Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2023/1951 E. 2023/2799 K. 24.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1951
KARAR NO : 2023/2799
KARAR TARİHİ : 24.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

İlk Derece Mahkemesinde görülen geçit hakkı tesisi davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda; Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesince, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili adına kayıtlı 130 ada 47 ve 72 parsel sayılı taşınmazların genel yola bağlantısının olmadığını belirterek davalılara ait komşu parseller aleyhine geçit hakkı kurulmasını talep etmiştir. 09.10.2013 tarihli celsede 130 ada 47 parsel sayılı taşınmaz yönünden davadan feragat ettiğini bildirmiştir.

II. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 25.10.2017 tarihli ve 2015/510 Esas, 2017/588 Karar sayılı kararıyla; 130 ada 47 parsel hakkında açtığı davanın feragat nedeniyle reddine, davacının 130 ada 72 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki davasının kabulüne, davacıya ait ….. Mahallesi 130 ada 72 parsel taşınmaz lehine, davalılar …’a ait 51 parsel üzerinden 22,96 metrekare, …’ye ait 50 parsel üzerinden 22,71 metrekare yer üzerinden 10.04.2017 havale tarihli fen bilirkişi raporunda 2 nci alternatif olarak gösterilen (A2) ve (B2) işareti ile kırmızı çizgi ile belirtilen yerden 1,5 metre genişliğinde geçit hakkı tesisine hükmedilmiştir.

III. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde bir kısım davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesi 10.09.2018 tarihli ve 2018/1014 Esas, 2018/5392 Karar sayılı ilamında; “…Somut olayda mahkemece, kadastro paftasına göre yol olmayan fiilen yol olduğu tespit edilen bölüme bağlanacak şekilde geçit hakkı tesis edilmiştir. Geçit hakkının zorunlu olarak genel kadastral yola bağlanarak tesisi gerekir. Yukarıda değinilen ilkelere göre mahkemece bilirkişi vasıtasıyla başka alternatifler araştırılarak geçit tesis edilmesinin mümkün olup olmadığı tespit edilmeli, geçit tesisinin mümkün olduğunun anlaşılması halinde en uygun seçenekten geçit kurulması gerekirken, kadastro paftasına göre yol olmayan bölüme bağlanmak suretiyle geçit tesisi doğru görülmemiştir …” gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesince yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında; Muğla ili, …. ilçesi, ….. Mahallesi 130 ada 72 parsel lehine 130 ada 50 ve 51 parseller aleyhine bilirkişiler….ve …. tarafından düzenlenen 24.05.2022 havale tarihli bilirkişi inceleme raporu ekinde durum tespit krokisinde mavi ve sarı renkte gösterilen 4 No.lu alternatiften (merdiven yapılmak sureti ile ) 1,5 metre genişliğinde 50 No.lu parselden 22.75 m², 51 No.lu parselden 22.96 m² alanlı kısımdan geçit hakkı tesisine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde bir kısım davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Mahkemece geçit hakkı tesis edilen kısmın bozma ilamında açıkça geçit hakkı tesisi uygun görülmeyen yer olduğunu,

2. Geçit güzergahının genel kadastral yola bağlanmadığını,

3. Geçit tesis edilen güzergahın usul ve yasaya uygun olmadığını ileri sürmüştür.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, mahkemece geçit hakkı tesis edilen güzergahın usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
1. Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.

2. Türk Medeni Kanunu’nun 747/2 nci maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.

3. Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.

4. Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.

5. Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.

6. Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.

3. Değerlendirme
1. Somut olayda mahkeme kabul gerekçesi olarak geçit hakkı tesis edilen güzergahın tüm kadastral yolların bağlandığı ve yöre halkı tarafından kullanılan ”Sahil Okul Yolu” olarak belirtilen iki şeritli asfalt tek yol olduğunu, diğer alternatiflerdeki kadastral yolların mevcut sahil yoluna bağlanmadığı, davacının geçit talebinin kabul görmemesinin hakkaniyete aykırı bir durum oluşacağı ve geçit ihtiyacının karşılanmamış olacağını kabul edilmiştir.

2. Her ne kadar davacıya ait 130 ada 72 parsel sayılı taşınmazın kadastro paftası ve bilirkişi raporları incelendiğinde genel yola bağlantısının bulunmadığı dolayısı ile mutlak geçit ihtiyacında olduğu sabit ise de mahkemece kabul edilen geçit güzergahı usul ve yasaya aykırıdır.

3. Geçit güzergahı tespit edilirken objektif esaslara uygun olarak genel yola bağlantısının sağlanması gerekir. Paftasında ”yol” olarak gözükmeyen fiili yola bağlantının sağlanması kesintisizlik ilkesine aykırılık teşkil eder.

4. Mahkemece davacıya ait taşınmaz yararına kesintisiz geçit hakkı kurulabilecek çevredeki tüm genel yolları gösterir pafta örneği merciinden getirtildikten sonra mahallinde yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmalı, davacıya ait taşınmazı kesintisiz olarak genel yola bağlayacak tüm alternatifler incelenmeli, taşınmazın kuzeyindeki bağlantı yolu da bu inceleme sırasında dikkate alınmalıdır.

5. Mahkemece geçit güzergahının genel yola bağlantısı kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile fiili yola bağlantı sağlanmak suretiyle karar verilmesi doğru görülmemiştir.

V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

24.05.2023 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY
Davacı vekili geçit hakkı tesisi talebiyle dava açmış, davalılar davanın reddini talep etmişlerdir.

Sayın çoğunluk İlk Derece Mahkemesinin 3 üncü kararının da “araştırma” amacıyla bozulması yönünde kanaat bildirmekle, onama yönündeki karşı oyumuz aşağıdaki şekilde açıklanmıştır.

1. Geçit hakkının tanımı, şartları vb. hususlar yukarıda açıklanmış olmakla tekrara girilmemiştir.

2. Dava 3 ayrı esas almış ve sırası ile 28.10.2014 ve 10.09.2018 tarihli Yargıtay ilamları ile kararların bozulmasına karar verilmiştir.

3. İlk Derece Mahkemesi gerek 27.12.2022 tarihli 3 üncü kararında gerekse önceki kararlarında davalılara ait 50 ve 51 sayılı parseller üzerinden geçit hakkı tanınmasında ısrarla karar vermektedir.

4. Davanın 29.03.2011 tarihinde açılmasına rağmen bu güne bitirilmemiş olması başlı başına hak ihlali niteliğindedir.

5. Bütün bilirkişi raporlarında davacının kadastral parselinin (130 ada 72 parsel) yola cephesinin bulunmadığı, davacının yola ihtiyacının bulunduğu ve en uygun güzergahın davalılara ait parsellerin sınırından verilecek yol güzergahı olduğu, neticeten taşınmaz bizzat kullanan davacının, zorunlu-mutlak geçit hakkı ihtiyacının olduğu ısrarla belirtilmektedir.

Diğer güzergahlar itibariyle araştırma yapıldığı, ancak hiç birisinin yukarıda belirtilen güzergah kadar avantajlı-uygun olmadığı açıklanmıştır.

6. Sayın çoğunluğun dikkatinden kaçan bir husus, davacının talebinin bir araç vb. geçecek yol değil, yaya olarak genel yola ulaşabileceği bir güzergahtır.

Çünkü sahilden sonra yapılan işlek yol ve devamında yukarıya doğru eğilim kazanan bir tepe itibariyle, eni dar olan ve hatta merdiven yapılarak iniş-çıkış sağlanacak olan bir geçit talep edilmektedir.

7. Sayın çoğunluk mevcut bozmasında ve önceki bozmalarda, muhtemelen sahilin doldurulması sonucu açılan ve “BOZBURUN CUMHURİYET CADDESİ” ismini alan işlek caddeyi yok saymakta ve bu “yolun” kadastro paftasında gözükmemesi, sahile bitişik olması sebebiyle, kamuya açık bir yere geçitin bağlanamayacağını, geçit hakkı kurulamayacağını düşünmektedir.

8. Google haritaları ve mevcut bilgisayar görünümlerinde, davalılara 50 ve 51 sayılı parsellerin batısında yukarıda ismi belirtilen cadde bulunmakta olup, bu fiili durum görmezlikten gelinmektedir.

9. Parsellerin bulunduğu BOZBURUN kasabası daha önce belediyelik iken, muhtemelen MUĞLA ilinde Büyükşehir kurulmakla, belediyelik sıfatı son bulmuş ve mahalle statüsü almıştır.

Marmaris Belediyesinin resmi internet sitesine (https://www.marmaris.bel.tr) girildiğinde, e-imar bölümünde, Bozburun Mahallesi’nin, bu belediye hudutlarında bulunduğu açıkça görüldüğü gibi; davaya konu 70, 50 ve 51 sayılı parseller için yoklama yapıldığında ise, net imar durumu görüntüsü ile ekrana çıkmaktadır.

Buna göre; her üç parselinde “BOZBURUN 3. ETAP UYGULAMA İMAR PLANI” içerisinde kaldıkları, plan fonksiyon bölümünde “KAYA DÜŞME RİSKİ OLAN ALAN” açıklamasının yer aldığı ve neticeten bu yerlerin 1/1000 uygulama imar planı içinde bulundukları görülmektedir.

10. İlgili parsellere ait detaylı “PLAN” incelendiğinde, 50 ve 51 sayılı parsellerin artık SAHİLLE bağının koptuğu, araya Belediye’nin isimlendirmesi ile “CUMHURİYET CADDESİNİN” girdiği ve bu parsellerin sınırında artık caddenin bulunduğu açık olduğuna göre, bilirkişilerin bu “CADDE” ye, geçit güzergahını bağlaması da hayatın olağan akışına uygun gelmektedir.

11. Geçit hakkı ile ilgili gerek doktrin ve gerekse içtihatlar farklı yaklaşımlarda bulunmaktadırlar.

Kısa bir tanımla, “GENEL YOL, yetkili makamlarca genelin kullanmasına tahsis edilen ve her bir ferdin başlı başına yararlanmaya yetkisi olduğu yollar şeklinde anlatılabilir.”

Doktrinde bazı yazarlar, Genel yolun kabulü için idari makamların tahsis kararına gerek bulunmadığını belirtmekte olup, esasen olayımız bazında inceleme yapıldığında, gerek imar planı ve gerekse Belediye uygulaması itibariyle bir tahsisin yapıldığı açıktır.

12. Marmaris Belediyesi, Bozburun Beldesi için imar planını oluşturmuş ve bahsi geçen yere “BOZBURUN CUMHURİYET CADDESİ” ismini vermiş ve devamla bu yolu açmış ve halen de yolu, kullanıma açık vaziyette tutmaktadır.

Bu idari, fiili durumun yok farzedilmesi, işlerin çözümsüzlüğe gitmesine sebebiyet vermekte ve vatandaşlar çaresizliğe itilmektedir.

13. Yukarıda yapılan açıklamalarda araç için değil yaya geçiş ve ihtiyaçlar için geçit istendiğini açıklamaya çalıştık.

Esasen, “Toplu yaşama düzenine ilişkin yangın, güvenliği sağlama gibi ihtiyaçlarda kamu yararı açısından tüm taşınmazlara girilebilir bir durumda olmasını gerekli kıldığından mevcut gelişmeler karşısında var olan yollar yetersiz kalmaktadır. (Özsunay, Ergun: Zaruri Geçit Hakkı, İstanbul 1968 s: 2-3) şeklinde yıllar önce ifade edilen ve benimsenmeyen görüşlerin, zamanımızda destek bulması imkanı vardır.

14. 2011 yılından beri geçit hakkının tanınmasını bekleyen davacının olası bir sağlık probleminde ve benzeri hallerde, çaresiz kalması kuvvetle muhtemeldir.

Neticeten her üç mahkeme kararının, bizzat olay yeri görülerek verilmesi, ihtiyaçları bizzat tespit etmesi, isteğin sadece “yaya” geçisi ile sınırlı olması gibi hususlar dikkate alındığında plana göre caddeye olan ulaşımı sağlayan son karar itibariyle, kararın onanması gerektiği kanaati ile sayın çoğunluğa muhalifim.