Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2023/128 E. 2023/1762 K. 27.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/128
KARAR NO : 2023/1762
KARAR TARİHİ : 27.03.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen geçit davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen, kabul kısmen reddine karar verilmiştir.

Hüküm verildikten sonra davacı … tarafından tedbiren geçiş hakkı istenmesi üzerine talebin kabulüne dair 12.09.2022 tarihli karara bir kısım davalılar vekili tarafından itiraz edilmekle itirazın reddine dair 04.11.2022 tarihli ek karar, bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Mahkemenin asıl kararı da bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, asıl karara yönelik temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı … vekili; 150 parsel sayılı taşınmazın müvekkiline, komşu 4396 parsel sayılı taşınmazın davalılara ait olduğunu, müvekkiline ait 150 parsel sayılı taşınmaza bitişik 151 parsel sayılı taşınmaz lehine… Sulh Hukuk Mahkemesinin 1987/68 Esas, 1990/510 Karar sayılı ilamı ile 4396 (eski 158) parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit hakkı tesis edildiğini ancak tesis edilen geçit hakkından bugüne kadar ulaşımın hiç mümkün olmadığını belirterek 150 parsel sayılı taşınmaz lehine uygun görülecek bedel karşılığında 4396 parsel sayılı taşınmaz üzerinden 3 metre genişliğinde geçit hakkı kurulmasını ve davacıya ait 151 parsel sayılı taşınmaz lehine davalılara ait 4396 (eski 158) parsel üzerinden… Sulh Hukuk Mahkemesinin 1987/68 Esas, 1990/510 Karar sayılı ilamı ile kurulan geçit hakkının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalılar Mehmet ve … vekili; davanın kesin hüküm nedeniyle usulden reddini, aksi takdirde esastan reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince; “davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile davacının Mehmet ve … hakkındaki taleplerinin reddine, … Sulh Hukuk Mahkemesinin 1987/68 Esas, 1990/510 Karar sayılı ilamı ile kurulan geçit hakkının kaldırılmasına, 150 parsel sayılı taşınmaz lehine 11.04.2016 havale tarihli bilirkişi raporunda 1 inci alternatifteki sarı renk ile gösterilen 143 parsel ve kırmızı renk ile gösterilen 142 parsel üzerinden geçit hakkı kurulmasına” karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 22.06.2016 tarihli kararına karşı süresi içinde bir kısım davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
(Kapatılan) Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 30.09.2020 tarihli ve 2016/16705 Esas, 2020/5615 Karar sayılı ilamında belirtilen “Yukarıda açıklanan ilkeler gereğince somut olay incelendiğinde; dava konusu taşınmaz ve etrafındaki taşınmazları gösteren krokinin incelenmesinde, geçit irtifakı tesisi istenen 150 parsel sayılı taşınmazdan sonra 151 parsel sayılı taşınmazın mevcut olduğu görülmüştür. Tapu kayıtlarının incelenmesinde, 150 ve 151 parsel sayılı her iki taşınmazın da davacı …’ya ait olduğu anlaşılmıştır. Davacı vekili 151 parsel sayılı taşınmazı lehine daha önce tesis edilen geçit hakkının kaldırılmasını, 150 parsel sayılı taşınmazı lehine davalılara ait 4396 parselden geçit hakkı kurulmasını talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, 11.12.2015 tarihinde keşif yapılmış, sonrasında dosya içerisine alınan bilirkişi raporlarında 4 güzergah belirlenmiştir. Mahkemece, önceden tesis edilen geçit hakkının kaldırılması ile 1 No.lu güzergahtan geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir. 11.04.2016 havale tarihli fen bilirkişi raporunda gösterilen 4 nolu güzergah önceden 151 parsel sayılı taşınmaz lehine geçit hakkı tesis edilen güzergah olup, 4396 parsel sayılı taşınmazın batı sınırını takip eden güzergahtır. …. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1987/68 E., 1990/510 K. sayılı ilamının incelenmesinde; 151 parsel sayılı taşınmaz lehine T. Bilirkişinin 16.10.1990 tarihli rapor ve krokisinde belirtilen 3.9.17 tafsilat noktasını takip eden 152 parselin müşterek sınırından 158 (yeni 4396) parsel sayılı taşınmaz aleyhine geçit hakkı kurulmasına karar verildiği, bu kararın 11.04.1991 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
İlk Derece Mahkemesince, fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi de dikkate alınarak 150 ve 151 parsel sayılı taşınmazlar davacının mülkiyetinde olsa da geçit hakları kişiler lehine değil taşınmazlar lehine kurulacağından, lehine geçit hakkı istenilen 150 parsel sayılı taşınmazdan kesintisiz olarak yola ulaşımın sağlanması için 151 parsel sayılı taşınmazdan akdi irtifak kurularak, davacı lehine… Sulh Hukuk Mahkemesinin 1987/68 E., 1990/510 K. sayılı mahkeme hükmüyle tesis edilen ve 11.04.2016 havale tarihli bilirkişi raporunda gösterilen 4 No.lu güzergahtan geçit hakkı kurulması gerekirken aleyhine geçit hakkı tesis edilen davalıların yükünü ağırlaştıracak şekilde yeni bir geçit hakkı tesisi doğru görülmemiştir” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “dahili davalı … ve dahili davalı … hakkındaki taleplerinin reddine; ….Mahallesi, (eski 150 parsel) yeni 165 ada 36 parsel sayılı taşınmaz lehine olmak üzere; aynı yer (eski 151 parsel) 165 ada 35 parsel sayılı taşınmaz aleyhine; …Kadastro Müdürlüğü’nün 13.05.2022 tarihli müzekkere cevabı ekindeki krokide belirtildiği üzere A harfi ile gösterilen 583,97 m²’lik alanda akdi irtifak hakkı tesisi ve 11.04.2016 havale tarihli bilirkişi raporunda ve ekindeki EK-2 No.lu krokide 4 üncü alternatif olarak incelemesi yapılan pembe renk ile gösterilen davalılara ait aynı yer 4396 parsel üzerinden 165 ada 36 parsel sayılı taşınmaz lehine olmak üzere (… Sulh Hukuk Mahkemesinin 1987/68 E., 1990/510 K. sayılı ilamı ile tesis edilen, teknik bilirkişinin 16.10.1990 tarihli rapor ve krokisinde belirtilen 3. 9. 17. tahsilat noktasını takip eden eski 152 parselin müşterek sınırında eski 158 parsel aleyhine eski 150 parsel yeni 165 ada 36 parsel sayılı taşınmaz lehine olmak üzere 3 metre genişlikte 269 metre uzunlukta toplam 807 m²’lik kısım üzerinde) geçit hakkı tesisine” karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesince İhtiyati Tedbir Talebinin Kabulüne Dair Karara İtiraz Üzerine İtirazın Reddine Dair Ek Karar
İlk Derece Mahkemesince, “dava konusu taşınmazın bulunduğu… ilçesinde Ağustos, Eylül, Ekim aylarında incir hasadı, taşınması, satışı işleri yapıldığından ve davacının başka yerden geçme imkanı bulunmadığından ürün hasat işlemleri kapsamında tedbiren geçiş hakkı verilmesini talep etmekte hukuki yararının bulunduğu, hükmün de taşınmazın aynını etkileyen bir durum içermesi nedeniyle kesinleşmeden infaz kabiliyetine haiz olmadığı, asıl talep bakımından “yaklaşık ispat kriterinin” de sağlanmış olduğu, tedbir talebinin kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı gerekçesiyle davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karşı bir kısım davalılar vekilinin itirazının reddine” karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
1. Asıl Karara Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen asıl kararına karşı süresi içinde bir kısım davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Ek Karara Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen ek kararına karşı bir kısım davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Asıl Karara Yönelik Temyiz Sebepleri
Davalılar Fadime ve Mehmet vekili, … Sulh Hukuk Mahkemesine ait 1987/67 Esas sayılı davada verilen kesin hükmün söz konusu olduğunu, Yargıtay bozma ilamının yerinde olmaması nedeniyle ilk hüküm gibi karar verilmesini, davalılar aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesinin doğru olmadığını, hüküm tarihine yakın bedel tespit edilip depo edilmeden hüküm kurulduğunu, karşılıksız geçit hakkı kurulmasının doğru olmadığını, davacının ölünceye kadar bakım akdi ile taşınmazı sattığını, paylı mülkiyette tüm paydaşların birlikte hareket etmesi gerektiğinden satın alanlardan Kadriye’nin davayı takip etmemesi nedeniyle her iki davacı yönünden ret kararı verilmesi gerektiğini, dile getirmiştir.

2.Ek Karara Yönelik Temyiz Sebepleri
Bir kısım davalılar vekili, esas hakkında karar verildikten sonra geriye dönüp ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğini, tedbir kararının sınırlarının açık ve net olarak çizilmediğini ek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, geçit hakkı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. Geçit hakkı ile ilgili yasal düzenlemeler 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 747 ve devamı maddelerinde yer almaktadır.

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir: “(2) Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunu’nun 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 444 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. (Ek cümle: 1/7/2016-6723/34 md.) Bu kararlara ilişkin dosyalar Bölge Adliye Mahkemelerine gönderilemez.”

3. Konumuzla bağlantılı olarak ihtiyati tedbir kararlarının temyizi konusunda 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda herhangi bir düzenleme bulunmamakta, ilk düzenleme 6100 sayılı Kanun ile getirilmektedir. Kanunda ihtiyati tedbir taleplerine karşı kanun yolu açılmış olsa da bu hususta Yargıtaya açıkça bir görev verilmemiştir.

4. 1086 sayılı Kanun’a göre; bir kararın temyiz edilip edilmeyeceği kanun tarafından belirlenir. Yargılamaya son veren ve hâkimin davadan elini çekmesi sonucunu doğuran İlk Derece Mahkemelerinin verdiği nihaî kararlara karşı kural olarak temyiz yoluna başvurulabilir. Şu halde, ara kararlar tek başına temyiz edilemez, ancak asıl hükümle birlikte temyiz edilebilir (HUMK. 427/I, c.1).

5. Nihaî kararların da temyiz edilebileceği kuralı mutlak değildir. Yani, istisnai olarak, bazı nihaî kararların temyiz edilemeyeceği kabul edilmiştir.

6. Buna göre, miktar değeri HUMK’nın (5236 s. Kanundan önceki) m. 427/II deki temyiz sınırını geçmeyen taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin her çeşit hukuk mahkemesi nihaî kararları kesindir, temyiz edilemez. Özel kanun hükümleri gereği temyiz edilemeyeceği, kesin olduğu belirtilen bazı nihaî kararlar temyiz edilemez ve geçici nitelikteki kararlar temyiz edilemez.

7. Bu durumda ihtiyati tedbir taleplerinin reddiyle bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilecek kararların niteliği itibariyle nihai karar olmadığı ve temyize sadece nihai nitelikteki kararlar aleyhine gidilebileceği hususu gözetildiğinde; söz konusu geçici maddenin yollamasıyla bu tür kararlara karşı yasa yollarına başvurulamayacaktır.
3. Değerlendirme
1. Ek Karara Yönelik Yapılan Değerlendirme
Yukarıda belirtilen Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 21.02.2014 tarihli ve 2013/1 Esas, 2014/1 Karar sayılı içtihatı doğrultusunda mahkemelerce verilen ihtiyati tedbir taleplerinin reddi veya bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilen kararlara karşı temyiz yolu kapalı olduğundan bir kısım davalılar vekilinin 04.11.2022 tarihli ek karara yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

2. Asıl Karara Yönelik Yapılan Değerlendirme
Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiş, hükmün onanması gerekmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
04.11.2022 tarihli ihtiyati tedbir talebine itirazın reddi kararına yönelik bir kısım davalılar vekilinin TEMYİZ DİLEKÇESİNİN REDDİNE,
13.05.2022 tarihli asıl karara yönelik bir kısım davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

27.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.