Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2023/1028 E. 2023/2429 K. 09.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1028
KARAR NO : 2023/2429
KARAR TARİHİ : 09.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı asıl ve birleştirilen dava davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Asıl davada davacılar vekili; vekil edenlerinin babası olan …..’un 1960 yılında davalı kayıkçı …. ile sözlü anlaşma yaparak dava konusu 221 ada 32 parsel sayılı taşınmazı bedelini ödemek suretiyle satın aldığını, gerek günün şartları gerekse karşılıklı güven sebebiyle devrin tapuda gerçekleşmediğini, davacıların babası …..’nın ilgili taşınmaza ev yaptığını, kesintisiz ve iyi niyetli olarak kullandığını, vekil edenlerinin iyi niyetle yıllardır aralıksız olarak kullandığı arsanın üzerindeki evin değerinin arsadan fazla olduğunu açıklayarak çekişmeli yerin davacılar adına tesciline, bunun mümkün olmaması halinde ise yapı değerinin arsa değerinden fazla olması nedeniyle uygun bir bedel karşılığında temliken tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Asıl davada davacılar vekili 27.03.2019 tarihli beyan dilekçesinde, haricen satın alma ve zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil talebinde bulunduklarını bildirmiştir.

3. Birleştirilen davada davacılar vekili; vekil edenlerinin babası olan…..’un 1960 yılında davalı kayıkç….. ile sözlü anlaşma yaparak davaya konu olan tapuda 221 ada 32 parsel No.lu Karşıyaka …. caddesindeki taşınmazı resmi şekil şartlarını yerine getirmeden satın aldığını, 1960 yılından beri davacıların babası ve vekil edenlerinin ilgili taşınmaza ev yaptıklarını, kesintisiz ve iyi niyetli olarak kullandıklarını, vekil edenlerinin iyi niyetle yıllardır aralıksız olarak kullandığı arsanın üzerindeki evin değerinin arsadan fazla olduğu da dikkate alınarak vekil edenlerini adına tesciline, İzmir ili, …. ilçesi, …. Mahallesi 221 ada, 15 pafta, 32 parselde yapılmış bulunan arsanın tapusunun iptaline, arsanın bedelinin ödendiğinden dolayı tekrardan davalıya ödeme yapılmamasına karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
Asıl ve birleştirilen davada davalılar vekili, davaların reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Birleştirilen Karşıyaka Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.01.2016 tarihli ve 2015/172 Esas, 2016/4 Karar sayılı kararıyla; verilen kesin süre içinde dava dilekçesinde davalıların isim, soyisim ve adreslerinin tamamlanmadığından, davanın HMK’nın 119/2 nci maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Birleştirilen İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 15.03.2021 tarihli ve 2019/2539 Esas, 2021/2310 Karar sayılı ilamında; “… taşınmaz kayıt maliki Kayıkçı ….’nın veraset ilamını sunmak için davacılar vekiline yeniden yetki ve süre tanınması, veraset ilamında belirlenen mirasçıların adreslerinin tespit edilerek taraf teşkili Mahkemece sağlanarak, yapılacak yargılamada hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek karar verilmiş olması doğru görülmemiştir…” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
1. Karşıkaya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.04.2022 tarihli ve 2021/246 Esas, 2022/98 Karar sayılı kararı ile; mahkeme dosyasının Karşıyaka 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/121 Esas sayılı dosyasında birleştirilmesine karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; asıl davada satış iddiasının ispatlanamadığı, birleştirilen davada ise taşınmaz üzerindeki yapının taşınmaza artı değer olarak kazandırdığı oranın yeterli olmadığı ve arsa değerinin yapı değerinden yüksek olduğu gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen dava davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Asıl ve birleştirilen dava davacılar vekili temyiz dilekçesinde,
1. Asıl dava yönünden, vekil edenlerinin ispat külfetini yerine getirdiğini,

2. Bir kimsenin malik sıfatı ile zilyet olmadığı bir taşınmazda yıllarca ikamet etmesi, ev yapması, bu evin yıllarca kendisi ve mirasçıları tarafından kullanılması, seneler içinde birçok kez tamir ve tadilatın her türlü masrafını karşılanmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu,

3. Davalıların kullanıma ses çıkarmadığını,

4. Davacıların murisi ile Kayıkçı … arasında geçerli bir devir sözleşmesi yapıldığının davalılarca bilindiğini,

5. Birleştirilen dava yönünden, anılan kararın haksız ve hukuka aykırılık teşkil ettiğini,

6. Devirden sonra davacıların murisi tarafından betonarme bina inşa edilmiş olup yıllar içerisinde bu binanın birçok kez yenilendiğini,

7. Yargılama devam ederken ilgili yapı hakkında haksız şekilde yıkım kararı verildiğini ve davalılar ile üçüncü şahıs Ramazan arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını,

8. Böylece dava tarihlerindeki hukuki durum değiştirilerek davalılar lehine hukuki durum oluşturulduğunu,

9. Bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığını, yalnızca dava tarihi ve keşif tarihi baz alınarak hesaplama yapılmasının davacılar açısında ciddi hak kaybına sebebiyet verdiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl ve birleştirilen davalar tapu iptali ve tescil istemine yöneliktir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası,

2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un 706 ncı maddesi, 724 üncü maddesi, Borçlar Kanun’un 213 üncü maddesi, Tapu Kanun’un 26 ncı maddesi, 1512 sayılı Noterlik Kanun’un 60 ıncı maddesi.

3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Asıl ve birleştirilen dava davacılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Onama harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

09.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.