Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2023/1813 E. 2023/3294 K. 12.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1813
KARAR NO : 2023/3294
KARAR TARİHİ : 12.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen olağanüstü zamanaşımı nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince, davanın kabulüne dair mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı, önce murisi…. ve onun ölümüyle kendi zilyetliğinde olan 769 ada 1 parsel ve 759 ada 1 sayılı taşınmazların kadastro çalışmalarında ölü olduğu yazılan, açık kimlikleri ve adresleri tespit olunamayan ….karısı ….., …..kızı …. ve …. karısı …. adına tescil edildiğini, ölü olan ve açık kimlik bilgileri olmayan bu kişilerin tapu kaydındaki hisselerinin iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
Davalı temsilci, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemenin 25.03.2016 tarihli ve 2013/285 Esas, 2016/818 Karar sayılı kararıyla; çekişmeli taşınmazın açık kimlikleri ve adresleri tespit olunamayan …. karısı …,….kızı …. ve … karısı ….. isimli kişilerin kim olduklarının tespit olunamaması ve kadastro tespitinde ölü olduklarının belirlendiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin 25.03.2016 tarihli ve 2013/285 Esas, 2016/818 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 01.06.2020 tarih ve 2016/16814 Esas, 2020/2754 Karar sayılı ilamında; taraf teşkili sağlanmadan işin esasına girilerek karar verilmesi doğru görülmemiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkeme, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında; dava konusu taşınmazın 1974 tarihinde ölü oldukları bilinen ….. karısı ….kızı …. ve … karısı … adına tespit edildiği, dinlenen tanıklar ve dosya kapsamında tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde davacıların 40 yılı aşkın süredir taşınmazı kullandıkları anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı Temyizi
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kabul edilen davada, davacı lehine vekalet ücreti takdir edilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.

2. Davalı Temyizi
1. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ve eksik incelemeye dayalı olduğunu ileri sürmüştür.

2. Diğer davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece delillerin takdirinde hataya düşüldüğünü davanın reddi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Türk Medeni Kanunu’nun 713/2 inci maddesine düzenlenen ölüm nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 4271 sayılı Kanun’un 713/2 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1. Türk Medeni Kanunu’nun 713/2 nci fıkrasında hüküm altına alınan ölüm sebebine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında taşınmazın 20 yıllık zilyetlikle kazanılabilmesi için taşınmaza malik sıfatıyla en az 20 yıl zilyet olmanın yanında, taşınmaz kayıt malikinin ölmüş olması ve ölüm olayının dava tarihinden en az 20 yıl önce gerçekleşmiş olması şartı aranmaktadır. (Anayasa mahkemesinin iptal kararı ile uygulanan hükümler saklıdır.)

Somut olayda; 09.08.1974 tarihli kadastro tutanağı incelendiğinde, dava konusu gayrimenkulde malik olarak görünen Mehmet karısı….,… karısı ….. ölü oldukları belirtilmiş olup, bu husus dosya arasındaki tapu kayıtları incelendiğinde beyanlar hanesinde de açıkça belirtilmiştir.

2. Kadastro sırasında, ölü olduğu anlaşılan ancak mirasçıları belirlenemeyen kişilerin adına tespit yapıldığı hallerde kayıt maliki olarak her ne kadar ölü olan şahıs gözükse de aslında tespit edilen ölü şahıs değil, onun mirasçılarıdır.

Buna göre, intikal yapılana kadar, dava konusu taşınmazın kayıt malikleri …. karısı …, ….. kızı …, … karısı … olmayıp, bu kişilerin mirasçılarıdır. Bu durumda, son mirasçıya intikal yapılana kadar tapu kaydında mirasçıların malik olma hali devam edeceğinden, kayıt maliklerinin ölümüne dayalı olarak zilyetlikle kazanım mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

12.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.