Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2023/1785 E. 2023/2035 K. 06.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1785
KARAR NO : 2023/2035
KARAR TARİHİ : 06.04.2023

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki İcra ve İflas Kanunu’nun 121’inci maddesi gereğince yetki belgesine dayalı olarak açılan ortaklığın giderilmesi davasında yapılan yargılama sonucunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı … tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili; müvekkiline borçlu olan davalı …’ın hissesinin bulunduğu Tekirdağ ili, Muratlı ilçesi, Muradiye Mahallesi, 239 ada 43 ve 270 ada 7 parselde kayıtlı taşınmazların ortaklığının satış yolu ile giderilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı …; tapuda kendi hissesinin belli olduğunu, sadece kendi hissesinin satışı mümkün iken tüm taşınmazın satışının talep edilmesinin diğer paydaşları da mağdur edeceğini beyan ederek; yerinde olmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, “…Raporlarda dava konusu taşınmazlardan 239 ada, 43 parselde borçlunun hissesine 16.349,244 TL, 270 ada 7 parselde ise borçlunun hissesine 73.274,80 TL düştüğü, borcun 13.143,14 TL olduğu, bu sebeple 239 ada 43 parselin satışından gelebilecek para miktarının borç miktarını karşıladığı, dava konusu taşınmazların aynen taksiminin mümkün olmadığı, ortaklığın satış yoluyla giderilebileceği belirtilmiş ise de; dava konusu 239 ada 43 parselin icra kanalı ile satışa çıkarıldığında ilk ihalesinin %50 üzerinden olduğu, dava konusu taşınmazın bu oran üzerinden satılması halinde borcun ve icra-satış masraflarının karşılanamayacağı bu durumda diğer taşınmazın da satışa çıkma ihtimalinin bulunduğu, davaya konu taşınmazlardan 270 ada 7 parselin alacaklının alacağını ve icra-satış masraflarını karşıladığı, diğer taşınmazın ise bu aşamada satışında hukuki yarar bulunmadığı…” gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine, Tekirdağ ili, Muratlı ilçesi, Fatih Mahallesi, 270 ada, 7 parselde kayıtlı taşınmazın aynen taksimi mümkün olmadığından umuma açık satış yolu ile ortaklığının giderilmesine, Tekirdağ ili, Muratlı ilçesi, Muradiye Mahallesi, 239 ada 43 parselde kayıtlı taşınmaz yönünden ise fazlaya ilişkin istem olduğundan davanın reddine, satış parasının tapu kaydına ve veraset ilamlarına göre hissedarlara verilmesine, borçlu …’ın hissesi açısından borcu karşılayacak miktarda Çorlu 2. İcra Müdürlüğünün 2009/1219 Esas sayılı icra dosyasına gönderilmesine, karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı …; tanık beyanlarının mahkemece gerekçeli olarak değerlendirilmediğini, takdir hakkının aleyhlerine kullanıldığını, kararın usule ve yasalara aykırı olduğunu beyan ederek ve re’sen tespit edilecek nedenlerle hükmün bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, İcra ve İflas Kanunu’nun 121 inci maddesi gereğince yetki belgesine dayalı olarak açılan ortaklığın giderilmesi davasıdır.

2. İlgili Hukuk
Borçlunun elbirliği halinde ortak olduğu taşınmazlarda borçlu ortağın alacaklısı İcra Hakimliğinden İcra İflas Kanunu’nun 121 inci maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir. Bunun için icra hakiminden yetki belgesi alınması zorunludur. İcra hakiminden yetki belgesi almadan doğrudan doğruya veya yetkisi olmayan icra müdürünün verdiği yetki belgesine dayanılarak dava açılması halinde dava hemen reddedilmeyip davacı tarafa icra hakiminden yetki belgesi almak üzere süre verilmelidir.

İcra mahkemesinden alınan yetkiye dayalı olarak açılan davalarda kural olarak borçlu ortağın mülkiyet hakkının elbirliği mülkiyetine konu olması gerekir.

Borçlu ortağın alacaklısı tarafından açılan davalarda birden fazla taşınmaz dava konusu edilmiş ise icra takibine konu borç miktarına göre dava tarihi itibariyle taşınmazlardan borçlu ortağın payına düşecek değerin tespit edilerek borca yetecek kadar (sayıda) taşınmazın ortaklığının giderilmesine karar verilmesi, fazlaya ilişkin istemin reddi gerekir.

Bu şekilde açılacak davalarda borçlu ortak (paydaş) dahil tüm ortakların (paydaşların) davaya dahil edilmeleri zorunludur.

Ancak; 5578 sayılı Kanunla değiştirilen 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun 8 inci maddesi gereğince bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinin mirasa konu olmaları ve üzerlerinde her ne sebeple gerçekleşmiş olursa olsun birlikte mülkiyetin mevcut olması durumunda, bu arazilerin ifraz edilemeyeceği, payların 3 üncü şahıslara satılamayacağı, devredilemeyeceği hükmü mevcut iken; 5403 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinde 30.04.2014 tarihli ve 6537 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi ile yapılan ve 15.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren değişiklikle “Tarım arazileri Bakanlıkça belirlenen büyüklüklerin altında ifraz edilemez, hisselendirilemez. Hazine taşınmazlarının satış işlemleri hariç olmak üzere pay ve paydaş adedi artırılamaz….” şeklinde düzenleme yapıldığından, artık asgari tarımsal arazi büyüklüklerinin altındaki arazilerde de payın üçüncü şahıslara satışı ve devri mümkün hale gelmiştir. Somut uyuşmazlıkta, borcun miktarı itibariyle de davalı …’in payının satılarak borcun kapatılması mümkündür.

3. Değerlendirme
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; borçlu …’ın dava konusu 270 ada, 7 parsel sayılı taşınmazda 6/12 hissesi bulunup bu payının müstakilen satışı mümkün olduğundan bu parsel yönünden yasal koşulları oluşmadığı halde davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir. 5403 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinde, 6537 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi ile yapılan değişiklikle asgari tarımsal arazi büyüklüklerinin altındaki arazilerde de payın üçüncü şahıslara satışı ve devri mümkün hale geldiğinden ve davacı alacaklının artık ortaklığın giderilmesini istemekte hukuki yararı kalmadığından mahkemece, davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,

Peşin yatırılan harcın yatırana iadesine,

Dosyanın hükmü veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

06.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.