Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2023/1799 E. 2023/2189 K. 13.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1799
KARAR NO : 2023/2189
KARAR TARİHİ : 13.04.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/3 E., 2022/213 K.
KARAR : Davanın kabulüne

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen muhdesatın aidiyetinin tespiti davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, Hazine’ye ait 201 parsel sayılı taşınmaza ağaç diktiğini ve istinat duvarı yaptığını, taşınmazın Ilısu Barajı kamulaştırma alanında kaldığını açıklayarak, 201 parsel sayılı taşınmazda bulunan muhdesatın davacıya ait olduğunun tespitine karara verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının işgalci olması nedeniyle kötü niyetli olduğunu, ağaçların dikilmesi, duvarın yapılmasında herhangi bir zorunlu giderin olmadığını, davanın hukuka aykırı olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 14.05.2015 tarih 2014/871 Esas, 2015/542 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, 201 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 14.05.2015 tarih ve 2014/871 Esas, 2015/542 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yapılan inceleme sonucunda; Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 2018/10555 Esas, 2018/13777 Karar sayılı ilamı ile; “davaya konu muhdesatların kamulaştırma alanında kalıp kalmadığının belirlenmesi ve hukuki yarar olgusunun bu tespitlere göre saptanmasının gerektiği, kabule göre ise tespitine karar verilen muhdesatın nelerden ibaret olduğunun hüküm kısmında gösterilmediği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da muhdesat olarak belirlenen ağaçların, sayısının, cinsinin tek tek belirtilmediği, yüzdelik oranlar verilmek suretiyle muhdesatdan bahsedilmediği, hükmün bu haliyle infaza elverişli olmadığı” gerekçeleriyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
Mahkemenin, 19.11.2019 tarih 2018/1016 Esas, 2019/735 Karar sayılı ilamıyla; açılan davanın kısmen kabulü ile; ”kamulaştırma sahası dışında kaldığı” gerekçesi ile 165 ada 5 parsel sayılı taşınmaz yönünden muhdesatın aidiyeti talebinin hukuki yarar yokluğu nedeni ile usulden reddine, “kamulaştırma sahası içinde kaldığı” gerekçesiyle 165 ada 6 parsel sayılı taşınmazın kapama meyve bahçesi olduğunun, taşınmazın içerisinde %20 oranında karışık meyve ağaçlarının, %10 oranında nar ağacının, %10 oranında incir ağacının ve %60 oranında üzüm asmasının olduğunun ve bütün meyve ağaçlarının davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 19.11.2019 tarih ve 2018/1016 Esas, 2019/735 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 22.06.2021 tarih ve 2020/138 Esas, 2021/5369 Karar sayılı ilamı ile; “dava konusu 201 parsel sayılı taşınmazın ifraz ile 5 ve 6 nolu parsellere ayrıldığı, 5 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma alanı içinde, 6 parsel sayılı taşınmazın ise kamulaştırma alanı dışında kaldığının sabit olduğu halde, mahkemece 5 parsele ilişkin kamulaştırma sahası dışında kaldığı gerekçesi ile davanın reddine, 6 parsele ilişkin kamulaştırma sahası içinde kaldığından bahisle davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı kabule göre kamulaştırma sahası dışında kaldığı gerekçesi ile davanın reddine, 6 parsele ilişkin kamulaştırma sahası içinde kaldığından bahisle davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı, kabule göre de; tespitine karar verilen muhdesatın nelerden ibaret olduğunun hüküm kısmında gösterilmediği, ağaçların, sayısı, cinsi tek tek belirtilmediği, hükmün bu haliyle infaza elverişli olmadığı ” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilamına uyularak gerekleri yerine getirildikten sonra mahkemece ”165 Ada 6 parsel sayılı taşınmaza yönelik davanın kamulaştırma sahası dışında kaldığı, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı ” gerekçesi ile reddine, ” 165 Ada 5 parsel sayılı taşınmaza yönelik davanın kamulaştırma sahası içinde kaldığı” gerekçesiyle kabulüne 165 ada 5 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 15-25 yaşlarında 320 adet nar, 15-25 yaşlarında 160 adet üzüm (tayfi), 20-30 yaşlarında 80 adet fıstık, 25-30 yaşlarında 11 adet İncir ve 15-25 yaşlarında 240 adet karışık meyve (elma, erik, kaysı, armut vb. nitelikte meyve) ağaçlarının davacıların mirasbırakanı … tarafından meydana getirildiğinin ve muhdesatın aidiyetinin tespitine karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereği kabul edilen değer üzerinden hesaplanan 26.042,51 TL vekalet ücreti davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; mülkiyeti Hazineye ait arazide tasaruufta bulunulmasının, kötü niyetli bir eylem olduğundan hukuki koruma kapsamına alınamayacağını, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufundaki taşınmazlardan olduğunu, muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin istenemeyeceğini, muhdesatlar yönünden bilirkişinin belirlediği değerin çok yüksek olduğunu, davanın açılmasına Hazinenin sebep olmadığından aleyhe vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini, davalı Hazine aleyhine nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür.

C.Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkin olup uyuşmazlık, kararın eksik incelemeye ve hatalı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 684 üncü, 718 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. Davalı Hazine, davada yasal hasım olup aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle davalının yargılama giderlerinden sorumlu tutulması ve davalı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.

Ancak bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiş ise de, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün HUMK’nın 438/7 nci maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir.

KARAR
Yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle;
Davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,

(3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle;
Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, yerel mahkeme hükmünün 3 üncü bendinin hüküm fıkrasından çıkartılmasına, yerine:“3-Davalı taraf, davada yasal hasım olması nedeniyle davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına” ifadelerinin yazılmasına, yerel mahkeme hükmünün 6 ncı bendinin hüküm fıkrasından çıkartılmasına, yerine: ”6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin, davalının yasal hasım olması nedeniyle davacı üzerinde bırakılmasına,” ifadelerinin yazılmasına, hükmün HUMK’nın 438/7 nci maddesi gereğince bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Taraflarca HUMK’nın 440/I inci maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,13.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.