Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2023/1192 E. 2023/3180 K. 07.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1192
KARAR NO : 2023/3180
KARAR TARİHİ : 07.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili; dava konusu taşınmazın müvekkilinin babası … tarafından 1964 yılında satın alındığını ancak taşınmazın tapuya … olarak kaydedildiğini, … diye bir kişinin olmadığını belirterek tapu kaydının iptalini ve müvekkili adına tescilinin yapılmasını talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili; husumetin kendilerine yöneltilemeyeceğini, ayrıca davacının daha önce isim tashihi davası açtığını ve reddedildiğini, şimdi ise zilyetliğe dayalı tapu iptal tescil davası açtığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesince: “…davanın TMK’nın 713/2 nci maddesinde açıklanan kayıt malikinin tapu kütüğünde kim olduğunun anlaşılamaması sebebine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olduğu, davacı tarafından daha önce kayıt malikinin murisi olduğu iddiasıyla açtığı isim tashihi davasının ispat edilemediğinden reddedilmesi kararından hareketle, kayıt malikinin bilinen kişi olduğunun kabul edilmesinin doğru olmadığı, bu tür davalarda, gerek tapu sicilinin doğru tutulmasından doğan sorumluluk gerekse son mirasçı sıfatıyla TMK’nın 501 inci maddesi uyarınca Hazinenin davalı olarak gösterilmesinin zorunlu olduğu, mahkemenin husumet yokluğundan davanın reddine karar vermesinin doğru olmadığı, mahkemece davanın niteliği göz önünde bulundurularak, dava konusu taşınmazın ilk oluştuğu tarihten itibaren tapu kayıtları, kadastro tutanağının tüm dayanaklarıyla birlikte getirtilmesi, tarafların delillerinin toplanması, kayıt malikinin kanun anlamında bilinen kişi olup olmadığının belirlenmesi ve sonuca göre karar verilmesiyken yanılgılı değerlendirmeyle davanın husumet yokluğundan reddine karar verildiği…” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda: “…dava konusu 14 No.lu bağımsız bölümün, 14.09.2020 tarih ve 35778 yevmiye numaralı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun Ek 1 maddesi gereği Köy/ Mahalle/ Mevkii/ Ada/ Parsel Bilgilerinin Düzeltilmesi işlemi ile … adına tescil edildiği, tapuda isim tashihi davası açıldığı ancak kayıt maliki …’in, … olduğuna ilişkin delil elde edilemediğinden davanın ispatlanamaması nedeniyle reddedildiği, görülmekte olan davada ise tapuda malik olarak görünen … diye birisinin bulunmadığı iddiasıyla zilyetliğe dayalı tescil talep edildiği, tapu kaydında malik olarak görünen … ile davacı tarafın iddia ettiği …’ in aynı kişi olup olmadığı hususunda mahalle muhtarlığından, emniyet müdürlüğünden zabıta araştırmaları yapıldığı, veraset ilamı, tapu kayıtları, dava konusu taşınmaz üzerine kurulu bulunan binanın kat mülkiyeti tesisine ilişkin belgeler, nüfus kayıtları hep birlikte incelendiğinde, dava konusu taşınmazın ilk tesisinin arsa üzerinde kurulu bulunan binanın kat mülkiyetine geçişinde ….. oğlu, … adına kayıt yapıldığı, 14/09/2020 tarihinde bilgilerin düzeltilmesi işleminde …. oğlu, … adına kayıt yapıldığı, yapılan zabıta araştırmasında, veraset ilamından ve nüfus kayıtlarından … ile …’in aynı kişi olduğu, davacının tapu malikinin tek mirasçısı olduğu…” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini savunmuştur.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle, mahkemece yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan karar verildiğini savunmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, TMK’nın 713/2 nci maddesinde belirtilen ‘bilinmeme’ nedenine dayalı tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
Türk Medeni Kanunu’nun 713 üncü maddesi: “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. Aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan veya yirmi yıl önce (…) hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. Tescil davası, Hazineye ve ilgili kamu tüzel kişilerine veya varsa tapuda malik gözüken kişinin mirasçılarına karşı açılır. Davanın konusu, mahkemece gazeteyle bir defa ve ayrıca taşınmazın bulunduğu yerde uygun araç ve aralıklarla en az üç defa ilân olunur. Son ilândan başlayarak üç ay içinde yukarıdaki koşulların gerçekleşmediğini ileri sürerek itiraz eden bulunmaz ya da itiraz yerinde görülmez ve davacının iddiası ispatlanmış olursa, hâkim tescile karar verir. Mülkiyet, birinci fıkrada öngörülen koşulların gerçekleştiği anda kazanılmış olur. Davalılar ve itiraz edenler, aynı davada kendi adlarına tescile karar verilmesini isteyebilirler. Kararda, tescili istenilen taşınmazın niteliği, yeri, sınırları ve yüzölçümü belirtilir ve karara, uzmanlarca düzenlenen teknik bilgileri içeren krokisi de eklenir. Özel kanun hükümleri saklıdır.” hükmünü ihtiva etmektedir.

3. Değerlendirme
Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, bozma ilamı uyarınca araştırma ve inceleme yapılarak verilen kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Harçlar Kanununun 13/j maddesi gereğince Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Onama harcı davacıdan peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,

Kararın tebliğinden itibaren 15 içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

07.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.