Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2023/1632 E. 2023/2493 K. 10.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1632
KARAR NO : 2023/2493
KARAR TARİHİ : 10.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda; Dairemizce, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Davacılar; … ili, … ilçesi, … Köyü, 110 ada 2 parsel sayılı taşınmazın muris oğulları ….. tarafından 23.08.1999 tarihli sözleşme ile …’dan satın alındığını ancak arsayı satan …’nun tapuyu devretmeden vefat ettiğini, oğulları Şaban Uslu’nun da 11.09.1999 tarihinde vefat ettiğini, kadastro tespitiyle taşınmazın Hazine adına tescil edildiğini ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile kendi adlarına tapuya kayıt ve tescilini talep ve dava etmişlerdir.

2. Birleştirilen davada davacılar; asıl davada davalı olarak gösterilen …’nun 25.04.2000 tarihinde vefat etmiş olması nedeniyle mirasçılarına karşı tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuşlardır.

II. CEVAP
Davalı Hazine vekili, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin 03.06.2021 tarihli 2021/76-318 Esas ve Karar sayılı kararı ile “davanın kabulüne, 110 ada 2 parsel sayılı taşınmazın davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacılardan … adına 1/2 ve … adına 1/2 oranında tapuya kayıt ve tesciline” karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
Davalı Hazine vekilinin temyiz isteminde bulunması üzerine Dairemizin 20.12.2021 tarihli ve 2021/6821 Esas, 2021/4088 Karar sayılı kararında belirtilen “Davaya konu taşınmaz, 25.06.1992 tarihinde Hazine adına tespit görmüş, tespitin kesinleşmesi üzerine tapuda da Hazine adına tescil işlemi yapılmıştır. 3402 sayılı Yasa’nın 12/3 maddesine göre 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılan davada; davacı, kadastro öncesi zilyetlik sebebine dayalı olarak kazanma koşullarına sahip olduğunu ispatlamalıdır. Davacılar tarafından dosyaya ibraz edilen 23.08.1999 tarihli satış sözleşmesi kadastro tespitinden sonra yapılmış olup davacının tespit tarihinden önce zilyet olmadığı sabittir. Dolayısıyla eldeki dava, taşınmaza kadastro öncesi zilyet olan kişilerce açılmış bir dava değildir. O halde mahkemece, davacılar lehine zilyetlikle kazanma tescil koşulları oluşmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirmeyle yazılı şekilde davanın kabulüne dair karar verilmesi doğru olmamıştır” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı, davacılar vekili temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili; dosya kapsamı itibariyle davalıların kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğinin kadastro tespit tarihi itibariyle gerçekleştiğini, akdi hak sahibi olan davacıların eklemeli zilyetliklerinin halen devam ettiğini, yargı mercileri arasında birbiri ile çelişen kararların kazanılmış hak ilkesinin ihlali sonucunu doğuracağını belirterek hükmün bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi zilyetlik hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 üncü maddesi, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 706 ncı maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 237 nci maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 213 üncü maddesi, 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun 26 ncı maddesi, 1512 sayılı Noterlik Kanunu’nun 60 ıncı maddesi,

2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 237 nci maddesinde “Taşınmaz satışının geçerli olabilmesi için resmi şekilde düzenlenmesi şarttır” şeklinde açıklanmıştır. Bu sebeple resmi memur önünde yapılmayan harici satış senetlerine değer verilemez ve buna dayalı olarak iptal ve tescil isteğinde bulunulamaz.

3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Onama harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

10.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.