Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2023/1661 E. 2023/2542 K. 15.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1661
KARAR NO : 2023/2542
KARAR TARİHİ : 15.05.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların miras bırakanı …’in 13.05.2015 tarihinde vefat ettiğini, miras bırakanın Bakırköy …. Noterliği 23.06.2008 tarih ve 16471 yevmiye numaralı vasiyetname düzenlediği ancak, murisin vasiyetname yapılma tarihinde 83 yaşında olduğunu bu nedenle temyiz kudretini haiz olmadığını, görme yeteneğini büyük oranda kaybettiğini, vasiyetname düzenlenmeden önce alınan raporun yeterli bulunmadığını, murise uzun seneler kızının baktığını, daha sonra ise davalı tarafından kaçırılarak davalının evine götürüldüğünü, kimseyle görüştürülmediğini, davacı hakkında şikayetçi olunarak dava açılmasının sağlandığını ancak, davacının beraat ettiğini, vasiyetnamenin baskı ve korku altında düzenlendiğini belirterek MK’nın 557/1 ve 557/2 nci maddeleri uyarınca iptalini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu vasiyetnamenin düzenleme şeklinde yapılarak Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinden vasiyetname yapmasına engel durumunun olmadığına ilişkin rapor alındığını, muris hayatta iken davacının murise vasi tayin ettirmek amacı ile Sarıyer Sulh Hukuk Mahkemesine başvurduğunu, 2008/946 Esas ve 2009/424 Karar sayılı karar ile davanın reddine karar verildiğini, murisin sağlığında davacının tacizleri nedeni ile önce kendi evine daha sonra da davalı yanına taşındığını, davacının hakareti nedeni ile davacı hakkında dava açıldığını, murisi yönlendirecek bir kişi olmadığını, saklı payların vasiyetnamede korunmuş olduğunu beyan ederek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile miras bırakanın dava konusu vasiyetnamenin düzenlenmesinden önce Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinden 23.06.2008 tarihinde vasiyetname yapmasına engel olacak nitelikte psikiyatrik hastalık ve akıl zayıflığının saptanmadığına ilişkin sağlık kurulu raporunun düzenlendiği, yine Sarıyer Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/946 Esas ve 2009/424 Karar sayılı kararı ile murisin vesayet altına alınmasını gerektirecek bir neden olmaması gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği, ATK’nın 14.12.2021 tarihli raporunda miras bırakan …’in vasiyetnamenin düzenlenme tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğuna dair tıbbi kanaatine varıldığı görülmekle davacının ispatlanamayan davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; TMK’nın 557/2 nci maddesi gereği vasiyetname yapılması için murise baskı bulunup bulunmadığı, yanıltma olup olmadığına ilişkin yeterli araştırma yapılmadığı, miras bırakanın vasiyetname düzenlendiği tarihte gözlerinin görmediği belirtildiğinden, vasiyetname yapıldıktan sonra vasiyetnamenin miras bırakana okunup okunmadığı hususunun vasiyetname tanıklarından sorulmadığı, vasiyetname düzenleyen murisin vasiyetname düzenlediği sırada fiil ehliyetine sahip bulunup bulunmadığına ilişkin tüm tedavi evrakları, varsa sağlık dosyası sureti celbedilip Adli Tıp Kurumu İhtisas Kurulundan fiil ehliyetine ilişkin rapor alınmadığı, murisin bir an için tam bir temyiz kudretini haiz olduğu kabul edilse dâhi, davacı tanıklarının ifadelerinden murise kızı davacı tarafından çok iyi bir şekilde bakılmakta iken yurt dışından gelen oğlu tarafından alınıp kendi yanına götürüldüğü, bundan sonra dost ve akrabaları ile murisin görüştürülmediği, murisin son 10 senede kalp, glokom ve şeker hastalığı olup özellikle görme sıkıntısı yaşadığı ve vasiyetname ile mallarının 3/4 ünü davalı oğluna bırakmasının çok büyük şaşkınlığa sebep olduğunun açıkça anlaşıldığını, tanıkların murisin görme kaybı olduğunu söylemeleri karşısında murisin tek başına notere gitme olanağının olmadığı, vasiyetnamenin yapılış şekli ve içeriği 83 yaşında görme kaybı yaşayan murisin vasiyetnamede kullandığı hukuki terimler, vasiyetnamenin serbest irade ile yapılmadığını davalı oğlunun katkısı, baskı ve zorlaması ile yapıldığını ortaya koyduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile vasiyetname tanıklarının dinlendiği, Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulunun 08.12.2021 tarihli raporuyla murisin 23.06.2008 itibarıyla fiil ehliyetini haiz olduğuna dair kanaat bildirdiğini, Mahkemece tüm delillerin değerlendirildiği, davacının iddialarını ispat edemediğini, davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun görüldüğü gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki hususları tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vasiyetnamenin iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 557 inci ve 558 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Onama harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.