Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2023/1537 E. 2023/2691 K. 18.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1537
KARAR NO : 2023/2691
KARAR TARİHİ : 18.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen asıl dava çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil bedelinin tahsili, karşı dava ise harici satış bedeli ile muhdesatların değerinin tahsili istemine ilişkin davalarda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8 Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı-karşı davalı vekili, müvekkilinin maliki olduğu taşınmaz üzerine davalılar tarafından yapı inşa etmek ve meyve ağaçları dikmek sureti ile elatıldığını öne sürerek taşınmazın tamamına elatmanın önlenmesine, yapıların kal’ine ve 01.10.2009-28.10.2014 tarihleri arasına ilişkin ecrimisil taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiş, karşı davanın ise reddini savunmuş, 19.04.2016 tarihli dilekçesi ile ecrimisil talebini 29.782,14 TL’ye yükseltmiştir.

II. CEVAP
Davalı-karşı davacılar vekili, dava konusu taşınmazın yaklaşık 10 yıl kadar önce davacı tarafından müvekkillerine satıldığını,buna karşılık olarak müvekkillerinin davacıya 855 parsel sayılı taşınmazı devrettiklerini, bunun yanı sıra 5000 USD ödediklerini, davacının satım için müvekkillerinden …’a vekalet verdiğini, müvekkillerinin haricen satın aldıkları taşınmazı meyve bahçesi haline dönüştürdüklerini açıklayarak asıl davanın reddine, harici satım bedeline, dava konusu taşınmaza karşılık olarak verilen 855 parsel sayılı taşınmazın dava tarihi itibarıyla rayiç bedeline ve meyve ağaçlarının dava tarihi itibarıyla rayiç bedeline ilişkin olmak üzere 15.000 TL’nin davacı/karşı davalıdan tahsili ile müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini talep etmiş, 19.04.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile harici satım bedeli 5000 USD’nin dava tarihindeki kur üzerinden değeri olan 11.100,00 TL ile ağaç bedeli olarak da 331.000,00 TL nin faizi ile birlikte davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk Derece Mahkemesinin 01.06.2016 tarihli ve 2014/552 Esas, 2016/282 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın davalı-karşı davacı … tarafından kullanıldığı, taşınmaz üzerindeki meyve ağaçlarının … tarafından dikildiği ve o tarihten bu yana davalı karşı davacı … tarafından kullanıldığı, davacı-karşı davalı …’ın bu taşınmazı davalı-karşı davacı …’a 8 dönümlük bir taşınmaz ve 5.000 USD karşılığında haricen sattığı, ancak taşınmazın mülkiyetinin davalı-karşı davacı … üzerine geçirilmediği, dava tarihine kadar davalı-karşı davacının taşınmazı kullanmaması için bir ihtarın yapılmadığı, bu haliyle davalı karşı davacının taşınmazı iyiniyetli zilyet olarak kullandığı gerekçesi ile; asıl davanın kısmen kabulü ile davalı-karşı davacı …’ın 133 ada 22 parsel sayılı taşınmaza bahçe yapmak sureti ile yapmış olduğu müdahalesinin men’ine, davalı karşı davacı … hakkındaki davanın reddine, davacı karşı davalının ecrimisil talebinin reddine, karşı davanın kabulü ile 11.100,00 TL harici satış bedelinin yasal faiz ile birlikte davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya ödenmesine, 331.000,00 TL ağaç bedelinin yasal faiz ile birlikte davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin 01.06.2016 tarihli kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8 Hukuk Dairesinin 01.04.2021 tarih ve 2021/722 Esas, 2021/3069 Karar sayılı ilamında; asıl davada, davacı/karşı davalı vekilinin elatmanın önlenmesi istemine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde; davalı-karşı davacı … vekili tarafından ibraz edilen cevap/karşı dava dilekçesinde açıkça taşınmazın her iki müvekkili tarafından kullanıldığının ve üzerindeki ağaçların birlikte yetiştirildiğinin beyan edilmesi karşısında, bu davalı yönünden de elatmanın önlenmesi isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

3. Asıl davada, davacı-karşı davalı vekilinin ecrimisil istemine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde; davalı-karşı davacılarca her ne kadar dava konusu taşınmazın harici satım sözleşmesine dayalı olarak kullandığı iddia edilmiş ise de, yukarıda açıklandığı üzere 02.12.2003 tarihli harici satış sözleşmesinde ada ve parsel bilgileri yer almayan 1250 m2’lik taşınmaz bölümünün sözleşme konusu edildiği, davacı-karşı davalı tarafça toplam 17.315,20 m2 yüz ölçümündeki dava konusu taşınmazın, bilirkişi raporlarında C harfi ile gösterilen 2264.58 m2’lik kısmının satılmasına rağmen, davalılarca A harfi ile gösterilen 13.224,02 m2’lik kısmına da elatıldığının beyan edilmesi karşısında, A harfi ile gösterilen kısmın harici satışa konu edilmediğinin, davalılarca haklı bir sebebe dayalı olmaksızın kötüniyetli olarak kullanıldığının kabulü ile pay oranında ecrimisil ile sorumlu tutulmaları gerekirken, yazılı olduğu şekilde taşınmazın A harfi ile gösterilen kısmı yönünden de ecrimisil isteminin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.

4. Davacı-karşı davalı vekilinin karşı dava konusu harici satım bedeline ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Mahkemece, her ne kadar harici satım bedelinin yasal faizi ile birlikte davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de, tapulu taşınmazların satışına ilişkin yapılan harici sözleşmeler geçersiz olup taraflar ancak verdiklerinin iadesini isteyebilecekleri, alıcının verdiği bedel için faiz isteyemeyeceği nazara alınmaması doğru görülmemiştir.

5. Davacı-karşı davalı vekilinin karşı dava konusu muhdesat bedellerinin tazminine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Mahkemece taşınmazın tümü üzerinde yer alan ağaç bedellerinin davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de, taşınmazın A harfi ile gösterilen kısmının harici satış sözleşmesine konu edilmediği, dolayısıyla davalı-karşı davacıların bu kısım üzerindeki ağaç bedellerini davacı-karşı davalıdan isteyemeyeceği nazara alınmaksızın yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
1. İlk Derece Mahkemesi, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında davalı – karşı davacılar vekili tarafından ibraz edilen cevap/ karşı dava dilekçesinde açıkça taşınmazın her iki müvekkili tarafından kullanıldığının ve üzerindeki ağaçların birlikte yetiştirildiğinin beyan edilmesi karşısında davacının el atmanın önlenmesi talebinin her iki davalı açısından da kabulüne,

2. Davalı – karşı davacılarca her ne kadar dava konusu taşınmazın harici satım sözleşmesine dayalı olarak kullandığı iddia edilmiş ise de 02.12.2003 tarihli harici satış sözleşmesinde ada ve parsel bilgileri yer almayan 1250 m2’lik taşınmaz bölümünün sözleşme konusu edildiği, A harfi ile gösterilen kısmın harici satışa konu edilmediğinin, davalılarca haklı bir sebebe dayalı olmaksızın kötüniyetli olarak kullanıldığının kabulü ile pay oranında ecrimisil ile sorumlu tutulmalarına davacının ecrimisil talebinin kısmen kabulü ile; 22.745,31 TL’nin davalı karşı davacılardan tahsil edilerek davacıya verilmesine,

3. Önceki kararda harici satım bedelinin yasal faizi ile birlikte davacı – karşı davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de, tapulu taşınmazların satışına ilişkin yapılan harici sözleşmeler geçersiz olup taraflar ancak verdiklerinin iadesini isteyebileceği, alıcının verdiği bedel için faiz isteyemeyeceği, karşı davanın kısmen kabulü ile; 11.000,00 TL’nin davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacılara verilmesine,

4. Taşınmazın A harfi ile gösterilen kısmının harici satış sözleşmesine konu edilmediği, dolayısıyla davalı – karşı davacıların bu kısım üzerindeki ağaç bedellerini davacı – karşı davalıdan isteyemeyeceğine, davalı karşı davacının ağaç bedeli talebinin kısmen kabulü ile; 5.000,00 TL’lik kısmının karşı dava tarihi 03.12.2014 tarihinden itibaren, 41.556,00 TL kısmının ıslah tarihi 18.04.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı karşı davalıdan tahsil edilerek davalı karşı davacılara verilmesine, karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı karşı davalı vekili temyiz dilekçesinde; taşınmazın satışına ilişkin 02.12.2003 tarihli belgede müvekkilinin imzasının bulunmadığını belgenin sahte olduğunu, fotokopisinin mahkemeye sunulduğunu, bu hususta Iğdır Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduklarını, soruşturma sonucunun beklenmediğini, C harfiyle gösterilen yere ilişkin ağaç bedelinin ve davalılar lehine hükmedilen vekalet ücretinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.

2. Davalı karşı davalı vekili temyiz dilekçesinde; davacı-karşı davalının olan karşı taraf tarlanın bir meyve bahçesine dönüştüğünü gördüğünü ve etrafının da yönlendirmesiyle bu bahçeye, hakkı olmadığını bildiği halde sahip olmaya çalıştığını, tanık beyanlarının dikkate alınmadığını, davacı lehine ecrimisile hükmedilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilerinin ağaçları iyi niyetle dikip baktıklarını, ağaç bedelinin eksik belirlendiğini, davacının sadece talebinin yerine getirilmesi gerektiğini, karşı dava yönünden takdir edilen 11.000,00 TL’ye faiz uygulanmaması ve ödenecek bedelin eksik hesap edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, hükme esas alınan raporda hesaplama hatası yapıldığını ileri sürmüştür.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl ve karşı davanın kısmen kabulü kararının eksik incelemeye ve hatalı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktasındadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 683 ve 995 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin tüm davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Davalı temyizi yönünden; davacının taşınmazda1/10 payı olduğu gözetilmeden krokide A harfiyle gösterilen alanın tamamı yönünden yapılan hesaplama hükme esas alınarak davacı lehine 2.274,53 TL ecrimisile hükmedilmesi gerekirken 22.745,00 TL ecrimisile hükmedilmesi hatalıdır.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun/6100 sayılı Kanun’un) 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı tarafın tüm davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalı tarafın İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kısmen kabulü ile hüküm fıkrasının (1/b) numaralı bendinde yer alan “ 22.745,31 TL’nin” ibaresinin çıkartılarak yerine “ 2.274,53 TL’nin” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

18.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi

Okundu: H.Dağlı – G.Şavkılı