini,

g. Bilirkişi raporlarının gerçeği yansıtmadığını ileri sürmüştür.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, paydaşlar arası el atmanın önlenmesi ve alacak istemine yöneliktir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası,

2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 683 üncü maddesi,

3. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 77 ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekili ve davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

HUMK’un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna,

Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,

29.05.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.