Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2023/1530 E. 2023/2252 K. 24.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1530
KARAR NO : 2023/2252
KARAR TARİHİ : 24.04.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen el atmanın önlenmesi ve ecrimisile ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleştirilen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Asıl davada davacı …, birleştirilen davada davacı … vekili; davalının dava konusu taşınmazda haklı bir sebebe dayanmaksızın işgalci olduğundan bahisle asıl davada el atmanın önlenmesi ve ecrimisile; birleştirilen davada ise el atmanın önlenmesine yönelik istemini geri alarak yalnızca ecrimisile karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili, vekil edeninin taşınmazda işgalci değil kiracı konumunda olduğunu, dört yıllık kira bedelinin de davacı …’e peşin ödendiğini bildirerek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesini 15.07.2016 tarih ve 2011/375 Esas, 2016/356 Karar sayılı kararıyla, asıl davada davacının payına yönelik davalının vaki müdahalesinin men’ine, ecrimisil isteminin kısmen kabulüne; birleştirilen davada el atmanın önlenmesi istemi yönünden usulüne uygun yatırılan harç olmadığından karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili ile davalı vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 16.12.2020 tarih ve 2018/7477 Esas, 2020/8285 Karar sayılı kararıyla; davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, davalının kayıttan kaynaklı herhangi bir hakkı olmamasına rağmen mahkemece sadece davacıların paylarına vaki el atmanın önlenmesine karar verilmiş olmasının doğru olmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal kira değerlendirmesi yapılmaksızın ecrimisil belirlendiğinden raporun denetime elverişli olmadığı, eksiklik giderilecek şekilde yeniden denetime elverişli bilirkişi raporu alınması gerektiği, ayrıca el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davaları nitelikleri gereği aynı maddi olgu ve hukuki nedenden kaynaklanmakta olup, aynı davada dava konusu yapılması nedeniyle yatırılan harç oranı gözetilerek her iki istek yönünden davacılar lehine, tek vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği hâlde mahkemece her iki istek yönünden ayrı ayrı vekâlet ücretine hükmedilmesinin de isabetsiz olduğu belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilâmı doğrultusunda emsal karşılaştırma yöntemi yaptırılarak bilirkişi raporu aldırıldığı, bu rapor doğrultusunda ecrimisil talebinin kısmen kabulü yönünde kanaat oluştuğu, dava konusu taşınmazlarda davacıların paydaş olup davalının kayıttan kaynaklanan bir hakkı olmadığı belirtilerek, asıl davanın kısmen kabulü ile 771,09 TL’nin dava tarihinde işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 9124 ada 10 parselde bulunan 1 ve 2 numaralı bağımsız bölümlere el atmanın önlenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, birleştirilen davanın kısmen kabulü ile 4.286,79 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine, el atmanın önlenmesi davası usulüne uygun açılmadığından karar vermeye yer olmadığına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili ile davalı vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili temyizinde, hükmedilen ecrimisilin düşük belirlendiğini, davalı lehine hükmedilen vekâlet ücretinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.

2. Davalı vekili temyizinde, davacı tarafın dava dilekçesinde müvekkili davalının kiracı olduğunu kabul ettiğini, daha sonra ıslah dilekçesi ile haksız işgalci olduğunu ileri sürdüğünü, davanın değiştirilip genişletilmesine muvafakat vermediklerini, davacı lehine hükmedilen vekâlet ücretinin hatalı olduğunu, müvekkilinin dava konusu taşınmazda paydaş malik olan ….. ile yaptığı kira sözleşmesinin geçerli olduğunu, 4 yıllık kirayı peşin ödediği için kira borcu da bulunmadığını ileri sürmüştür.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl davada el atmanın önlenmesi ve ecrimisil, birleştirilen davada ecrimisil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, “Mülkiyet hakkının içeriği” başlıklı 683 üncü maddesi, “Mülkiyet İlişkisi” başlıklı 722 inci maddesi, “İyi niyetli olmayan zilyet bakımından” başlıklı 995 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili ile davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

24.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.